“Aday olmayı düşünüyorum”

CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli, görevine yeni atanan CHP İlçe Başkanı Engin Başar ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret ederek hayırlı olsun temennilerinde bulundu. Adaylığı konusunda açıklamalarda bulunan Kaleli, “Birkaç güne kadar aday olmayı düşünmüyordum. Ama yakın çevremden ve parti yönetiminden gelen telefonlar üzerine aday olmayı düşünüyorum” dedi. •Serhat ÇİÇEK

Yayınlama: 06.01.2015
787
A+
A-

CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli, 4 bakanın yolsuzluk iddialarıyla yargılanması konusunda; “Bunun sonucunda iş nereye uzanırsa Sayın Başbakan kolunu vermeye hazırdı. Demek ki şimdi kellesi gitme korkusu var ki kolunu vermekten vazgeçiyor” dedi.

 

YÖNETİM KURULUNUN DESTEĞİ İLE İLÇE BAŞKANI OLARAK ATANDIM






Ziyaret esnasında kısa bir konuşma yapan CHP İlçe Başkanı Engin Başar, “İlçe Başkanımızın Turhan Neşe ve yönetim kurulu üyemiz Zemci Şahin arkadaşımızın Milletvekili Aday Adayı olması için istifa etmeleri nedeniyle yönetim kurulunun desteği ile ilçe başkanı olarak atandım. Sayın Milletvekilimiz de bizi kutlamak için bugün bir ziyaret gerçekleştirdiler. Kendilerine hoş geldiniz diyorum” dedi.

 

İNEGÖL HALKINA MÜTEŞEKKİRİZ

CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli ise, “Buraya hem yeni yönetimimizi ve yeni ilçe başkanımızı kutlamaya, çalışmalarında başarılar dilemeye hem de aynı zamanda Ocak ayının ilk günlerinde fırtına ve kar yağışı nedeniyle en çok hasar yaşanan ilçelerimizden biri olan İnegöl’de çatı yıkılması ve elektrik, su, ulaşım gibi sıkıntıların görülmesi nedeniyle tüm İnegöl halkına geçmiş olsun demek istedim. Biz atanmış ya da seçilmiş tüm yöneticilerimizle tüm partililerimizle her zaman hiç itirazsız çalışmaya hazırız. Asla bizim bu konuda bir dâhilimiz olamaz. Her kim atandı veya seçildiyse çalışmaktan başka bir seçeneğimiz yoktur. Yeni yönetimimizi de bu anlamda kutluyoruz, İnegöl’de bugüne kadar yaptığımız verimli çalışmaların onlarla süreceğini beyan etmek istiyoruz. İnegöl her ne kadar CHP’nin çok oy almadığı bir ilçemiz olsa da gerek il olma isteği yönündeki çalışmalarımıza sivil toplumun ve halkın değerli katılımları, gerekse bizim diğer aktivitelerimizde bizi yalnız bırakmamaları nedeniyle biz İnegöl halkına son derece müteşekkiriz. Her zaman CHP’nin tüm çalışmalarında onların teveccühüne mazhar olduk. Her zaman onların sorunlarını dile getirmek için gayret ettik. Sorunlarda kendilerine destek vermeye hazırız” şeklinde konuştu.

 

“ABDESTİNİZDEN KUŞKUNUZ YOKSA YARGI YOLUNU HERKESE AÇIN”

Türkiye’nin gerek komşularıyla ilgili sıkıntılarla gerek kendi bölgesel sorunlarıyla gerekse hak ve hukuk ihlalleriyle hukuk sisteminin ortadan kaldırılmasıyla ilgili çok ciddi sorunlar yaşadığını belirten Sena Kaleli, “Bugün yüce divandan çıkacak karar herkesin merakına mucip oluyor. Yüce divana sevk edilsin, sevk edilmesin Türkiye’de çok ciddi bir hukuk ve adalet sorunu söz konusu. Hukukun olmadığı hiçbir ülkede huzur, adalet, üretim, yatırım olmaz dolayısı ile mutluluk olmaz. Biz hâkimlerimize, savcılarımıza, yargımıza inanmak, güvenmek istiyoruz. Basiretli iktidarlar, basiretli hükümetler, benden senden ayrımı yapmaksızın hukukun adil bir şekilde tesis edilmesi, adaletin tesis edilmesi, hakkın hukukun yerini bulabilmesi için gerekli basireti ve dirayeti göstermekle yükümlüdürler. Herkesin hâkimi, herkesin yargıcının yargıladığı bir ülkede yaşamıyoruz. Kendimize güveniyorsak, abdestimizden kuşkumuz yoksa yargı yolu herkes için açık olmalıdır, hiç kimsenin yargıdan muafiyeti söz konusu olmamalıdır. Bu ülkenin acilen üzerinde dolaşan bu yolsuzluk söylentilerini, hukuksuzlukları ortadan kaldırmak gibi bir acil duruma ihtiyacı vardır. Hepimiz makul şüpheliyken makbul şüpheliler tarafından sıkıntı yaşanmasını istemiyoruz. Türkiye’de bir çoklu hukuk düzeni olamaz. Çoklu sendikalar, çoklu hukuk, çoklu yönetim, tek kişilik vesayet anlayışıyla bu ülke daha fazla yönetilemez. Türkiye’de anayasal anlamda sorumsuz kabul edilen Cumhurbaşkanı, sorumlu bir mevkiinin, yürütme mevkiinin başına geçemez. Türkiye’yi yönetenlerin sorumlulukları olmalıdır. Siyaset ahlak ister, sorumluluk ister. Umuyoruz bu tür yanlışlardan akıl yoluyla dönmeyi başarırız” diye konuştu.

 

“İÇİMİZDE YAŞANAN HİÇBİR ŞEY SPEKÜLE EDİLMEYECEKTİR”

“İnegöl yerelinde, Bursa yerelinde bir kar, bir tipi, bir fırtına sonrasında herhangi bir denetim olmaksızın inşa edilmiş, iş güvenliğinden yoksun bir şekilde üretim yapılmış yerlerde çatıların çökmesi Türkiye’deki anlayışın özensizliğini ortaya koymaktadır” diyerek sözlerine devam eden Kaleli, “Aynı zamanda insanların su, ulaşım ve elektrik sorunlarını yaşaması da özelleştirmelerin sonucudur. Bugün bir taraftan karayollarının tüm ekipleri ekipmanları bir yerde dururken aynı zamanda karayollarının bakım hizmetlerini özelleştirirseniz ehil olmayan ellerde insanların ulaşımlarının gerçekleşmesini mümkün kılamazsınız. Bu hem israftır hem peşkeş çekilme durumudur. Türkiye bu kadar kar, tipi ile esir alınamaz, insanlar kaderlerine terk edilemez. Yine bir özelleştirme neticesinde UEDAŞ’ın hem işçilerin işine son vermesiyle hem de layığı ile görevini yerine getirememesi sonucunda UEDAŞ’ın elektrik verememesi ve elektriğe dayalı olarak vatandaşların su elde etmesi mümkün olamamıştır. Ulaşımın, suyun, elektriğin olmayışıyla da çok ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bu İnegöl gibi birçok ilçede de olmuştur. Bazı TOKİ’lerde, mahallelerimizde bu sıkıntılar yaşandı. Umuyoruz bu özelleştirmelerin hakkı daha doğru verilir. Zaten şeffaf ve doğru değerlendirilmemiş yöntemlerle özelleştirilen bu stratejik kurumlar daha denetlenebilir, daha hizmet verebilir hale getirilmesi yine basiretli yönetimlerin işi olacaktır. Biz CHP’de ilçe başkanlarımızın ve il başkanlarımızın aday adayları süreçlerini geçirdikten sonra atamalarımızı yapıp yolumuza bakmaya, yürümeye, çalışmaya devam edeceğiz. CHP’de olan, biten, içimizde yaşanan hiçbir şey speküle edilmeyecektir. Biz kendimizden eminiz. Bu tür spekülasyonlar yapılıyorsa eğer parti içi iktidar mücadelesi yapmak isteyen arkadaşlarımızın yanlışı olarak değerlendirilmelidir. Bizim öyle bir sorunumuz yoktur. Her kim atanırsa, seçilirse biz seçilen ve atananlara birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Hiçbir sorun yaşanmayacaktır. CHP çok sistemli ve yöntemli bir şekilde seçim bildirgesini hazırlıyor. Hem parti meclis üyesi hem milletvekilleri hem il ve ilçe başkanları ve örgütümüzle koordineli bir şekilde onların da görüşleri alınarak ortak bir bildiri ve bunların vatandaşımıza özenle iletilmesi konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Biz CHP’nin inanılır, güvenilir, objektivitesini koruyan, hakkın hukukun yanında olduğunu her şartta belli eden bir parti olduğumuza her defasında kendimizi ispatlayarak yolumuza devam ediyoruz. Her kimin hakkı hukuku ihlal edilmişse görüşlerine bakılmaksızın onların ve hakkın yanında olmaya devam ediyoruz. CHP çözümün, insanlığın partisidir. Algılatılmaya çalışıldığı gibi kimsenin inançları, kimlikleri, değerleriyle hiçbir sorunumuz yoktur. Vatandaşımızın bize inanması, güvenmesi, projelerimizi sahiplenmesi beklentisiyle seçimlerin hazırlıklarını hızla yapıyoruz. Umuyoruz seçilen, atanan tüm örgütlerimizle, milletvekili adaylarımızla birlikte milletvekili adayı olmasak bile çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Hiçbirimiz anamızdan milletvekili olarak doğmadık ama partimizin ve Türkiye’nin geleceğini düşünmek gibi bir sorumlulukla, şuurla tüm partililerimizin hareket edeceğine inanıyoruz. Hepimizin yolu açık olsun” ifadelerini kullandı.

 

BİZİM AYIBIMIZ…

Kar yağışı sonrasında İnegöl’de bulunan seraların yıkıldığı ve 3 milyon TL’lik zararın olduğunun hatırlatılması üzerine konuşan Kaleli, “Biz her zaman üretenden yana tavır koyuyoruz. Bugüne kadar üreticilerimizin, aracıların maalesef tahakkümü ile ve aracıların daha fazla kazanmasıyla üreticilerimizin çok sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Don olaylarında bu tür sıkıntılarda üreticilerin sigortalarıyla ilgili sıkıntıların olduğunu biliyoruz. Yeterince devlet teşvik ve desteğinden yararlanılamadığını biliyoruz. Hükümet bugüne kadar çok fazla üretimden yana tavır koymadı. Üretici tüm girdilerinde dışarıya, ithal ürünlere mahkûm edildi ve kendi üretimimizi gerçekleştiremedik. Himbir tohumlarla, GDO’lu gıdalarla Türkiye zehirleniyor. Çiftçilerimizin bu hal ve şartlarda daha ileri gidecek durumları yok. Bize hep söylenen; ‘Buradan teveccüh görüyorsak sıkıntı yok’ oldu. Ziraat Bankası’na borcu görünmeyen çiftçinin borçsuz gibi algılanmasıyla adeta çiftçilerimiz 7-8 bankaya kredi mahkûmu olmuş durumdalar ve kredilerini takla attırarak, traktörünü satıp kredisini kapatıp, başka kredi alıp traktör almaya çalışarak sıkıntılarını gidermeye çalıştılar. Biz her zaman doğal olaylardan, afetlerden zarar gören çiftçinin bu konuda desteklenmesinden yana tavır koyuyoruz. Bizim temel gıda kaynaklarımızı sağlayanlar onlardır. Köylerden kente göç başladıkça giderek daha fazla hazır gıdalara mahkûm edilir hale geliyoruz. Üreten çiftçi yok olup şehre göç ettikçe maalesef köy yaşamı bittikçe üretimin bittiğine tanık oluyoruz. Köylerin kalkındırılması, köylerdeki yaşamın bir İsviçre köyündekinden daha ileriye götürülmesi bizim ana hedefimizdir. Daha az toprakları olan bir Hollanda’dan ürün, hayvan ithal ediyorsak bu bizim ayıbımızdır” dedi.

 

“ADAYLIK KISMET İŞİ”

Kendisinin yeniden milletvekilliği için aday olup olmayacağının sorulması üzerine konuşan Kaleli, “Adaylık kısmet işi. Eğer partime faydalı hizmet verebilecek konumum, durumum partililerimiz tarafından ifade ediliyorsa aday olabilirim. Ama aday olmasam da ben CHP için çalışmaları sürdürürüm. Aday olmama konusunda bir küskünlük ortaya koymam. Eyilim yoklaması olacak, merkez yoklamasıyla birlikte kadın kotası ve gençlik kotası mutlaka uygulanacak. Bunlar tüzüğümüz gereği uygulanacak. Aidat ödeyen üyelerimizin oy kullanma hakkı olacak. Ama bu arada Genel Merkezimizin de kontenjan hakkı olacak. Biz hem kendi tüzüğümüze uygun hem de üyelerimizi dikkate alan, partiye ait olduğunun gereğini yerine getirmiş üyelerimizi dikkate alarak karışık bir sistemle adaylarımızı belirleyeceğiz. Genel merkezimizin veya örgütümüzün takdiri hangi yönde olursa bizim boynumuz kıldan incedir. Her halükarda çalışırız. Aday olmayı düşünüyorum. Kısa bir zamana kadar ikinci kez aday olmayı düşünmüyordum. Ama aday olmam için hem genel merkez hem milletvekili arkadaşlarım, parti meclis üyelerim, gittiğim örgütler dile getirdiği için aday olmayı düşünüyorum. Bir dönem bizim için alıştırma dönemidir. Deneyim kazanma dönemidir. Bu birikimi eğer tekrar bir kez daha partim için kullanabilirsem benim adıma da, parti adına da daha faydalı olacaktır. Ama olmasa da her halükarda aday olacak arkadaşlarla çalışmaya hazırım. Bu yönde hiçbir sorunum yok” şeklinde konuştu.

 

KELLE KORKUSU VAR

Kendilerinin önyargıyla veya yargısız infaza karşı olduklarını belirten Kaleli, “Yüce divanda adil yargılanmalarını bekliyoruz. Hakkaniyet çerçevesinde adil yargılanacaklarını düşünüyoruz. Yüce divana, Türkiye’nin hukuk sistemine inanmayan bir iktidar var ise eğer bu ülkede büyük sorun var demektir. Zaten ellerinden her türlü imkan olan bir iktidarın istediği yasayı çıkarabilen, istediği şekilde hareket edebilen, yasaları kendine uydurabilen bir iktidarın istediği şekilde atama yapabilen, sürebilen bir anlayıştaki bir iktidarın ‘Ben Yüce Divana güvenmiyorum’ demesi çok anlaşılır bir şey olamaz. Çünkü isterse bir anda istediği atamayı, istediği yasayı çıkarıp istediğini yapabilecek çoğunluğa sahip bir iktidarın biz Yüce Divana güvenmiyoruz, Türkiye mahkemelerine, yargıçlarına, savcılarına güvenmiyoruz deme hakkına sahip olmasına aklım, hayalim pek almıyor. O zaman hepimiz kendi istediğimiz mahkemelerde, kendi istediğimiz yargıçlara mı kendimizi yargılatacağız. Böyle bir hak hiçbirimizin yok. Her şeye müdahale edebilen bir iktidarın daha basiretli olması gerektiğini düşünüyoruz. Kimse eğer kendinden şüphe duymuyorsa, bir yerlere uzandığını düşünmüyorsa yüce divana güvenmek zorundadır. Güvenmiyorlarsa, yanlış yaptığına, müdahalelerin olduğuna inanıyorsa gerekli müdahaleyi yapabilme hak ve yetkileri de genel de olduğuna göre böyle bir sıkıntı yoktur. Demek ki başka endişeler söz konusudur. Açık seçik belge bilgi vesaire de olsa bir yargısız infazdan yana değiliz. Masumiyet karnesine inanıyoruz. Bunun için de yargı yolunun açık olması, kovuşturma olmadan, görevsizlik kararı verilmesini çok aklımız almıyor. Kovuşturulmamış bir olay, araştırılmamış, soruşturulmamış bir olay her zaman şüphe uyandırır. Halkın vicdanını yaralar. O zaman bu yolun açık tutulmasında fayda vardır. Artık bunun sonucunda iş nereye uzanırsa Sayın Başbakan kolunu vermeye hazırdı. Demek ki şimdi kellesi gitme korkusu var ki kolunu vermekten vazgeçiyor” açıklamalarında bulundu.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş