Saadet Partisi İnegöl İlçe Gençlik Kolları Başkanı Osman Akyüz, yazılı basın açıklamasında bulunarak, Mart ayının ilk haftasın Yeşilay Haftası olduğunu belirterek, Yeşilay’ın 5 Mart 1920`de ‘’Hilâl-i Ahdar’’ ismi ile kurulduğunu ifade etti. Osman Akyüz, günümüzde ise gençlerin alkol ve sigara alışkanlığının artarak devam ettiğini söyledi. •Serhat ÇİÇEK
Yeşilay Haftası nedeni ile yazılı basın açıklamasında bulunan Saadet Partisi İnegöl İlçe Gençlik Kolları Başkanı Osman Akyüz, gençliğin bağımlılıklarının artarak devam ettiğini belirtti.
‘’HİLÂL-İ AHDAR’’
Akyüz yasılı basın açıklamasında, “Birinci Dünya Savaşı sonunda bütün yurdun işgal edilmiş olmasına rağmen, milletimizdeki istiklal ve mücadele azminin sönmediğini gören düşman; top ve tüfekle yenemediği Osmanlı evlatlarını, içten çökertmek için günümüzde de olduğu gibi, alkol ve uyuşturucu maddelere başvurmuştu. Limanlarımıza yanaşan düşman gemileri, getirdikleri yığın yığın içkileri indiriyor ve bunları el altından halkımıza ve özellikle yurt savunmasının en önemli unsuru olan gençlerimize ulaştırıyordu. İşte bu faciayı görüp işin önemini kavrayan başta Prof. Dr. Mazhar Osman Bey olmak üzere, Bediüzzaman Said Nursi ve Ali Şükrü Bey gibi vatansever alim ve aydınlarımız, Şeyh`ül-İslam Haydarizâde İbrahim Efendi`nin himayesinde, halkı ve gençliği uyarmak ve bu yolda mücadele etmek için 5 Mart 1920`de ‘’Hilâl-i Ahdar’’ı bugün ki adıyla Yeşilay Cemiyetini kurmuşlardır”
MEVCUT HÜKÜMET DÖNEMİ DE BUNUN SON ÖRNEĞİDİR
“Bu yıl da Mart’ın ilk haftasında bu mücadelenin başlayış yıldönümünü Yeşilay Haftasını kutlarken, şu gerçeğe de şahid oluyoruz ki; bu 96 yıllık mücadelede sömürgeci güçler her geçen gün hız kazanarak bu kötü emellerine biraz daha yaklaşır duruma gelmişlerdir. Bu süreç içerisinde, bu saldırılar uyuşturucu ve alkolle kalmamış, halkımız başta TV ve kitle iletişim araçları vasıtasıyla kumar, uyuşturucu, alkol ve fuhuş gibi çirkef bataklıklara itilmekte, manevi günahların saldırısına uğratılmaktadır. Tüm bu saldırılar karşısında, bilinçleri zayıf, öz bilinçten yoksun, milli değerlerinden kopuk siyasi iktidarlar ve yöneticiler pek bir direnç gösterememekte, hatta çoğu zaman bu çirkef saldılara taşeron olmuşlardır. Günahların aleni işlenir hale geldiği, her tarafın fuhuş, uyuşturucu ve çirkef bataklıkları ile kaplandığı, nefse hoş gelebilecek günah çukurlarına ulaşmanın böylesine kolaylaştığı 13 yıllık mevcut hükümet dönemi de bunun son örneğidir”
YOZLAŞTIRMANIN MİMARI HALİNE GELMİŞTİR
“Türkiye İstatistik Kurumu ve Devlet Denetleme Kurulu’nın son yıllarda yayınladığı raporlara bakıldığında, uygulanan yanlış politikalar sonucu, alkol, sigara, uyuşturucu, kumar ve madde bağımlılığıyla mücadelede geldiğimiz nokta dehşet vericidir. 1984 yılından sonra sigara içme oranları Avrupa ülkelerinde %30 gibi ciddi oranlarda düşüş gösterirken, ülkemizde ne yazık ki bu oran %80 artış göstermiştir. Ülkemizde 15 yaş üstü erkeklerimizin %62.8’i, kadınlarımızın %24.3’ü, toplam nüfusumuzun da %43.6’sı sigara bağımlısıdır. Yine Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, bu toplumların tersine ülkemizde sigara ve madde bağımlılığının eğitim düzeyiyle paralel olarak artması da yanlış ve plansız eğitim politikalarının göstergesidir. Okula gitmeyen vatandaşlarımızda sigara içme oranı %26 iken bu oran ilkokul mezunlarında %47, ortaokul mezunlarında %52, lise mezunlarında %45, üniversite mezunlarında da %59’dur. Muhafazakar diye geçinen, fakat gözünü para hırsı bürümüş mevcut hükümet ve yerel yönetimleri, Maide Suresi 90. Ayette ‘’Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları, ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz’’ diye buyurulmasına rağmen, bu şeytani işlerin getirdiği gelirden vazgeçmemiş, aksine attırmak istemişlerdir. Bunun neticesinde her türlü kötülüğün anası olan alkol ve kumar gibi kötü bağımlılıklarda ülkemiz korkunç boyutlara ulaşmış, felakete sürüklenmektedir. DDK’nun Mart 2014’te açıkladığı rapora göre, ülkemizde yıllık kişi başı içki tüketim miktarı 20 litreye ulaşmış, içki tüketiminde Malta, Norveç, İzlanda ve İsveç gibi Hıristiyan ülkeleri bile geçen Türkiye, en çok alkol tüketen İslam ülkesi haline gelmiştir. Yine DDK’nun bir diğer raporuna göre, 13 yıllık Akp hükümeti süresince ülkemizde kumar %400 artış göstererek devlet eliyle oynatılan kumarda dünya 3.’sü olmuştur. Ülkemizde her 10 kişiden 7’sine şans oyunları adı altında kumar oynatılmaktadır. Bir diğer vahim tablo ise, devlet eliyle meşrulaştırılan haksız, kolay kazancın gençliğimizin ideali haline gelmesidir. 18 yaş altı gençlerimizin %28.4’ü sayısal loto, %25.9’u piyango, %25.9’u iddaa, 19.8’i de hemen kazan gibi kumar oyunları oynamaktadır. Çalışma, alın teri, hak ve hukuk gibi toplumun temeli olan anlayışlar itibardan düşerken, toplumsal ahlakı yaralayan bu durum, toplumdaki huzur ve güveni de zedelemektedir. Her geçen gün hızla artan cinayetlerin %80’i, tecavüzlerin %50’si, akıl hastalıklarının %50’si, boşanmaların %80’i, trafik kazalarının %70’i, eşine şiddet kullanımının %70’i alkol ve uyuşturucudan kaynaklanmaktadır. Tüm bu olayları görmezden gelerek, toplumun ahlaki değerlerine aykırı olan, gazino, pavyon ve barların yerleşim alanları içerisinde faaliyet göstermesine izin veren, 8-10 yaşındaki çocuklarımızın bile alışveriş yaptığı şeker ve çikolatanın yanında alkolün satışa sunulduğu bakkal ve büfelere işletme izni ve ruhsatı veren ve ‘’12 yılda Tekirdağ’daki rakı fabrikalarının sayısını 2’den 18’e çıkardık’’ diyerek övünen, hatta takdir bekleyen mevcut hükümet ve yerel yönetimleri de bu yozlaştırmanın mimarı haline gelmiştir”
TÜRKİYE YEŞİLAY CEMİYETİ TAKDİR EDİLMELİ
“Memleketimizin ve milletimizin bu zor günlerinde, neslin bekasını ve milletin istikbalini derd edinmiş, insanlarımızı ve başta gençliğimizi her türlü zararlı alışkanlıklardan ve bağımlılıktan korumak için mücadele eden Türkiye Yeşilay Cemiyetinin haklı ve gerekli mücadelesini de takdir etmek gerekir. Kurulduğu günden bugüne kadar Yeşilay ülküsüne gönül vermiş, bu ulvi gayeye hizmet etmiş tüm Türkiye Yeşilay Cemiyeti gönüllülerine şükranlarımızı iletir, kendilerinin ve milletimizin Yeşilay Haftasını kutlar, sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim” ifadelerine yer verdi.