İmam Hatip Lisesi kurucularından Mahmut Celaleddin Ökten’in vefatının 54. yılında öğrencileri tarafından andıldı.
Sunuculuğunu Ensar Vakfından Tarık Bostancı’nın yaptığı program İlim Yayma Cemiyetinden Abdülkadir Durak’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Selamlama konuşmasını İHMED Başkanı Ahmet Taştan yaptı.
ÖĞRETMELERİMİZE ŞÜKRANLARI ARZ EDİYORUM
Taştan konuşmasında; “Neden vefatının 54. yılında Celal Hocamızı anıyoruz, daha doğrusu onu anmak aklımıza geldi?” sorusunu sordu. Cevaben şöyle diyebiliriz; çünkü İmam Hatip Liselerinin yeniden ilk günkü bilince, o şuura dönmesi lazımdır. Öğrenci sorunumuz bina sorunumuz yok, şimdi ufuk ve kalite derdimiz var. Bu dertlerimizin çözümü de Celal Hocamızı hayatında ve hatıralarında gizli… Bu gecenin icrasında paydaşlarımız olan Ensar Vakfı Yöneticilerine ve İlim Yayma Cemiyeti yöneticilerine teşekkür ediyorum. Emekli öğretmelerimize şükranları arz ediyorum” dedi ve Nusret Vardar Hoca ile ilgili bir hatırasını anlatıp kürsüden indi.
İkinci olarak kürsüye Merkez İmam Hatip Lisesi Müdürü Mahmut Alpir davet edildi. İmam Hatipli olmanın öneminden, Mahmut Hocanın öğrencilerinden kendisine neler kaldığından bahseden Alpir; “69 yaşında emekli olan Celal Hocanın rayından çıkan ülkenin tekrar raylarına ve doğru istikametine dönmesi için kendisine tevdi edilen görevi yaptığını” anlattı. Şiirlerle süslediği konuşmasında anma ve anılmak konusundaki güzel ifadeleri dinleyicilerle paylaştı.
Celal Hocanın hayatını anlatan kısa video sunumu izlendi. Mimar olan oğlu ile Kimyacı ve doktor olan iki kızı da babalarının önemli özelliklerinden, Trabzon’daki yaşantılarından ve İstanbul’daki mücadeleden bahsedildi.
Son olarak gecenin onur konuğu olarak Celal Ökten’den yıllarca ders okumuş bir öğrencisi olarak Nusret Vardar Hoca kürsüye çıktı ve Cumhuriyetin o yıllarını anlattı: “İnegöl’de imamsız camilerin olduğunu biliyorum. Cenaze yıkamak için civar köylerden hoca arandığını biliyorum. Ramazan ayı içinde ve özellikle harman zamanlarında “hocalar” köylüler tarafından tutulur ve parası verilirdi. İmamların maaşı yoktu. Celal Hocamız bu eksikleri bildiği için açılacak İmam Hatip Okullarının yedi yıl olmasını istiyordu. Bakan olan talebesi Tefvik İleri ile Ankara’da görüşür. O da Adnan Menderes ile görüştürür. O da “bu konuları bir de bakanlara anlatınız” der. Celal Hoca hiç yorulmadan anlatır. Okulda müspet ilimlerde dini ilimlerde birlikte okutulmasını öngörür. Yüzde atmışı müspet, yüzde kırkı dini ilimlerdir. Başkaları iki yıllık okul olsun deseler de hoca müfredatı bile kendi hazırlar zorla yedi yıla ikna eder.
Hocamızın konuşması harika idi. Kuvvetli bir hatipti derslerde hiç sıkmaz bazen de fıkra anlatırdı. En iyi hocaları bulup ders verdirirdi.
Nurettin Topçu öğrencisidir. Bir gün tuvaletleri temizlerken görünce Celal Hocayı, “Hocam birkaç öğrenci çağırsaydınız da onlar yapsalardı bu işi”, dediğinde Celal Hoca “-Ben öğrencilerime okul yıllarında tuvalet temizledik” dedirtmem, der.
Sonra dersine çok sadıktı. Her halükarda dersine gelirdi. Ve “eğer derse gelemezsem cenazeme gelin” derdi. Ve bir gün derse hazırlarken 21 Kasım 1961 de vefat etti.”
İMAM HATİPLİLERE İHTİYACIMIZ VAR
Bugün özellikle İnegöl’de birçok yetkili İmam Hatip mezunudur. Vekilimiz, belediye başkanımız, milli eğitim müdürümüz rahmetli Hikmet Şahin evladımız… Görevlendirildiğinde Sultan Ahmet Camii gibi büyük camilerde hakkıyla imamlık yapacak okuyuşu ile Türkiye’yi yöneten Cumhur reisimizi de imam hatiplidir. İmam Hatiplilere bu milletin ve bu devletin çok ihtiyacı vardır” dedi.
Hocaların toplu fotoğrafı ile anma programı bitmiş oldu.