İnegöl’ün en aktif kulüplerinden biri olan Bembeyaz İzcilik Gençlik ve Spor Kulübü, etkinliklerine aralıksız devam ediyor. Avrasya Maratonu’na katılan bembeyaz gençler, daha sonra Boğaziçi Köprüsü’nde Mangala Finali’ni gerçekleştirerek Türkiye’de bir ilke imza attı.
Geçen Cumartesi günü İstanbul’a giden Bembeyaz İzcilik Gençlik Spor Kulübü, Bayrampaşa’da bulunan Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksindeki akua havuzunda stres attı.
Daha sonra İstanbul İkitelli’de bulunan Ahenk İzcilik Gençlik Ve Spor Kulübünün çiğköfte programına katılan gençler, geceyi Ahenk izcilik GSK’de geçirdi. Bembeyaz İzcilik GSK sabah kahvaltısından sonra 37.’si düzenlenen İstanbul Maratonuna katıldı.
Boğaziçi Köprüsünde Mangala Turnuvasının finalini yaptı. Finale kalan Muzaffer Arslan ile Emin Elik kıyasıya yarıştı. Final sonunda Muhammed Emin Elik rakibini 2-1 yenerek turnuvanın şampiyonu oldu.
Boğaz Köprüsünde Mangala Finali’ni gerçekleştiren Bembeyaz İzcilik GSK Türkiye’de ilk defa boğaz köprüsünde mangala oyununu oynayarak bir ilke imza attı.
Mangala finalinin ardından gençler, Emin Önü Camisi’ni ziyaret etti. İstanbul’da gerçekleştirilen bu faaliyetlerimize destek veren Bembeyaz izcilik GSK yönetimine, Ahenk izcilik GSK müdürü Sabri Yıldırım ve tüm ekibine ayrıca desteği olan ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
MANGALA’NIN TARİHÇESİ
Mangala’nın tarihi ile ilgili bilgi veren Bembeyaz İzcilik Gençlik ve Spor Kulübü Müdürü Necat Başkurt, “Tarihi araştırmalar Mangala Oyunu’nun Sakalar, Hunlar ve Göktürkler döneminde oynandığını göstermektedir. Dünyada “Coffee House” kültürünün temelleri 1554 yılında İstanbul’da atılmış; İstanbul’dan sonra günümüz Avrupa’sında kahve kültürünün izleri 1650 yılından itibaren,bizden 96 yıl sonra görülmeye başlanmıştır. Günümüze, bu güçlü temellerin atıldığı dönemin kahve kültürünü yansıtan sadece iki adet görsel kaynak miras kalmıştır. İki kaynak da İstanbul’da resmedilmiştir. Mangala oyunu, iki görsel kaynakta da bulunan oyunlardan birisidir. Mangala Oyunu, tarih boyunca kumar amaçlı olarak oynanmamıştır. Ülkemize gelen yabancı seyyahlar, Türklerin bu oyunu saatlerce hiç tartışmadan zevkle oynadıklarını ve asla parayla oynamadıklarını seyahatnamelerinde anlatmışlardır”
“Dünyanın farklı ülkelerinde mangala türü oyunlar oynanmaktadır ancak Türk Mangalasını diğer mangala oyunlarından ayıran kimi özellikler vardır. Diğer mangala türlerinde taşlar genelde “tohum” adını almakta, taşları hareket ettirme ise “tohum saçma” olarak ifade edilmektedir. Bu da o kültürlerin ziraatçı bir toplum olduklarını göstermektedir. Oysa Türk Mangala’sında taşlar “asker” olarak görülmektedir. Ayrıca günümüze “hazine” olarak aktardığımız bölüme Türkler “orda” yani “karargâh” demişlerdir; bu da oyunumuzun bir çiftçilik oyunu değil, savaş oyunu olduğunu ortaya koymaktadır”
“Türk Mangala’sının bir diğer farkı ise alınan taşların bir tanesinin kendi otağına, yani kuyusuna bırakılmasıdır. Diğer mangala oyunlarında kendi kuyusuna taş bırakma olayı yoktur. Mangala’da kendi kuyusuna bir taş bırakma kuralı, Türk sosyal hayatındaki baba ocağına sahip çıkma geleneğinin bir tezahürüdür. Taş kazanmak için rakibin taşlarını çift yapma kuralı ise Türk inanç ve devlet sistemi tarihindeki ikili anlayışı sembolize etmekte ve Türklerin geleneksel dünya görüşüne uygun düşmektedir. Eski Türklerin göğü baba, yeri ana olarak kabul etmesini; Türk devlet sistemindeki töles-sol ve tardus-sağ ile idare yapıdaki yabgu ve şad sistemi gibi çiftleri bu duruma örnek gösterebiliriz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Mangala Oyununun, Anadolu kültürünün köklü bir başlığı olduğunu, oyunun genç kuşaklara tanıtılmasının, yaygınlaştırılmasının yararlı olacağını, kültürel ve turistik alanlarda Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlayacağını bildirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Mangala Oyunu’nun okullarımızda oynatılması uygun bulunmuştur. Mangala Oyunu’nun çağdaşı olduğu diğer oyunlardan farkı, dağdaki çobandan, 70 yaşında ki bilgine, İstanbul’da sarayda ki Hanım Sultandan, 5 yaşında ki çocuğa kadar her yaştan ve kültürden insanın oynayabilmesidir” dedi.