Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansı’nda yayımlanan araştırmaya göre, İsveç’te araştırmacılar, 17 farklı birinci basamak sağlık tesisinde kalan 307 orta yaşlı ve yaşlı hastanın verilerini inceledi.
Bu kapsamda, ilk olarak doktorlar tam kapsamlı bir hastanede katılımcıları muayene ettikten sonra teşhis koydu.
İkinci aşamada ise araştırmacılar, Alzheimer hastalarının beyninde bulunan “amyloid beta” proteini ve merkezi sinir sisteminde bulunan “tau” proteinine sahip olup olmadığını anlamak için katılımcılardan kan örneği istedi.
Katılımcılar, daha sonra hafızlarının incelenmesi için kapsamlı klinik muayeneye tabi tutuldu.
Tüm incelemelerin sonunda doktorlar, katılımcıların yaklaşık yüzde 55’inin Alzheimer ya da Alzheimer ilişkili hastalığa sahip olduğunu saptarken, ikinci aşamada istenen kan tahlilinde doktor teşhisine kıyasla Alzheimer hastalığı yüzde 85 daha doğru tespit edildi.
Araştırmada, söz konusu kan testlerinin, Alzheimer’a daha hızlı ve doğru teşhis konulmasına yardımcı olabileceği tespit edildi.
İsveç Göteborg Üniversitesi Psikiyatri ve Nörokimya Bölümü’nden Hanna Huber, diyabet hastalarının düzenli olarak parmak ucu kan şekeri ölçümü yapması gibi Alzheimer hastalığının teşhisi için de benzer kan testinin evde kolayca yapılabileceğini söyledi.
Huber, parmak ucundan alınan kan örneğinin, hastalığın erken teşhisine yardımcı olmasının yanı sıra hastalık sürecinde de Alzheimer hastalığının ilerlemesinin daha iyi takip edilmesini sağlayacağını belirtti.
İsveç’teki Lund Üniversitesinden baş araştırmacı Sebastian Palmqvist de “Doğru teşhis araçlarının bulunmaması nedeniyle, birinci basamak doktorlarının bilişsel bozukluğu olan hastalar arasında bile Alzheimer hastalığını teşhis etmesi, şu anda çok zor.” ifadesini kullandı.
Araştırmanın sonuçları, Amsterdam’da düzenlenen Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansı’nda yayımlandı.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), ocak ayında ön onayı alınan, yetişkinlerde görülen Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yönelik üretilen bir ilacı ilk kez tam onaylamıştı.
Araştırmalara göre, 18 aylık tedavi ile hastalığın ilerlemesini yüzde 27 yavaşlattığı görülen ilacın, beyindeki amiloid-beta plaklarını hedef aldığı belirtiliyor.
İlaç, hafıza ve düşünmedeki zayıflamayı yavaşlatabileceğini ortaya koyan, türünün ilk örneği olarak gösteriliyor. Piyasadaki diğer ilaçlar hastalığın yalnızca semptomlarını hedef alıyordu.