İnegöl’de 19 Mayıs Coşkusu

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ülke genelinde olduğu gibi ilçemizde de coşku ile kutlandı.

Yayınlama: 19.05.2016
1.441
A+
A-

Önceki akşam Belediye önünden başlayıp, Atatürk Anıtı önünde son bulan kortej yürüyüşü ve düzenlenen ödül töreni ile start alan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına dün sabah saat 09.30’da Atatürk Anıtına çelenk sunulmasıyla devam etti. Resmi tören saat 09.30’da Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü çelenginin anıta sunulmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından diğer törenler ilk programı son bulan kutlamaların devamı için Dörtçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesine geçildi.

 

ATATÜRK’ÜN TUTUŞTURDUĞU MEŞALENİN 97. YILDÖNÜMÜ






Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından kürsüye çıkan programın organizasyonunu üstlenen Dörtçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Tayyip Ali Demir, “Mustafa Kemal’in Samsun’da tutuşturduğu kurtuluş meşalesinin, Anadolu’da elden ele gönülden gönle dolaşmasının 97. yıldönümü. O gün Samsun’un vatanperver insanlarını selamlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün taşıdığı duygularla sizleri selamlıyorum. 19 Mayıs sadece Türk milli kurtuluş hareketinin başlangıcı değil, yeni Türk devletinin de çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasının adıdır” dedi.

 

ÖLÜM KALIM MÜCADELESİ

Günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürü Yusuf Şevki Yücel ise, “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve Atatürk’ü anma töreni münasebeti ile bir aradayız. 19 Mayıs, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve kurtuluş mücadelemizin başlangıcının 97. yılı… Ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusça girişilen, çok cepheli bir savaştır Kurtuluş Savaşı… Osmanlı Devleti’ni yok eden, Türklere yaşam hakkı tanımayan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşmasına Türk milletinin bir ölüm-kalım mücadelesi olarak verdiği tepkidir Kurtuluş Savaşı… Mondros Anadolu ve Trakya’yı, her türlü işgale açık bir duruma getiriyordu ve İtilaf devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek istedikleri bölgeleri işgal etmeye başlamışlardı bile… Boğazlar, İngilizlerin kontrolüne geçmiş, ayrıca Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla ve Kars’ı işgal etmişlerdi. Fransızlar ise; Trakya’daki demiryolu istasyonlarını, Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu işgal etmişti. Güney Doğu’daki bazı Fransızlara terk edilmiş, İtalyanlar ise Antalya, Kuşadası, Bodrum, Konya ve Akşehir, Fethiye ve Marmaris´e girmişler, de asker yollamışlardı. Mondros Mütarekesi’nin Doğu Anadolu’da 6 vilayetin Ermenilere bırakılacağına ilişkin maddesi, Ermeniler kurdukları alaylarla Doğu Anadolu´da yayılmaya ve bölgedeki Türklere zulüm ve baskı yapmaya başlamışlardı. Kozan, Osmaniye, Mersin ve Adana’ya Fransızlarla birlikte Ermeni çeteleri de gelmişti… Velhasıl olağanüstü şartlar altında tükenmek üzereydik… Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmek için bir fırsat aradığı bu günlerde, Karadeniz’deki Pontus Rum çetelerinin bölgedeki Türklere karşı saldırıları artmıştı. İngiltere, asayiş ve sükûnun sağlanamaması durumunda bölgeyi işgal edeceğini, bir nota ile İstanbul Hükümeti´ne bildirdi. Sultan Vahdettin, bölgedeki güvenliğin sağlanması için Mustafa Kemal Paşa’yı 9.Ordu Müfettişliğine atadı” şeklinde konuştu.

 

KUTLU YÜRÜYÜŞ

Bir kutlu yürüyüşe Bandırma vapuruyla yelken açan Mustafa Kemal Paşa’nın, güvendiği arkadaşlarıyla 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a ayak basarak kurtuluş mücadelesinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin diriliş hareketinin ilk adımını attığını hatırlatan Yücel, “Mustafa Kemal, askeri örgütlenmeyi sağlamak için Havza’dan Anadolu’daki tüm komutanlarla temasa geçiyor, komutanlara ve valilere yayınladığı genelgelerle halka felaketin büyüklüğünün anlatılmasını ve işgallere karşı da mitinglerin yapılmasını istiyordu. 12 Haziranda Havza’dan Amasya’ya gelen Mustafa Kemal Paşa, Amasya Tamimi’ni hazırladı. Bu tamimle, ulusun teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşiyor, ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılıyordu… 3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal, 8 Temmuz’da İstanbul’a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükümeti ile tüm ilişkilerini sona erdirdi. Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon’u temsil etmek üzere 56 delegenin katıldığı Erzurum Kongresi, 23 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanarak tarihi kararı yayınladı. Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez ve Manda ve himaye kabul edilemez, denmekteydi ve Misak-ı Milli sınırları ilk kez belirleniyordu…Ardından Sivas Kongresi 11 Eylül… Anadolu ve Rumeli’de kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk dernekleri birleştiriliyor, yurdu temsil etme yetkisi verilen ‘temsil heyeti’nin başına Mustafa Kemal getiriliyordu. 27 Aralık’ta Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, burasını Anadolu’daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmişti. 12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclis-i Mebusan son kez toplandı ve sonraları Misak-i Milli olarak adlandırılacak olan Ulusal yemin kabulü oldu. Misak-ı Milli’deTürk ulusunun bağımsızca yaşayacağı vatan sınırları çiziliyordu. Meclisin ve İstanbul Hükümeti’nin çalışmalarından ve Anadolu’da artan direniş hareketlerinden rahatsızlık duyan İtilaf Devletleri, 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler. Yunan birlikleri de Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladı. İstanbul’un işgalinden sonra Meclis-i Mebusan padişah tarafından kapatıldı. Böylece Osmanlı yönetimi çökmüş, padişah İtilaf Devletlerinin esiri haline gelmişti. Böyle bir durumda ulus kendisini yönetmeye başlamalıydı. 23 Nisan 1920’de 338 milletvekilinin katılımı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Meclis Başkanlığına Mustafa Kemal getirildi… 2 Mayıs 1920’de ilk hükümetkuruldu. 20 Ocak 1921’de yeni Türk Devleti’nin ilk Anayasa’sı (Teşkilat-ı Esasiye) oluşturuldu. Artık, egemenlik ulusa aitti. 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması, 433 maddeden oluşuyordu ve Türk milletinin ölüm fermanıydı… Ardından, destanlar yazdığımız Doğu Cephesi, Güney Cephesi, I. ve II. İnönü Savaşları, Sakarya Meydan Muharebesi, Kütahya-Eskişehir Savaşları ve nihayet 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz… Kurtuluş Savaşımızın cephedeki kazanımlarıydı. 11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması ve 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması, Türk Ulusu adına, I. Dünya Savaşı’nın bittiğini söylüyordu. Bir çırpıda anlattığım bu amansız mücadele, kan, dehşet, ıstırap ve acı dolu yüzlerce gün ve gecenin hikâyesidir… Bu hikâye, bir ulusun yeniden var oluşunun kâğıda dökülmüş kısa bir özetidir.”

 

BU MİLLET KAHRAMANDIR

“Sevgili gençler, her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış bu vatan azizdir, bu millet kahramandır, bu nesil övülmüş bir nesildir. Buna mukabil bu aziz millet, bu köklü devlet, tarih boyunca yüzlerce, binlerce kez ihanete, açık gizli saldırılara maruz kalmıştır. Ezeli düşmanlarımız, bitmeyen hain emelleriyle, menfur saldırılarıyla, ahlaksız işbirlikleri ve tuzaklarıyla, envai çeşit yöntemleriyle düşmanlıklarına bu gün de devam etmektedirler… Bütün bu planlı saldırıların üstesinden birbirimize olan bağlılığımızla, kardeşliğimizle, inancımızla gelmişiz, gelmeye de devam edeceğiz. Sevgili gençler, bu ülke bizim kaderimiz… Dünya var oldukça bu topraklarda bizim bayrağımız dalgalanacak, bizim dilimiz konuşulacak… Bu vatan, kâinatın efendisi sevgili peygamberimizin övdüğü kutlu bir ecdadın yadigârı, emanetidir… Ecdadımızın mübarek kanlarıyla imzalayıp al bayrağıyla ve ezanlarıyla mühürlediği bu emaneti, canımız pahasına korumak yeminimiz ve ülkümüz olmalıdır. Sevgili gençler, bu günü sizlere bayram olarak armağan eden Mustafa Kemal Atatürk, çok çalışmanızı, çok inanmanızı, birbirinize ve kendinize güvenmenizi bekliyor sizden. Ve diyor ki: ‘Muhterem Gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Kazanmak, yenilmek. Size, Türk gençliğine terk edip bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima kazanmaktır ve eminim daima kazanacaksınız. Milleti yükseltmek için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Bunun için beyinlerinize, irfanlarınıza, bilgilerinize, gerekirse bileklerinize, pazılarınıza, başvuracak, fakat sonuçta mutlaka ve mutlaka o amaca varacağız… Bu millet, sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.´ Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!´ diyor sitayişle… Bu gün, Türk´ün, kazandığı zaferlerle dünyayı hayrete düşürdüğü o mucizenin ilk adımının yıldönümü… Yüce Türk Milletine kutlu olsun… Bugün, Mustafa Kemali ve İstiklal Harbinde onunla kader birliği yapıp ‘ya istiklâl ya ölüm!’ diyerek ölüme koşan, son günlerde yine ülkemizin birliği, dirliği ve huzuru için göz kırpmadan canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle; gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şâd olsun” ifadelerini kullandı.

 

Konuşmaların ardından okul öğrencilerinden oluşan grup, gençliğe hitabeyi hep bir ağızdan okudular. Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunları ekibinin folklorik gösterisi de törenlere renk kattı.İsmail Kocal Spor okulunun öğrencilerinin yaptıkları karate gösterileri ise nefes kesti.Program, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Okullararası düzenlenen kros, kompozisyon, şiir ve benzeri yarışmalarda derece alan öğrencilere ödüllerinin verilmesi ile son buldu.

 

Törenlere Kaymakam Ali Akça, Garnizon Komutan vekili Binbaşı Uğur Baş, Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Başsavcı Osman Köse Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican, bazı okul müdürleri, öğrenciler ve öğretmenler katıldı.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş