Geçen yıllara oranla sıcaklığın yükselmesine bağlı buharlaşmanın iyice artması dolaysıyla Van Gölü’ndeki su seviyesi iyice düştü.
Bu yıl kış ve ilkbaharda yağışların istenilen seviyede gerçekleşmemesi nedeniyle Van Gölü başta olmak üzere birçok göl, baraj, akarsu ve su kaynaklarında azalma oldu.
Suyun sığ olduğu noktalarda çekilmenin ciddi boyutlara ulaştığı Van’ın Gevaş, Erciş ve Muradiye kıyılarında binlerce yılda oluşan yeni mikrobiyalit (mercan) alanları ortaya çıktı.
Daha önce su altında kalan birçok bölge, çekilmenin ciddi boyuta oluşmasıyla beraber büyükbaş hayvanların otlatıldığı alanlar haline geldi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, AA muhabirine, Van Gölü’nün giderek alan kaybettiğini söyledi.
Sıcaklık ve buharlaşmanın su kaybını tetiklediğini anlatan Alaeddinoğlu, “Van Gölü kapalı bir havza ve 21 küçük tali havzaya sahip. Baharda belli oranda yağış düştü ancak havzanın her bir noktası aynı oranda bu yağışlardan beslenemedi. Geçmişte havzaya düşen yağışlar büyük ölçüde kontrollü ve havzanın tamamında kendini gösteriyordu. Bugün küresel iklim değişikliği yağışların şeklini, rejimini, yağışların düşme sıklığını, mevsimler arası geçişgenliğini, yağışın kar ve yağmur şeklinde düşmesi gibi her şeye karar verdi. Dolayısıyla mevsimlerle ilgili her şey değişiyor.” dedi.
Geçmişte sonbaharda başlayan yağışların ilkbahara kadar devam ettiğini, şimdi ise yağışların ilk bahar aylarına kaydığını vurgulayan Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:
“Kısa aralıklarla kontrollü düşen yağışların büyük bir kısmı artık daha dar bir alanda ve sağanak şeklinde gerçekleşiyor. Kar şeklinde düşen yağışlar artık yağmur şeklinde düşüyor. Dolayısıyla toprak beslenemiyor. Havzanın ihtiyaç duyduğu su, maalesef toprağa sızmıyor. Su kaynakları akarsu ve gölleri besleyemiyor. Bütün bunlar havzanın aleyhine bir durumdur. Kontrollü bir şekilde havzayı yönetemezsek yakın gelecekte havzadaki suyun önemli bir kısmı büyük ölçüde azalacak. Ekosistemin tamamı bundan zarar görecek. Havzaya düşen yağış azalıyor. Sıcaklık artıyor. Her yıl havza su açığı veriyor. Bilanço hep lahdine işliyor. Dolayısıyla havza su kaybetmeye devam edecek. Su zenginiymiş gibi davranmamalıyız. Suyu israf etmemeliyiz.”
YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş ise her yıl alan kaybeden Van Gölü’nde binlerce yılda oluşan mikrobiyalitlerin de gün yüzüne çıktığını ifade etti.
Çekilmeyle beraber gölün birçok noktasında mikrobiyalitleri görmenin mümkün olduğunu dile getiren Akkuş, “Dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü’nde. Normalde su altındalar. Şu günlerde göl çekildiği için kıyılarda görebiliyoruz. Göldeki çekilme böyle devam ederse her tarafta göreceğiz. Van Gölü mikrobiyalitler bugüne kadar hep bir gizemdi. Sualtı fotoğrafçılarının görsellerinde yada çekilen belgesellerde insanların izlediği oluşumlardı. Fakat suyun çekilmesiyle açığa çıktılar. Dolayısıyla binlerce yıllık süreçte oluşan bu yapıları insanlar görmek istiyorsa muhteşem bir fırsat.” diye konuştu.
Doğa fotoğrafçısı Nejdet Sara da “Van Gölü’nün çekilmesinden dolayı mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı. Şu an bu yapıları fotoğraflıyorum. Çok ilginç fotoğraflar var. Peri bacalarını andırıyorlar.” diye konuştu.