Sümer Ezgü Antalyada Kurduğu Akademiyle 7Den 70E Müzik Eğitimi Veriyor

Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü, “Doğu ve Batı’nın Sesi” sloganıyla Antalya’da açtığı sanat akademisiyle, evrensel kültür içinde var olan Anadolu’nun felsefesi ve tınılarının, eğitimle dünya vitrininde daha fazla yer almasını hedefliyor.

Yayınlama: 07.02.2017
1.456
A+
A-

Türk Halk Müziği sanatçısı, derlemeci, besteci ve yorumcu Sümer Ezgü, 5 yıl önce taşındığı Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde kendi ismini taşıyan Sümer Ezgü Sanat Akademisini açtı. Akademide, müzik ve tiyatro için konservatuvar hazırlıkları, şan, nota, solfej, drama, Latin, dansları, halk dansları, bale, batı ve geleneksel çalgı dersleri alanında uzman hocalar tarafından veriliyor. Akademiye başvuran her yaştan kişi ilk önce çalmak istediği enstrüman veya katılmak istediği etkinliğe göre eğitime tabi tutuluyor. Minik kursiyerlerle tek tek ilgilenen hocaları, başarılı olabilecekleri itina ile belirliyor. Sümer Ezgü’nün ise keman ya da piyano eğitimi alan kursiyerlerine bağlaması ile eşlik etmesi renkli görüntüler oluşturuyor.

“Anadolu müziğini ön plana çıkaramadık”

İstanbul’un iş stresi ve yoğunluğundan kaçıp Antalya’ya yerleştiğini aktaran Sümer Ezgü, gelen talepler üzerine bir sanat akademisi açmaya karar verdiğini kaydetti.






Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nin, “Bir derdi var’ diyen Ezgü, “Ülkemizdeki müziğin gelişimi için halk danslarının sanatın diğer dallarının gelişimi için projeleri var. Bugüne kadar Türkiye’de bizim geleneksel müziğimizle, Batı müziği hep ayrı tutuldu. Okul eğitimlerinde de böyledir. Okullarda müzik öğretmenlerimiz yakın döneme kadar hep Batı eğitimlerinden geçtiler. Geleneksel müziğimizin eğitimi yapılmadı bu bir eksikti. Oysa her ikisinin de öğretilmesi ve evrensel müzikte değeri olan bizim etnik müziğimizin de orada yer alması gerekirdi. Anadolu’nun felsefesi, tınıları her şeyi evrensel kültür içinde vardır. Ama biz bunu eğitimde ve vitrinde çok fazla ön plana çıkarmaktan kaçındık” dedi.

“Müzik ayrımı yok”

Halkın içinde yaşayan bir kültürün çok daha iyi işlenmesi gerektiğini vurgulayan Sümer Ezgü, “O nedenle bizim akademimizde müzik türünün ayrımı yok. Hem geleneksel hem de Batı müziğinin aynı anda eğitimi veriliyor. Bir tarafta bağlama dersi verilirken, diğer tarafta piyano, keman dersi veriliyor. Bir keman öğrencisinin bağlamayı da tanıması, bağlama öğrencisinin de piyanoyu tanıması benim en büyük arzum. Her öğrencimin daha geniş bir bakış açısına sahip olmasını istiyorum” ifadelerine yer verdi.

“Derdimiz sanat”

6 yaşından 65 yaşına kadar öğrencileri olduğunu dile getiren Ezgü, “Çağdaş drama, halk dansları, modern danslar, salon dansları, bale, konservatuar, güzel sanatlar liselerine hazırlık kursumuz var. Bunun yanında, piyano, bağlama, keman, kabak kemane, gitar,kaval, yan flüt, mey, ney, sipsi, bateri, kanun, ud, akardeon, klarinet kurslarımız var. Burası Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir kurum. Aynı zamanda London Kolej Of Music sertifikası veren uluslararası alanda eğitim ve burs imkanı sağlayan bir kurumuz. Bizim derdimiz sanat. Evren bir sanat, varoluş bir sanat. Müzik evrenin sesidir. Dengedir müzik, sanat. Biz de yeryüzündeki yansımalarıyız” dedi.

“Milli kültürümüz dünyadaki yerini almalı”

Sanatın varolduğu ülkede her şeyin daha güzel olduğunun altını çizen Sümer, “Siyaset, insan ilişkileri, yaşam çözümleri daha güzel olur. Sanat bir ışıktır. Biz bu ışığı yaşatmak ve geliştirmek için çabalıyoruz” ifadelerini kaydetti.

Türkiye’ye güzel müzisyenler yetiştirmek istediğinin altını çizen Ezgü, “Güzel projeler akademimizden çıksın. Eğitim müziğini çok önemsiyorum. Curanın eğitim müziğinde, çocuklara ses tınısı itibariyle değerli olduğunu düşünüyorum. Her şey çalınabilir. Curanın eğitim müziğinde kullanılmasını öneriyorum. Mandolin, okul bittikten sonra iş bitti. Geleneksel sazımız cura, okul bitse de deva edilebilir. Çocuklar açısından cura, nitelikli bir eğitim aracı. Curadan bağlamaya gitara geçilebilir. Çocuklarımızın milli kültürüyle yetişmesi önemli. Bizim milli kültürümüz evrensel kültür içinde vardır. Mutlaka dünyadaki yerini alması gerekir, bu da okullardaki eğitimden başlıyor” diye konuştu.

“Antalya kültür merkezi”

Antalya’nın farklı uluslardan gelen kişilerin birleştiği bir yer olduğuna değinen Ezgü, “Müzik ve sanat için bulunmaz bir imkan. Diğer uluslardan insanlarla toplu çalışmalar hayal ediyorum. Etnik müzikle dünya müziğini birleştirmek gibi hayalim var” dedi.

“Koro kursiyerleri ile konser”

Akademide yetişkinlere yönelik Türk Halk Müziği korosunun da yer aldığını dile getiren Sümer, en büyük hayallerinden birinin bu koroyla bir konser vermek olduğunu sözlerin ekledi.

“İkinci uğraşı”

Koro kursiyerlerinden Ayşe Onaran, akademinin büyük bir değer olduğunu belirterek, “Ticaret üzerine çalışıyorum. Ama müzik alanında da kendimi geliştirmek istiyorum. Enstrüman eğitimi aldım, koro ya devam ediyorum. Yeni arkadaşlar edindim, sosyalleşmemize de katkı sağlıyor” ifadelerine yer verdi.

“Hem resim hem müzikle uğraşıyor”

14 yaşındaki Sena Ezgi Anadolulu, öğretmeninin tavsiyesi ile merkeze geldiğini aktararak, “Hem resim hem müzikle uğraşıyorum. Piyanoya karşı bir yeteneğimin olduğu ortaya çıktı. Ben de çaldıkça sevdim. Kemanı bıraktım ve piyanoyla devam ediyorum. Akademik kariyerimi yanında piyanoya da devam etmek istiyorum” dedi.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş