SURİYELİLER ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU

Son günlerde özellikle sosyal medya üzerinden, “İnegöl’de Suriyelileri istemiyoruz” ifadesi ile paylaşılan resimlerle karşı karşıya kalıyoruz. Geçtiğimiz gün yine bu paylaşımlardan biri dikkatimi çekti. Bu paylaşımın altına yapılan yorumlara göz gezdirdim. ‘Suriyelileri istemiyoruz, memleketlerinde savaşmadılar biz niye alıyoruz ki bunları’ gibi cümleler kurulmuş.   ALGIYA GELME KARDEŞİM!! Geçtiğimiz gün ilçemizde yerel medyaya da yansıyan hırsızlık […]

Yayınlama: 06.07.2017
6.013
A+
A-

Son günlerde özellikle sosyal medya üzerinden, “İnegöl’de Suriyelileri istemiyoruz” ifadesi ile paylaşılan resimlerle karşı karşıya kalıyoruz. Geçtiğimiz gün yine bu paylaşımlardan biri dikkatimi çekti. Bu paylaşımın altına yapılan yorumlara göz gezdirdim. ‘Suriyelileri istemiyoruz, memleketlerinde savaşmadılar biz niye alıyoruz ki bunları’ gibi cümleler kurulmuş.

 

ALGIYA GELME KARDEŞİM!!






Geçtiğimiz gün ilçemizde yerel medyaya da yansıyan hırsızlık konusu vardı. Motosikleti çalınan vatandaş, motosikletini buluyor ve çalan adamı da darp ediyor. Ve birileri de bunu video kaydına alıyor. Bu kaydı sosyal medya üzerinden paylaşanlar, ‘Suriyeli hırsız böyle dayak yedi’ gibi başlıklar kullanıyor. Ve videonun altında bir sürü kin ve nefret kusan insanlar… Olayda hırsızlık yapan şahıs Suriyeli değil. Ama öyle bir algı operasyonu dönüyor ki, ne tarafa dönseniz hep aynı şeyler. Sosyal medya günümüzün art niyetli insanları ile kaynıyor. Keşke devlet yetkilileri sosyal medya özelinde çalışıp, dış değil de iç kaynaklı gelişmiş paylaşım siteleri üzerinde çalışsa ve anında müdahale edebilse.

 

Sosyal medya üzerinden Suriyeliler ile ilgili bir çok paylaşım yapılırken, bunları araştırınca hepsinin değil ama genelinin yalandan ibaret olduğunu görüyoruz. Daha doğrusu algı operasyonu olduğunu görüyoruz. Toplumsal olay haline getirme isteyenlerin fitnesi olarak görüyoruz.

 

Zira İçişleri Bakanlığı son zamanlarda sosyal medya üzerinden yapılan bu gibi yorumlarla ilgili açıklamalarda bulunarak, “Suriyeli misafirlerimizle ilgili, ‘Suçu tırmandırdıklarına yönelik olarak’ servis edilen haber ve yorumlar gerçek bağlamından koparılarak kamuoyuna yansıtılmaktadır. Suriyeli misafirlerimizle gerek kendi aralarında gerekse vatandaşlarımızla zaman zaman yaşanan gerginlikler son günlerde çarpıtılarak, abartılarak toplum içinde infial oluşturacak bir dille aktarılmakta. Misafirperverlik ve ensar ruhuyla bağdaşmayacak şekilde, başka bir boyuta taşınmak istenmekte. Bu konu bir fitne, nifak ve iç siyaset malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır” ifadelerine yer verdi.

 

Bazı milletvekilleri ise açıklamalarda bulunarak, sosyal medya üzerinde algı operasyonları gerçekleştiren mecraların FETÖ bağlantıları olabileceğine dikkat çekti.

 

ENSARLIK NEDİR VE BİZİM DURUMUMUZ ENSARLIK MI?

Alemlerin Efendisi Peygamber Efendimiz S.A.V., Mekke’den Medine’ye hicret ederken son bir kez Mekke’ye dönüp baktı ve, “Ey Mekke! Sen benim için bütün şehirlerden daha güzelsin ama senin insanların beni rahat bırakmıyor’ demiş ve gitmişti. Resulullah S.A.V Medine’ye gittiğinde, Medineli Ensar, Resulullah ve beraberindeki Sahabe efendilerimize kucağını açmış, hayatını paylaşmıştı. Hatta Medineli Ensar, kendilerinden daha fazla misafirlerine değer verdiği için, ‘Ensar’ ismini almıştı.

 

Şimdi günümüze gelelim. Suriye’deki Sunni Müslümanlar, eli kanlı cani Esed yönetimi tarafından rahat bırakılmadı. Hepsi değil belki ama yerinden yurdundan edilen insanlar belki de son bir kez kendi şehirlerine bakıp, Resulullah S.A.V’in söylediği sözleri söyledi. Bizler onlara karşı Resulullah S.A.V’i karşılayan Ensar gibi evlerimizi ikiye bölmedik. Evimizdeki eşyaların yarısını onlara vermedik ama yardımcı olmaya çalıştık. Devletimiz sağolsun, bizim üstümüzdeki vazifeyi üstlendi. Bu vazife, hem devlet olarak hem de Türkiye’deki günümüzün ‘Ensarları’ tarafından yerine getirilmeye devam ediyor.

 

Bir yandan Ensarlık mücadelesi verilirken, bir yandan da sosyal medya üzerinden yapılan algı operasyonları ile karşı karşıya kalıyoruz. ‘Arap seviciler’ diye açıkçası aptalca kurulan cümleleri duyduğumuz anda sinirlerimiz geriliyor. Mazlumu sevmenin adı, ‘Arap sevici’ olmuş.

 

Tabi ilçemizde de yaşanan bazı hadiselerden dolayı, bir anda bütün Suriyelileri aynı kefeye koyup, hepsini kötüler duruma geldik. Peki neden bir anda bunlar oldu? Biraz da buna değineyim. Kültürümüz Suriyeliler ile çok farklı. Farklılıklar bazen itici olur. Kötü olmayan ama kültürlerinden dolayı bizlere itici gelen Suriyelileri, toplumsal olay çıkarmak isteyen art niyetli ve şeref yoksunu insanların algı operasyonları ile beynimizde harmanladığımızda ortaya bu sonuç çıkıyor; ‘Geldiklerinden beri hep vukaat. Ülkemizde istemiyoruz onları’…

 

Kültürümüz farklı evet biz yıllarca Arapları İslam’ı iyi yaşıyor diye bilirken, birden onları aramızda görünce şaştık kaldık. Aralarında oruç tutmayanlarda var, namaz hiç kılmayanlarda var, yolunda doğru yürümeyende var, art niyetlilerde var, saygısızlar da var…

 

Peki güzel kardeşim bizim aramızda, bu ülkenin vatandaşı olup da bu özelliklerde insan hiç yok mu? Antalya’da 22 yaşındaki Gülizar Turan’a tecavüz edip boğazını keserek öldüren Cengiz Donk Suriyeli Arap mı? Yalova’da 5 Yaşındaki minik Eylül’e tecavüz edip öldüren M.Ş.A Suriyeli Arap mı? Diyarbakır’da 15 yaşındaki Hasret Daşlı’ya tecavüz ettikten sonra öldüren veya öldürenler Suriyeli Arap mı? Özoğlu Mustafa Diker’e tecavüz edip, kimseye söylememesi için döve döve öldüren Erol Diker Suriyeli Arap mı? 15 Temmuz’da, 249 şehit verdiğimiz o kara gecede, havadan bomba yağdıranlar Suriyeli Arap’mıydı?

 

Biz ne temiz milletmişiz yahu… Aramızda hiç tecavüzcü, dolandırıcı, sahtekar, hırsız, ırz düşmanı ve katil yok…

 

Bunların yazarken, benim hiç rahatsız olmadığım konu olmadığı anlamına gelmesin. Benimde hoşlanmadığım durumlar elbette var. Hatta onu da bir örnekle açıklayayım sizlere. Geçtiğimiz haftalarda Suriyeliler ile ilgili meydan kavgasını hepimiz hatırlarız. Olayın içeriğini bildiğim için bir yazı yazmıştım. Yazının sonuna da, ‘Edebiyle oturana kimse bir şey demez bu memlekette’ demiştim. İşte ölçü bu… Ama bu ölçüyü kaçıranlar, fitne tohumunu sosyal medya üzerinden yaymaya çalışanlar, ‘Arap sevici’ gibi cümleler kuranlar, edebiyle oturan da gitsin bu ülkeden diyor. Yani onların derdi ‘Ensarlık’ değil. Ama bu toprağın insanı, ‘Edepsizlere edebi öğretir, edeplinin de hakkını veririm’ görüşünde birleşiyor.

 

Son günlerde sosyal medya üzerinden yapılan algılara gelen hadsizler var birde. Hani dağdan gelip bağlının adına konuşanlar… Kendisi bilmem nereden gelmiş, ‘Suriyelilere bir de Türk kimliği veriliyor’ diyor… ‘Sana niye verdilerse, onlara da o yüzden veriyorlar’ diye buradan cevap vermiş olayım.

 

Suriyeliler gidince sanki her şey güzel mi olacak? Şairin de dediği gibi; ‘Her şey güzel  olmayacak, biz yine imtihan olacağız’.

 

Sarışın Boşnak’ım, inatçı Arnavut’um, uzun burunlu Laz’ım, Katar’da Arab’ım, desturlu Kürt’üm, Kerkük’te Türkmenim, diyenlerin ülkesidir Türkiye.

 

Bizim gönül coğrafyamızın en geniş coğrafya olmasının nedeni; İslam’dır. Eksik aksaklıklar olabilir ama birbirimizi uyararak, yanlışları beraber düzeltmemiz gerekiyor. Neden mi?… Çünkü biz aynı kilimin desenleriyiz.

 

Selam ve dua ile.  



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş