Kıymetli Okurlar… Cenab-ı Hakk, hepimizden güzel ahlak ve sonucunda güzel bir kul olmamızı istemektedir. Özellikle şirk’in bütün çeşitlerinden uzak kalmamızı, yakin bir iman ve halis ’samimi’ bir kalple kendisine dönmemizi emretmektedir. Biz kullardan istenen iman, salih amel, edep ve takva’dır,bu sayılanlarda kul vasfını taşıyan herkese farzdır.Bu farzı yerine getirmek elbette kolay değil ama bunları yerine […]
Kıymetli Okurlar… Cenab-ı Hakk, hepimizden güzel ahlak ve sonucunda güzel bir kul olmamızı istemektedir. Özellikle şirk’in bütün çeşitlerinden uzak kalmamızı, yakin bir iman ve halis ’samimi’ bir kalple kendisine dönmemizi emretmektedir.
Biz kullardan istenen iman, salih amel, edep ve takva’dır,bu sayılanlarda kul vasfını taşıyan herkese farzdır.Bu farzı yerine getirmek elbette kolay değil ama bunları yerine getirmezsekte, bütün zorlukların bizi bulacağını da unutmayalım.
Bunlara uymanın ve yapmanın tek yolu Efendimiz’e (s.a.v) uymak ve O’nun gerçek varislerinin yolundan din-i mübin’i hakiki mana da yaşayanların yolundan gitmektir.Onların izinden gitmeyen bir kul Allah Teala’ya ulaşamaz, kişinin ne nefsi ve ne de şeytan o kişiye mahal (yer,fırsat) vermez.Bunda hiçbir müminin şüphesi olmasın.
Efendimiz (s.a.v) ahireti şereflendirmiş ama bizlere de iki büyük emanet bırakmıştır.Bunlar Kur’an ve Sünnet’tir. Diğer bir ifadeyle İslam’dır. Kişinin tabi olması için tanıması gerekir.Tanımak için görmek lazımdır.Acaba kendisini bizzat görme imkanı bulamadığımız Allah’ın Rasülünü tanımanın ve kendisine tabi olmanın en güzel yolu nedir? Bu konuda insanlar farklı yollar tercih etmişlerdir.
Bazıları, Hz. Rasûlullah’ı (a.s) nakil yoluyla tanımaya çalıştı. Bunun için siyer, tabakat, tarih ve hadis kitaplarına yöneldi. Bazıları, Hz. Peygamber’in (s.a.v) yerini ve görevini akıl yoluyla anlamak istedi. Kimisi, zamanındaki aydın insan anlayışından hareket ederek ve gördüğü aydın insanlarla kıyaslayarak onun yüceliğini, vazifesini ve manevi derecesini tespite yöneldi. Kimi insanlar, baba ve annesinden öğrendiği şekilde Hz. Peygamberi tanıdı. Bazı insanlar ise bu iş için daha kolay ve daha faydalı bir yolu seçti. Bu yol, Hz. Rasûlullah’ın (a.s) ilim ve hallerine varis olan alim, arif, salih bir Mürşidi Kamil Hak dostunu kendisine örnek almaktır. Ve O’na bağlanmaktır.En güzel tabii olma yolu ve en sağlamı budur.
Bu yolu seçenler, nakli, aklı, kalbi, gönlü ve gözü kullanarak yol aldılar. Çünkü onlar, Hz. Peygamberi (s.a.v) tanımak için kalplerini arındırmak ve nefislerini terbiye etmekle işe başladılar. Kalp uyanmadan, gönül aynası günah kirlerinden arınmadan, nefis uslanmadan rahmet Peygamberi’nin (s.a.v) hakkıyla tanınamayacağını anladılar. Bunun için irşatla görevli bir mürşidin edep halkasına girdiler. Hz. Peygamber’in (s.a.v) getirdiği edebin nasıl yaşandığını onda gördüler. Rasûlullah’ı (a.s) canlı örneğinden tanıdılar, sevdiler ve bu sevgi ile sünnetine tabi olmaya çalıştılar.
İşte Kıymetli Okurlar; Güzel bir yola insan kendisi girmez ise güzel ahlaktan kendisi nasiplenemez ve dolayısıyla başka insanlara da ıslah etme ve iyiliğe yönlendirme gibi vazifeleri söz konusu bile olamaz. İnsanın kendisi özellikle de nefsi özel bir terbiyeye girmesi kötülüklerden arınması gerekiyor.
Zamanımızda konuşan çoktur, ama iş yapan ve icraatını gösteren az’dır. Kötü bir yola düşen bir kimseye veya hataya düşen kimseye birçok kimse sütten çıkmış akkaşık misali uyaranlar çok olur. Ama kendisi bunun neresinde,başka bir Müslüman kardeşini uyarmayı biliyor mu? Hem de kalbini kırmadan, usulünce, ve vusül (etki) ne kadar oluyor?
Bunlara dikkat etmemiz gerekir,yoksa ne karşıdaki kimseye bir etkimiz olur ve ne de yaptığımız bu işte bir hayır göremeyiz aksine zarar ederiz. İlk olarak Niyet Allah Teala’nın rızası için olacak.Sonrasında ise kişiye düşen uyaracağı konu hakkında tam bilgi sahibi olacak,Ve sonra bunu güzel bir usüle döküp Mümin kardeşini doğruya iletecek.Yoksa bu işe hiç başlamayalım,bırakın ehli olan yapsın veya onlara bildirelim ve öğrenelim.Çünkü kolay bir şey değildir.
Allah (c.c) bizleri Kur’an-ı Kerim’de vasıfladığı iyilerden ‘’Salihlerden’’ ayırmasın inşallah…
Selam ve Dua ile