İnegölspor’umuzun Kurucu Başkanı Hasan Bilge, kulübümüzün kuruluşunda yaşadıkları zorlukları ve elde ettikleri başarıları paylaşarak, “İnegöl’ün yeri Süper Lig’dir. Hala ona inanıyorum.”dedi.
Bilge, yaşadıkları birçok sıkıntıyı aşarak İnegölspor’u 1984 yılında İnegöl İdmanyurdu, Yıldızspor ve Demirspor’un birleşmesiyle kurulduklarını ifade etti.
“HEP AYNI KİŞİLER YÖNETİMLERDE KALMAK DURUMUNDA KALIYORDU”
Bilge, o yıllarda İnegöl futbolunun maddi imkansızlıklardan dolayı çok geriye gittiğini belirterek, “İnegölspor’u kurduğumuz yıllarda İnegöl futbolunun durumu çok geriye gitmişti. Ben İnegöl İdmanyurdu’nda, Bekir Arıman Yıldızspor veya sonraki amatör ismi İnegölspor’un, Ali Öz’de Demirspor’un başkanıydı. Birde işin içinde Doğanspor vardı. Ama Doğanspor daha sonra birleşmekten vazgeçmişti. İnegöl geçmişinde futbolda çok ileri bir kazaydı. Yani 1923 yılında belki de Bursa’da en eski kuruluş tarihi olan İnegöl İdmanyurdu takımıydı ve geçmişinde çok büyük başarıları vardır. Milli takımlara kadar topçu yetiştiren bir kulüptü. Daha sonraları Doğanspor, Demirspor, Yıldızspor (İnegölspor) falan hep İdmanyurdu’ndan sonra kurulmuş olan kulüplerdi. Onlarda da başarılı futbolcular vardı. Velhasıl Bursa’ya kafa tutan bir ilçeydik. 1984’lü yıllara geldiğimizde İnegöl futbolu maalesef çok geriye düştü. Maddi olanaksızlıklarda bunun sebebiydi. Hep aynı kişiler yönetimlerde kalmak durumunda kalıyordu. Onlarda tabi maddi imkanlar elverişli olmadığı için yılıyorlardı.”dedi.
“50 BİN LİRALIK KEFALETİ TEMİN EDEMEDİLER”
1963 yılında 2.Lige katılmak için federasyona verilmesi gereken teminatın temin edilemediğini ifade eden Bilge, “1963 yılında 2.lig kurulmuştu. Ona girdi girecek derken federasyona teminat yatırılamadığı için bu kuruluş gerçekleşememişti. Yoksa 1963 yılında Bursaspor ve Eskişehirspor’un katıldığı yıllarda 2.lige girme imkanı varken girilememişti. Doğanspor vazgeçmişti. 3 Kulüp yine birleşip bunu yapmak istedi ama 50 bin liralık kefaleti temin edemediler. Onu Ahmet Kalyon’dan beklemişlerdi. Ahmet ağabeyde o yükün altına tek başına girmek istemediği için gerçekleşmedi. Tabi biz bunları gençliğimizde hep yaşadık. Bende 7 yaşlarından itibaren futbolun içerisindeydim. Çünkü babam 17 yıl üst üste İdmanyurdu’nda yöneticilik yapmıştı. Ağabeyim futbolcusuydu. Amcaoğlum futbolcusuydu. Amcam İdmanyurdu’nun ilk futbolcularındandı. Bende hasbelkader top koşturdum İdmanyurdu içi ama okulum için devam ettiremedim. Babamda zaten karşı çıkıyordu. Ağabeyim futbolcu olduğu için benim futbolcu olmamı istemiyordu, okumamızı istiyordu. Dolayısıyla futbolun içerisinden geldim, büyüdüm. İnegölspor’un sorunlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla, her şeyiyle küçük yaşlardan itibaren bilgi sahibi olmuştum.”ifadelerini kullandı.
1984 YILINDA İNEGÖL GENÇLİK GÜCÜ KURULDU
Bilge, 3 kulüp birleşerek İnegöl Gençlik Gücü takımını kurduklarını ifade ederek, “Biz 4 kulüp birleşme oluşturmaya çalıştık. Doğanspor vazgeçti. Biz 3 kulüp yine devam ettirdik ve neticede amatör kulüplerimizi feshedip birleşme kararı aldık ve 3 kulüp birleştik ama bu birleşen kulüp yeni bir İnegölspordu ve İnegöl Gençlik adıyla kuruldu bu kulüp. Yani İnegölspor olarak kurulmadı. Ne birleşen kulüplerden birinin ismini çağrıştıracak ne renkleri çağrıştıracak. Çünkü apayrı bir oluşum bu. Bu bakımdan renklerini kurayla Ünal Rubacı’nın yazıhanesinde torbadan çekip bordo beyaz yaptık. İsmini de İnegöl Gençlik Gücü yaptık. Amatör olarak birleştik. O zamanlar 3.Lig daha yoktu. Sadece amatör küme şampiyonasına katılıp Türkiye şampiyonu olup direk 2. Lige katılma yolu vardı. Bizde o yolu denemek için bu yola baş koyduk. Ama imkansızlıklar içerisinde başladık. Ne para var, ne kulüp binası var, ne forma var. Hiçbir şey yok. Ama hepsini yendik, başardık ve kurulduktan 3-5 ay sonra Özal döneminde 3.Lig kuruldu. Bizde müracaat ettik. İlk müracaatımızda alınan kulüpler oldu ama biz alınmamıştık. Sonra ANAP’ın o günkü Başkanı Sadri Demirtaş, Belediye Başkanı Muhittin Tanoğlu ve Kaymakamdan yardım istedik. Yardım edeceklerini söylediler ve neticede İnegöl’ü 3.Lige aldırtırdık ve İnegölspor profesyonel olmuş oldu.”şeklinde konutu.
“İNEGÖL GENÇLİĞİN İSMİNİ İNEGÖLSPOR OLARAK DEĞİŞTİRDİK”
Türkiye’deki tüm takımlardaki gençlik kelimesinin kaldırılmasının ardından isim değişikliğine gittiklerini dile getiren Bilge, “Bir müddet sonrada Federasyondan bir yazı geldi. “Türkiye’deki bütün takımlardaki gençlik kelimesi kaldırılacak” denildi. O zaman mecburen İnegöl Gençliğin ismini İnegölspor olarak değiştirdik ve 3.Lige girdiğimiz ilk yılda da muvaffak olduk ve 1.olduk. Bu belki de Türk futbol tarihinde bir ilktir. Kurulduğu sene hiç futbolcusu yokken şampiyon olan bir takım olduk. O sene kulüplerimizin çoğu 2.kümeye düşmüştü. Bir tek Yıldızspor 1.kümedeydi. Yani kurulduğu sene hiç profesyonel futbolcusu yokken şampiyon olan bir takım olduk. Yani 1984 yılında kurulduk ve o sene 3.Lige alındık ve 3.Ligde de birçok transferler yaptık. O zamanlar Bursa amatör kümesinin altın karmasını topladım ve İnegöl’ün 3 takımından 5-6 tane İnegöllü o şampiyon takımda yer aldı. Benim bütün kulüplere, kulüp başkanlarına ve yöneticilerine 25-30 yıldır söylediğim altyapı, altyapı.”dedi.
“BU SÖZÜ ALMADAYDIM İNEGÖLSPOR KURULMAZDI”
Bilge, dönemin belediye başkanı ve idarecilerinden şuan ki tesislerinin olduğu yeri istediğini belirterek, “O gün bu kulübü kurmak ve başkanlığı üstlenmeyi bir tek şarta bağladım belediye başkanına. İnegölspor’un şuan ki tesislerinin olduğu yeri ben istedim ve bunun sözünü Sadri Demirtaş, Hakkı Hakbulut, Mehmet İleri gibi yöneticilerin huzurunda aldım. Bu sözü almadaydım İnegölspor kurulmazdı. Çünkü altyapı olmadan bir kulübün ayakta kalması, tesis olmadan yaşamını devam ettirmesinin mümkün olmadığını, geçmiş 50 yıllık deneyimlerime dayanarak ta biliyordum ve zaten Türk futbolunun kurtuluşu da ancak altyapıya ve tesislere önem vermekte olacağını biliyorum. Çünkü İnegöl’de futbola çok müsait bir gençlik vardı ve bunu defalarca kanıtladı.”ifadelerini kullandı.
“BİRÇOK KİŞİ BENİM O SÖYLEMİME GÜLMÜŞLER”
“İlk basın toplantısında daha 3.ligde yoktu. Ben İnegöl değil 2.Lige 1.Lige yani bugünün Süper Ligine layık bir ilçedir iddiasında bulundum. Birçok kişi benim o söylemime gülmüşler.”diye konuşan Bilge sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başkanda amma attı” demişler. Halbuki ben bir gerçeği söylemiştim. Nitekim 1 sene sonrada 2.Ligdeydik. Ama 1.Lige çıkmamızda her an mümkündü ama becerilemedi ve ama becerilebilirdi. İnegöl’ün yeri Süper Lig’dir. Hala ona inanıyorum. Benim başlattığım ligde hala değiliz. Yani beni takımı çıkarttığım yer şuan ki TFF 1.Lig. İnegölspor’un bugüne kadar en az orada olması gerekirdi. Hatta Süper Lige çıkması lazımdı. Karabük’ün çıkması beni üzmüştür. Akhisar’ın çıkması beni üzmüştür. Çünkü İnegöl ve Bursa futbolda Türkiye’deki en önemli 3 ilden birisidir. İstanbul, Bursa ve Trabzon.”
“İNEGÖL BURSA FUTBOLU İÇİN EN BÜYÜK ALTYAPI KAYNAĞIDIR”
Altyapıya önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Bilge, “Yıllarca Bursa amatör takımları Türkiye 1’incisi olmuştur. Bursa’mızda da İnegöl’ümüzde de böyle bir altyapı vardır. İnegöl Bursa futbolu için en büyük altyapı kaynağıdır. Ama bunu harekete geçirmek, kendimize güvenmek, altyapımıza güvenmek ve onu geliştirmekle mümkündür. Altyapıdan çıkan en az 5 tane oyuncu İnegölspor’da görmediğim zaman ben hayıflanıyorum. Ben resmen üzülüyorum. Taşıma suyuyla değirmen dönmez ve bütün yöneticilerden de isteğim ne olur altyapıya önem verin. 1 futbolcuya vereceğiniz transfer parasıyla altyapınızı 1 yıl yönetebilirsiniz. O altyapı size bir sürü Ayhanlar, Cengizler, Mutlular, Muratlar atta saymakla bitmez bir sürü futbolcu yetiştirir ve o değirmeni az çok bunlarla da döndürebilirsiniz. Birde öz kaynak. Üzerinde durduğun en önemli şey öz kaynak yaratmak. İnegölspor bunca yıldır İnegöl Belediyesi’nin himayesinde. Kalıcı kaynak olursa yönetici bulmakta kolaydır. Başarı da daha kolay olur. Aksi takdirde herkes cebinden para çıkacak korkusuyla yönetici olmaktan bile kaçınabilirler. Ama kaynak olursa hem ligde muvaffak olmak hem de kalıcı olmak daha mümkündür.”şeklinde konuştu.
“ŞEREF TRİBÜNÜNDE PEK OTURAMAZDIM”
Maçları hep saha kenarındaki banktan takip ettiğini dile getiren Bilge, “Ben şeref tribününde pek fazla oturamazdım. Oyuncuların sahaya çıktığı alanda bulunan bir bankta otururdum. Hani seyircimiz taşkınlık yaparda sahaya atlarsa hem ona mani olurum hem de heyecanımdan şeref tribününde pek oturamazdım. Maç bittiğinde rahmetli kaptan İbo tam benim yanıma geldiklerinde “Başkanım özür dileriz” derdi. Neden biliyormusunuz? Maçı 3-2, 2-1 veya 1-0 gibi her an değişebilecek skorlarla kazandıkları için ve bana stres yaşattıkları için özür dilerdi. Yani bakın futbolcudaki idarecisine karşı olan sevgisi saygısı bu. Eğer futbolcularla yöneticiler ağabey kardeş gibi olursa, onlar size sevgili saygılı davranırlarsa başarı mümkündür. Bütünleşmek dediğimiz şeydir bu.”dedi.
“FUTBOLCUYU YANINA ÇAĞIRDI VE 2 TANE TOKAT ATTI”
Bilge, Edremit maçını unutamadığını belieterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Edremit maçını unutamam. Edremitlilerin Kütahya tarafından dönerken İnegöl’de köfteci Aziz’in orada yemek molası verdiklerini duydum. Hemen kulüpten kalıp onların yanına gittim. Yemek paralarını ödettirmedim. Sonra bütün kafileyi kulübe çağırdım. Kulüpte çay kahve içtik. 1-2 hafta sonra Edremitsporla deplasmanda maçımız vardı. Oraya gittik. Son dakikada İbrahim’in kafa golü ile 1-0 galip geldik. Edremit’ten alkışlarla uğurlandık. Hele maç esnasında Edremitli bir futbolcu bizim futbolcumuza sert girdi ve kart gördü. Genel kaptanları saha kenarından o futbolcuyu yanına çağırdı ve 2 tane tokat attı. Yine İnegölsporlu futbolcuya öyle yaptın diye. O kadar büyük bir sevgi bağı yarattık. Futbolun olması gereken amaçlarından biriydi bu. İki kasaba adeta bütünleşti. Yendiğimiz halde Edremit’ten çıkana kadar yol boyunca bizi alkışladılar. İşte bunu da yaratmak gerekir. Sporcun amaçlarından bir tanesi de dostluk ve kardeşlik havası yaratmaktır.”