ADD 1 yılını değerlendirdi

Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şubesi yönetimi, kahvaltı programında basın mensupları ile bir araya gelerek bir yılını değerlendirdi.

Yayınlama: 29.05.2015
569
A+
A-

Dün saat 09.30’da Hotel Angelacoma’da düzenlenen kahvaltıya Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şubesi Başkanı Ali Darıcı ve yönetim üyeleri ile basın mensupları katıldı.

 

DOĞRUYU VE GERÇEĞİ YANSITMALIDIR






Kahvaltının ardındın bir konuşma yapan Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şubesi Başkanı Ali Darıcı, “Tarihten gelen süreç içerisinde toplumların aydınlanmasında, reaksiyon göstermesinde basının önemli bir rolü vardır. Bu reaksiyon gerek iktidara, gerek muhalif olanlara yöneliktir. İktidarın elinde savunma mekanizmaları vardır ve kendisini korur. Muhalefetin elinde ise sadece demokratik ve evrensel hukuk kuralları vardır. Eğer bir ülkede demokratik ve hukuk kuralları işlemiyorsa orada iş basına ve medyaya düşer. Özgür ve bağımsız medya kalemini ve yüreğini ortaya koyar ve mazlumun yanında yer alır. Değerli arkadaşlarım, ben burada sizlere görevinizin neler olduğu veya neler yapmanız gerektiğini öğretmeye kalkacak kadar haddini bilmez biri olarak değil, genel olarak basının neler yapmasını veya basının nelere kadir olduğunu anımsatmak istiyorum. İktidar veya güç gösterisi yapanların elinde sopası varsa, polis-jandarma gücü varsa ve bu gücü kötüye kullanıyorsa, kurallar çiğneniyorsa, o zaman güç dengesini sağlayacak olan basındır ve medyadır. Kalemini ve yüreğini ortaya koyup, doğruyu ve gerçeği yansıtmalıdır.” Dedi.

 

BASINA DA BU GAYRET VE EMEKLERİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUZ

İktidarın elinde sopası varsa, polis-jandarma gücü varsa, tornası – panzeri varsa, basının da kalemi ve koskoca bir yüreğinin olduğuna dikkat çeken Darıcı, “Adil olmak şartıyla, doğru olmak şartıyla bildiklerini halk ile paylaşmalıdır. Bu söylenenler şimdiki iktidarı olduğu kadar, geçmiş ve baskıcı tüm iktidarları kapsıyor. İktidarlar gelip geçicidir. Ama özgür basın hep kalıcıdır. Basın adaletin ve gerçeğin kalkanıdır. Bağımsızdır, özgürdür. Asla sansür edilemez. Basın tarafsızlığını kaybettiği zaman basın olmaktan çıkar, sekreterlik olur. Basının kalemi de, yüreği de namusudur, şerefidir, onurudur. Namus ise hiçbir şeyle pazarlık yapılamaz. Burada vatan ve hürriyet şairimiz Namık Kemal’den bir örnek vermek istiyorum. ‘Felek her türlü esvabın toplasın gelsin, dönersem kahpeyim namus yolundan’ der. Uğur Dündar kolay kolay efsane olmadı. Her dönemde, her türlü baskıya boyun eğmedi ve gerçekten yana, özgürlükten yana tavır koyarak, büyüdü, büyüdü ve Türk medyasının bir numarası oldu. Değerli arkadaşlarım, eğer Namık Kemal o cesur sözü söylemese, Mustafa Kemal bu sözden yüreklenmeseydi, bugünkü büyük Türkiye Cumhuriyeti doğar mıydı bilmiyorum? Değerli basın mensupları, burada Atatürk’ten ve bir sözünden bahsetmeden geçemeyeceğim ‘Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan Cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturulacaktır. Bir düşünce kalesi, basın görevlilerinden bunu istemek Cumhuriyetin hakkıdır.’ Bizler Atatürkçü Düşünce Derneği olarak özgür basına çok değer veriyoruz. Halkla aramızda köprü görevi yapan basına da bu gayret ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Yönetim kurulumuz adına, burada bulunmanızdan dolayı mutluluğumuzu belirtmek istiyoruz.” İfadelerini kullandı.

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş