İÇ GÜVENLİK PAKETİ Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alacak

İç Güvenlik Reform Paketi’yle ilgili açıklama yapan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, yapılacak düzenlemeyle vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alacağını söyledi. Şahin, pakete karşı çıkanların verdikleri beyanlarla halkı yanılttığını da söyledi.

Yayınlama: 19.02.2015
737
A+
A-

Milletvekili Şahin, son zamanlarda bir takım marjinal grupların toplantı ve gösteri yürüyüşü adı altında düzenledikleri eylemlerin şiddetle sonuçlandığını söyledi. Şahin, eylemlerde vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin tehdit edildiğini, can ve mal güvenliklerinin tehlikeye atıldığını, devlete ve esnafa ait bina, araç ve mallara zarar verilip yakıldığını hatta bu eylemlerin kimi zaman yağma girişimlerine dönüştüğünü vurgulayıp, “Bu gibi gerekçelerle özgürlük-güvenlik dengesini bozmadan yeni tedbirler alınmasını zorunlu hale geldi. Suç işlenmesinin önlenmesi, vatandaşlarımızın kendilerini güvende hissetmelerinin sağlanması, vatandaşın canına, malına kast eden, esnafın ticaret ve alış veriş hakkını elinden alan saldırıların engellenmesi için, mevcut düzenlemelere ilave olarak önleyici tedbirlerin alınması gerekli hale gelmiştir” dedi.

 

1/995 Esas numaralı İç Güvenlik Reformu Kanun Tasarısı ile temel olarak beş kanunda ve toplam olarak yirmi bir kanunda değişiklik yapılacağını kaydeden Milletvekili Hüseyin Şahin yapılacak düzenlemelerle ilgili şu bilgileri verdi:






 

MOLOTOF SİLAH SAYILIYOR

Molotof, Ceza Kanunu’nda tanımlanan silah kapsamına girmekle birlikte,  ismen zikredilmemektedir. Yargıtay içtihadıyla Molotof kokteyli kullanılması suç sayılmaktadır.  Bu içtihatta, Molotof kullanılıp can ve mala zarar verildikten sonra silah gibi ceza verilmektedir. Bir kişinin, eline Molotof alarak etrafı yakıp yıkma teşebbüsünde bulunması halinde kolluğun bu saldırıyı önlemek için müdahale etme imkânı bulunmamaktadır. Böylece Molotof öldürücü etkisi olan bir silah gibi kullanılmaktadır.             Getirilen düzenlemeyle; halkın tek tek veya toplu halde bulunduğu alanlarda, Molotof, el yapımı patlayıcı, demir bilye ve sapan kullanmak suretiyle insanların hayatını tehlikeye atanlar ve malını yakıp yıkanlara karşı, polise  “saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde” zor ve silah kullanma yetkisi verilmektedir. 1991 yılında İstanbul’da bir mağazaya atılan Molotof sonucunda 11 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 14 vatandaşımızın ciddi şekilde yaralandığı, keza İstanbul’da 2009 yılında bir belediye otobüsüne atılan Molotof’la Serap Eser kızımızın vefat ettiği bilinmektedir. Son 6 yılda, Molotof’la yapılan 5.458 saldırı olayında; 3 polis ve 4 sivil vatandaş olmak üzere 7 insanımız şehit edilmiş, 406 polis, 1 asker ve 127 vatandaşımız yaralanmıştır. Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve İrlanda gibi ülkelerde Molotof kullanılması, üretilmesi ve satılması suç sayılmaktadır.

 

BONZAİ EROİN SAYILIYOR

Bonzai gibi isimleri olan sentetik uyuşturucuları satanlar kanundaki boşluktan yararlanıp daha az ceza alıyorlar. Bonzai eroinle aynı kapsama alınarak bu uyuşturucuyu satanlar ve kullananlar aynı derecede ağır ceza alacaklar.

 

UYUŞTURUCU KULLANANLARIN CEZALARI ARTACAK

Okul, yurt, ibadethane ve kışlaya 200 metre mesafe içinde uyuşturucu kullanımı ve satışına verilen cezalar artırılmaktadır. Böylece, bu maddeleri satanların, satıcı ve kullanıcı ayrımından yararlanarak, “sadece kullanıcıyız” diyerek daha az ceza almalarının önüne geçilmektedir. 2014 Aralık ayında Hükümetimiz tarafından faaliyete geçirilen Narkotimler’in de sürece katılması ile birlikte, ülke genelinde uyuşturucu ile mücadele kapasitemiz artmış olacaktır.

 

YALAN HABER: “SİLAHA BİR SENE SAPANA İKİ SENE CEZA”

Silah taşımaya 1 yıl ceza verilirken, sapan taşımaya 2 yıl ceza getirildiği iddiası tamamen gerçek dışıdır.Ateşli Silahlarla ilgili Kanunda; ateşli silahlar ve patlayıcı maddelerin ruhsatsız olarak bulundurulması halinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda ruhsatlı dahi olsa silah ile toplantı ve gösterilere katılmak ayrı bir suç oluşturmaktadır. Bir şahıs, ruhsatsız silahla toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılması halinde hem ruhsatsız silah bulundurmak ve hem de silahla toplantı ve yürüyüşe katılmaktan iki ayrı ceza görecektir.            İddia edildiği gibi; toplantı ve gösteri yürüyüşleri dışındaki alanlarda sapan veya demir bilye bulunduran kişiye herhangi bir ceza verilmesi söz konu değildir.  Ancak bir şahıs, sapan ve demir bilye ile toplantı ve yürüyüşlere katılıyor ve ise işte bu suç olarak değerlendirilecektir. Bu malzemelerin silah gibi kullanıldığında öldürücü ve yaralayıcı etkisi bilinmektedir. Yapılacak düzenlemeyle; toplantı ve gösteri yürüyüşlerine taş, sopa, demir bilye, havai fişek, yakıcı ve yaralayıcı maddelerle katılanlara verilecek cezalar artırılmaktadır. Bu sayede sapan ve demir bilyelerin silah gibi kullanılması önlenecektir.

 

YÜZÜNÜ BEZLE KAPATMA

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen örterek katılanlara verilen ceza tutuklanmalarını mümkün kılacak şekilde artırılmaktadır. Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü kapatanlara verilen cezalarda da artırıma gidilmektedir. Burada suç oluşması için esas olan, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanırken kimliğini gizlemek amacıyla yüzünü kapatmaktır. Yoksa vatandaşın günlük yaşamında inancına veya ihtiyacına binaen yüzünü kapatması hali bir suç oluşturmayacaktır.

 

ARAMA YETKİSİ

Mevcut düzenlemede kolluk, durdurduğu araçların sadece dışarıdan bakıldığında görünen kısımlarında arama yapabilmektedir. Adli mercilerden karar alınmadan kişilerin üstü ve araçlarında arama yapılması mümkün değildir. Suç işlenmesinin önlenmesi, kaçan faillerin yakalanması, kişilerin hayatına, mal varlığına veya topluma yönelik tehlikenin önlenmesi amacıyla, durdurulan kişinin üstü, eşyası ve aracının aranılarak suçla etkin mücadele edilmesi, ayrıca vatandaşın uzun süre bekletilerek mağdur edilmemesi amacıyla kolluğa arama yetkisi verilmektedir. Kolluğa arama yetkisi verilirken kolluğun keyfi davranışlarını önlemek amacıyla arama yetkisi belirli şartlara bağlanmıştır.

 

İDARİ DENETİM

Yeni yapılan düzenleme ile 2005 yılı öncesinde kolluğa verilen geniş arama yetkisine dönüş söz konusu değildir. Kolluk arama yetkisini kullanırken üstlerinin izni ve denetimine tabidir.

 

BU DÜZENLEMELER AB MÜKTESEBATINA UYGUNDUR

Avusturya, İtalya, Almanya ve İngiltere gibi AB ülkelerinde her kolluk personeli, üstlerinden izin almadan, doğrudan kişinin üstü, eşyası ve aracında arama yapma yetkisine sahiptir. Ülkemizde, kolluğun keyfi davranışlarını önlemeye yönelik olarak, aramaya ilişkin tutanak düzenlenmesi ve ilgili kişiye verilmesi zorunluluğu da getirilerek Avrupa Birliği Ülkelerinden daha demokratik bir uygulama hayata geçirilmektedir.

 

GÖZALTINA ALMA YETKİSİ

Yapılan düzenlemeyle kolluğa, suçüstü haliyle sınırlı olmak kaydıyla, belirli suçlarda ve sadece mülki amirin belirlediği kolluk amirlerinin izniyle 24 saate kadar (şiddete dayalı toplu suçlarda 48 saate kadar) gözaltı yetkisi verilmektedir. Kolluk bu yetkisini, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu imal ve ticareti, fuhuş, hırsızlık gibi suçların işlenmesi halinde ve suçüstü haliyle sınırlı olarak kullanabilecektir. Avrupa Ülkelerinin çoğunda polisin gözaltı alma yetkisi vardır ve üstelik suçüstü şartı da yoktur.  Örneğin; kolluğun Fransa, İtalya, Danimarka ve Bulgaristan’da 24 saat; Almanya’da 36 saat; Avusturya, Belçika, Polonya, Estonya ve İrlanda’da 48 saat; İspanya ve Macaristan’da 72 saat doğrudan gözaltına alma yetkisi bulunmaktadır.

 

UZAKLAŞTIRMA YETKİSİ

Bir toplantıda, başkalarına zarar verecek kişiyi uzaklaştırma yetkisi verilmektedir. Kolluk güçlerinin müdahale ettiği ve henüz suçun oluşmadığı bir ortamda, kişileri koruma altına almak ve olay yerinden uzaklaştırmak suretiyle suçun oluşmasına ve vatandaşın mağduriyetine engel olunacaktır. AB ülkelerinde benzer düzenlemeler mevcuttur. İngiltere ‘Kamu Düzeni Kanunu’nda benzer bir hüküm bulunmaktadır.

 

ÖNLEME DİNLEMESİ

Önleme dinlemesinde süre artırımı yapılmamakta, durum Anayasa’ya uygun hale getirilmektedir. Önleme amaçlı dinlemeler, sıralı amirler ve Bakanlık Teftiş Kurulu’nca yılda en az bir kez denetlenecek, Denetlemeler Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da yapılabilecek ve denetimlerin sonuçları bir rapor halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ‘Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na sunulacaktır. Böylece, ilk defa hem idari denetim hem de parlamento denetimi getirilmektedir.

 

YERİNDE İFADE ALMA

“Hizmetin Yerinde İfası” kapsamında; işlenmiş olan suçun müşteki, mağdur veya tanıklarının ifadelerinin, talepleri halinde ifadelerinin ikamet veya işyerlerinde de alınmasına imkân sağlanmaktadır.  Böylece hizmet vatandaşın ayağına götürülmektedir. Bakanlığımızca yayımlanan genelge ile uygulamaya başlanan hizmet kapsamında, bugüne kadar 100 bine yakın vatandaşımız yerinde ifade ve seyyar karakol hizmetlerinden yararlanmıştır.

 

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA UYMAYANLARA HAPİS CEZASI

Sokağa çıkma yasağı ağır bir tedbirdir. Ancak mevcut durumda yaptırımı sadece idari para cezasıdır. Bu kararın etkinliğini sağlamak için polise gözaltı yetkisi veriliyor ve yasağı ihlal edenlere hapis cezası getiriliyor.

 

EYLEMLERDE VATANDAŞA VERİLEN ZARAR EYLEMCİLERDEN TAZMİN EDİLİYOR

Toplumsal olaylarda, halkın, esnafın, kamunun mal, araç ve binalarına verilen zararların eylemcilerden tazmini getiriliyor. Buna ilişkin zamanaşımı süresi iki katına çıkarılıyor. Vali ve kaymakamlara, şiddet olaylarında kamu kuruluşlarına ait İTFAİYE ve iş makinelerini kullanma imkânı getiriliyor. Bu araçları vermeyen kamu görevlilerine cezai yaptırım getiriliyor ve meydana gelen zararlardan sorumlu tutulmaları sağlanıyor. 

 

VALİLERE SUÇLARIN AYDINLATILMASINI TAKİP YETKİSİ

Valilere, suçluların yakalanması ve suçun aydınlatılması için ivedilik arz eden durumlarda kolluğa talimat verme yetkisi tanınmaktadır. Bu düzenleme ile valilerin cumhuriyet savcıları yerine geçtiği iddiası tamamen gerçek dışıdır. Zira valilerin bu yetkisi 2008 yılına kadar İl İdaresi Kanunu’nda mevcut idi. Yeni düzenleme ile burada emri alan kolluk, görevini yürürlükteki mevzuata göre, yani Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yerine getirecektir. Sonuç olarak; paket kapsamında yapılan reformlarla;Halkın can ve mal güvenliğinin temini ve özgürlüklerin her türlü müdahale ve şiddete karşı korunması ve bu özgürlüklerin rahat bir ortamda kullanılmasının garanti altına alınması sağlanacak. Emniyet Teşkilatı’ndaki personel kadro yapısının görev ve hizmet ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi suretiyle güvenlik hizmetleri etkin ve süratli olarak yerine getirilecek. Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatları hem idari işleyiş bakımından hem de toplumsal görünürlük bakımından sivil demokratik hayatın daha yakın unsuru haline gelecek. Vatandaşlarımızın günlük hayatı kolaylaşacak, kamu hizmetlerinin vatandaşın taleplerine uygun olarak verilmesi mümkün hale gelecek, vatandaşına güven duyan bir devlet anlayışının yerleşmesi sağlanacaktır.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş