İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Ziraat Odası Başkanlığı ile TARSİM Bursa Bölge Müdürlüğü işbirliğinde İnegöllü çiftçi ve üreticilere yönelik düzenlenen “2016 Yılı Uygulamaları ve Teminat Kapsamları” semineri düzenlendi.
TARSİM kapsamına alınan yeni hasar çeşitleri ile çiftçi ve üreticilere yönelik oluşturulan kolaylıklarla ilgili bilgilendirmelerde bulunuldu.
Dün saat 10.00’da İlçe Kütüphanesi Toplantı Salonu’nda düzenlenen seminere TARSİM Bursa Bölge Müdürü Hüseyin Ali Taşdemir, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mahmut Doğru, Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, İnegöl Belediyesi Kırsal Kalkınma Müdürü Fevzi İnal ile az sayıda çiftçi ve üretici katılım gösterdi.
KANUNUMUZA SAHİP ÇIKMALIYIZ
Programa ilginin az olduğunu belirten İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mahmut Doğru, “İlgi duyan arkadaşlarımız katıldılar. TARSİM geçtiğimiz yıllarda köylerde geziler düzenleyerek bilgilendirmelerde bulunmuştu. Bugün yeni düzenlemeler ile ilgili bilgiler verilecek. Tarım riskli bir sektördür. Hava muhalefeti direk olarak etkiliyor. Devlet 2005 yılında TARSİM kanunu çıkardı. Yüzde 50’sini devlet, yüzde 50’sini sizler ödüyorsunuz. İnegöl’de hatırı sayılır bir ödeme miktarına ulaştık. Daha iyisi olabilir. Seralarda, büyükbaş hayvanda olabilir. Meyvecilik sektöründe olabilir. Bunun artıları ve eksileri var. Biz köylere gelerek bilgilendirmelerimizi ve incelemelerimizi sürdürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Çeltikçi’de seralarda sıkıntı vardı, basına yansıdı. Bizzat giderek arkadaşlarımızla görüştük. Buna benzer muvaffak olamadığımız bilgileri yetkililerle beraber birebir iletişime geçerek ifade edebilirsiniz. Bu kanun bizim. Buna sahip çıkmamız gerekiyor. Bunları konuşuruz, gerekli açıklamaları alırız. İyi bir toplantı olacağını umuyorum. İlçemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
ŞAP HASTALIĞI VE DOMUZ HASARLARI SİGORTA KAPSAMINDA
TARSİM Bursa Bölge Müdürü Hüseyin Ali Taşdemir ise, üreticilerin sigorta yaptırarak dolu, sel, su baskını, fırtına, hortum, heyelan, deprem ve benzeri doğal afetlerin getireceği zararları karşılayabileceklerini belirterek, “Bahsi geçen doğal afetler için yapılacak sözleşmelerde pirimin yüzde 50’si Bakanlığımız tarafından üreticilere destek olarak verilmektedir. Ayrıca meyvecilikte hassas bir konu olan don riskine karşı devlet desteği yüzde 66 olarak uygulanmaktadır. 2016 yılında yaban domuzu zararı ve hastalıktan arilik belgesine sahip işletmelerde şap hastalığı da sigorta kapsamına alındı. 2016 yılında getirilen düzenleme ile tarla ürünlerinde ve sebzelerde yaban domuzlarının vereceği zararlarda sigorta kapsamına alındı. Meyvecilikte dolu afetlerine karşı koruyucu tedbir olarak yapılan file sistemleri de sigorta kapsamına alınmıştır. Yine hayvansal üretimde, hastalıklardan arilik belgesine sahip büyük ve küçükbaş hayvan işletmelerinde şap hastalığı riski de sigorta kapsamına alınmıştır” şeklinde konuştu.
DEVLETİN TARIMA CİDDİ DESTEKLERİ VAR
Üreticilerin çok zor şartlarda üretim yaptığını ifade eden Taşdemir, “Girdi fiyatları oldukça artmış durumda. Bir de doğal afetler işin içine girdiği zaman gerçekten çiftçimizin, üreticimizin beli kırılıyor. Doğal afetler konusunda ürünlerimizi korumalıyız. Bir don olayında ürünlerinizin üzerine bir yorgan çekemezsiniz. Ciddi anlamda devletimiz tarıma destek veriyor. Çünkü bu çiftçiliği ve üretimi devam ettirebilmemiz için doğal afetlere karşı çiftçimizin bir koruması olması gerekiyor. 2005 yılında çıkan yasayla birlikte bu yürürlüğe girdi. Artık devletin desteği var. Çiftçimiz gerçekten iyi niyetli ama bilgi eksikliğinden dolayı mağdur oluyor. Tarım sigortalarını geliştirmek amacıyla, üreticiler tarafından ödenmesi gereken sigorta priminin bir kısmı devlet tarafından karşılanır. Sadece çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilere prim desteği sağlanır. Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Sigorta şirketleri tarafından yapılan sigortalara ait riskin tamamı havuza devredilir. Havuz, üstlendiği bu risklerle ilgili olarak koruma satın almak üzere ulusal ve uluslararası şirketlerle reasürans anlaşmaları yapmak için gerekli çalışmaları yapar. Ulusal ve uluslararası piyasadan sağlanan korumanın yeterli bulunmaması halinde Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısım, devlet tarafından taahhüt edilir. Çiftçilerin sigorta sistemine katılımı, gönüllülük esasına dayanır. Bu kanun kapsamında, uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler 2090 sayılı kanundan yararlanamaz. Sağlıklı tarım politikalarının oluşturulması, güncellenmesi, geliştirilmesi ve tarımsal desteklemelerin denetlenebilir, izlenebilir bir şekilde yürütülmesini sağlayan kayıt sistemidir. Üreticiler, gerek tarım sigortasındaki prim desteğinden, gerekse diğer tarımsal desteklerden yararlanmak için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt yaptırmak ve her sene güncellemek zorundadır” ifadelerini kullandı.