Siber Güvenlik Haftası açılış programı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran ve akademisyenlerin katılımıyla ATO Congresium’da gerçekleştirildi
Yerli siber güvenlik ekosisteminin gelişimine katkı sağlamak, farkındalığı ve işbirliklerini artırmak, kamu, özel sektör ile akademiyi bir araya getirmek amacıyla düzenlenen etkinlik, 3 gün devam edecek.
Koç, açılışta yaptığı konuşmada, tarihteki dönüşümlerin en hızlısının dijital çağda yaşandığını belirterek, “Yakın zamana kadar bilim kurgu olarak kabul edilen birçok şeyin hızla bilimsel gerçeğe dönüştüğüne şahit oluyoruz. Fiziksel ve dijital ortamlar giderek iç içe geçiyor. Dijital ortama aktarılan her hizmetle birlikte yaşamlarımız da siber uzaya taşınıyor.” dedi.
Siber suç, casusluk ya da terör gibi kavramlarla siber alan ve fiziksel ortamların tehdit edildiğini dile getiren Koç, siber uzayın tıpkı fiziksel uzay gibi genişlemeye devam ettiğini, bu durumun doğal olarak genişleyen bir saldırı yüzeyi anlamına geldiğini kaydetti.
Koç, son 10 yılda siber saldırılarda görülen artışın, dijital ortamın daha az kaynakla ve riskle, daha kısa zamanda daha fazla saldırı yapmaya müsait olmasından kaynaklandığını söyledi.
Siber tehditlerin artık siber savaşa dönüşerek, kritik altyapıları birer siber saldırı hedefi haline getirdiğini belirten Koç, “Enerji santralleri, barajlar, iletişim altyapısı ve kimyasal tesisler bu hedeflerin başında geliyor. Siber uzay, artık beşinci savaş ortamı olarak ülkeler için ulusal güvenliğin ayrılmaz ve en önemli bileşeni durumundadır. Bununla birlikte, siber savaş kavramının uluslararası hukukta henüz bir karşılığı yok. Uluslararası hukukta siber uzay için ‘haklı savaş gerekçesi’ ve ‘adil savaş kuramı’ ilkelerinin ne şekilde yorumlanacağı bir tartışma konusu. Bu iki konu çok değerli.” diye konuştu.
Koç, dijital çağda siber gelecek için sıra dışı yeteneklere ihtiyaç duyacağının altını çizdi.
Siber savaşlardaki silah çeşitliliğinin oldukça fazla olduğunu vurgulayan Koç, “Geleceğin savaşları belki de yapay zeka algoritmaları arasında geçecek. Siber uzayda bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmanın yolu yapay zekayı kullanmaktan geçiyor. Asırlar boyunca bilimin birçok alanına öncülük etmiş bir medeniyet mirasına sahibiz. Birçok alanda çağı yakalamaya çalışan bir seviyeden çağa yön veren bir konuma ulaşmak için çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.
“Türkiye Yüzyılı aynı zamanda dijitalin yüzyılıdır.” diyen Koç, şunları kaydetti:
“Dijital geleceğimizin güvenlik temelleri üzerine inşa edilmesi en temel ilkemiz. Siber uzayda toplum ve aile yapımızı hedef alan tehditlerden, kritik altyapılarımızı hedef alan siber saldırılara kadar tüm tehditlerle mücadele etmemiz gerekiyor. ‘Dijital Türkiye’ vizyonumuzu hem dijital teknolojilerde öncü olma hem de caydırıcı bir siber güç olma hedefleriyle şekillendirdik. Bu noktada kurumlardan bireylere kadar ekosistemi oluşturan tüm katmanlara farklı rol ve sorumluluklar düşüyor.”
Koç, kamu kurumlarıyla ülkede siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan yapısal düzenlemeleri değerlendirmek üzere bir çalıştay gerçekleştireceklerinin bilgisini verdi.
Ulusal siber güvenlik organizasyonunun, yeni nesil siber tehditlere karşı ulusal mukavemeti artıracak bütüncül yaklaşımla düzenlenmesinin öncelikli hedefleri arasında olduğunu dile getiren Koç, dijital teknolojilerin sağladığı fırsatları doğru politika ve stratejilerle kullanmanın aynı zamanda küresel bir siber güç olmanın da anahtarı olduğunu kaydetti.