Demokrat Parti İnegöl İlçe Başkanı Murat Balakuş, 12 Eylül Darbesi’nin yıldönümü nedeni ile açıklamalarda bulunarak, “Demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 41 yıl geçti. Türkiye’yi her alanda geri götüren 12 Eylül Darbesi idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle aradan geçen uzun yıllara rağmen, zihinlerdeki yerini bütün tazeliğiyle koruyor” dedi.
Konuya ilişkin yazılı basın açıklamasında bulunan Balakuş, şu ifadeleri kullandı:
“Demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 41 yıl geçti. Türkiye’yi her alanda geri götüren 12 Eylül Darbesi idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle aradan geçen uzun yıllara rağmen, zihinlerdeki yerini bütün tazeliğiyle koruyor. Demokratlar olarak, her türlü darbenin ve darbecinin karşısındayız. 12 Eylül Türkiye’nin 11 Eylül’üdür. Çeşitli defalar, başta 27 Mayıs hain darbesi olmak üzere milleti korkutarak, millet iradesini darağacına yollayarak hain yüzünü göstermiş bir zihniyetin, organize terör eylemidir 12 Eylül. Terör, belirli ideoloji, inanç ya da çıkar yolunda hâkim iradeyi hizaya getirmek için girişilen korku ve baskıya verilen isimdir. Bu çerçevede değerlendirildiğinde ideolojisi anti-demokrasi olan ve ilk kez 27 Mayıs’ta eylem yapmayı başaran bir terörist anlayış 12 Eylül’de en kapsamlı eylemlerinden birini gerçekleştirmiştir. Amaç milleti korkutarak hizaya getirmekten başka bir şey değildir. Kaldı ki 12 Eylül Darbesi ve kısmen bugün de kimi odakların rıza gösterdiği düzen bu hain örgütlenmenin amacına riayet etmiştir. Dahası kurulan düzen maalesef ki anayasal bir hal almış, demokrasi hal edilmiş, adalet kızağa çekilmiştir. 12 Eylül, kovuğunda büyüdüğü 27 Mayıs gibi demokratları aracı ederek millete karşı kin ve öfkesini kusmuştur. 27 Mayıs’ta olduğu gibi 12 Eylül darbesine de yine hürriyetçi demokratlar, Adalet Partisi hükümetinin Başbakanı Demirel muhatap olmuştur. Amacı daha fazla demokrasi ve adalet olmuş olanlar, hürriyetçi demokratlar, Adalet Partisi ve merhum Cumhurbaşkanımız Demirel şahsında milletimiz ve iradesi hedef alınmıştır. Milletin rıza ve iradesi dışında ve de ona karşı teşekkül eden 12 Eylül iktidarı, kendisini, silahı araç ederek korkuyu iktidar eden iradesini güçlü kılmak için bir dizi önlem almıştır. Alınan önlemler, iktidarlarını kaybetmemek adına muhalefeti susturmak, demokrasiyi yaralayacak bir seçim sistemi ihdas etmek, basının görevini ifa etmesini engelleyecek bir düzen tesis etmektir. Ne gariptir ki bugünün iktidarı uzunca bir dönem 12 Eylül’ün mirasına sahip çıkmış, yetmediği yerde ise 12 Eylül’ün sorumlularına rahmet okutacak bir dizi değişiklik yapmış, kendilerince önlem almıştır. Tüm bunları yaparken de açıkça beyan ettikleri gibi demokrasiyi bir tramvay olarak görmüş, günü gelene kadar demokrasi demiş, 12 Eylül’ü tam da kendileri için biçilen bir gömlek addetmişlerdir. Çeşitli defalar dile getirdiğimiz gibi sahih biçimde darbelerle hesaplaşmanın yolu daha fazla demokrasidir, daha fazla adalettir. Ancak sağ olsun iktidar daha fazla diyemeyeceğimiz bir vasat inşa etmiş ve bize ancak demokrasi ve adalet diyebilmek imkânı tanımıştır. Kısaca bu düzen 12 Eylül’de ülkenin ikiz kulelerini, adaleti ve demokrasiyi yerle bir eden terör eylemini kademe kademe sürdürmüştür. Bizlere düşen biri olmadan diğeri yaşayamayacak olan ve milli hedef ve ilkeler için hayati kabul ettiğimiz bu iki değeri yeniden inşa etmektir. Görünen odur ki milletimiz de aynı gayret ve hevesle, inandıkları demokrasinin bir aracı olarak seçimleri beklemekte ve bu yıkıntıdan kurtulacağını gün için geri saymaktadır. Allah’ın izni ve milletimizin feraseti ile bu hafriyat kalkacak, Türkiye rahat bir nefes alacaktır”
HABER: SERHAT ÇİÇEK