Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral kanser görülme sıklığının giderek arttığını, kansere yol açan çevresel faktörlerin etrafımızı kuşattığını söyledi. Kanserden korunmak için cesaretli olup hayat tarzımızı değiştirmek gerektiğini vurgulayan Özyaral, “Bu değişikliği bugün yapmazsak, yarın çok pişman olacağız” dedi.
Uluslararası Kanser Günü dolayısıyla Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, kanser hastalığı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, “Tüm dünyadaki kanser olguları ele alındığında yüzde 90’ının çevresel, yüzde 10’unun ise genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkıyor. Obezite, sağlıksız beslenme, alkol ve tütün/tütün ürünleri kullanımı ile bulaşıcı hastalıklar kanser olgularının ortaya çıkışında önemli rol oynuyor. Kanser yapıcıların bir kısmının bizim kendi tercihlerimize bağlı olması ise çok üzücü. Katkı maddeli beslenme, besinlerin içinde ne olduğunu önemsememek, etiket okumamak, giderek daha çok şeker ve tütün ürünü kullanılması, hareketsiz hayat, bilinçsiz ilaç kullanımı, kimyasallarla temasın artması, doğallıktan uzaklaşmak. Bunların hepsi kanser sebebi” şeklinde konuştu.
“Sağlıklı hayat tarzını geliştirmemiz gerekiyor”
Doç. Dr. Oğuz Özyaral insanın kendine kolay geleni tercih ettiğini, hareketsiz, hazır gıdalı, evde yemek pişmeyen bir hayatın giderek yayıldığını söylerken yapılması gerekenleri de sıraladı: “Tütün ve tütün ürünleri yani sigara ve benzerleri ile kanser arasındaki bağlantıyı herkes biliyor. Önce sigara içmeyen bir kişi olmayı tercih etmelisiniz. Sonra fazla kilonuz olmamalı. Şeker tüketiminizi mutlaka azaltmalısınız. Şekerin kanserli hücreleri beslediğini unutmayın. Yediklerinizin doğal, katkı maddesiz olmasına özen gösterin. Daha ucuz ama daha çok alacağınıza, daha pahalı da olsa doğal olanı tercih edin. Tabiatla ilgilenin. Toprağa dokunun. Doğru nefes alın. Daha sakin olun. Stres bağışıklık sistemimizi olumsuz etkilerken kanseri de tetikliyor. Hareket edin. Vücudunuz, bağırsaklarınız çalışsın.”
Kadınlarda meme kanseri, erkeklerde akciğer kanseri
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre günümüzde ve dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak meme kanseri gösterilmekte. Meme kanseri kadın kanserleri içerisinde en fazla görüleni ve biz de ülkemizde çok sık bu tip olgulara rastlıyoruz. Dünyada kanser olan her 4 kadından biri meme kanseri. Erkeklerde ise akciğer kanseri ilk sırada yer alıyor.
Doç. Dr. Oğuz Özyaral aslında kanserin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu da söyleyerek, “Dünya genelinde kanserlerin yüzde 30’luk bir oranı önlenebilir, bir diğer yüzde 30’luk kısmı ise taramalar ile erken teşhis edilip tedavi edilebilir kanserler kategorisinde yer alıyor. Aslında bu erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlamamız açısından önemli bir rakam” ifadelerini kullandı.
“Kanserojen faktörler giderek artıyor”
Özyaral, “Radon gazı, asbest, hava ve suyun kirlenmesi, elektromanyetik alanlar, katkı maddeli gıda ürünleri. Bunları bu yıl daha çok konuşacağız. Kanserojen faktörler gerek tek tek gerekse birbiri üzerine birlikte geldikçe sağlığımız adına son derece sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Kanser genelde tek bir faktörden etkilense bile diğer faktörler tetikleyici olarak ya da karıştırıcı unsurlar olarak hastalığın seyrini etkiliyor” dedi.
“Evlerinizin hangi malzemeden yapıldığına dikkat edin”
Doç. Dr. Oğuz Özyaral tütünden sonra ikinci akciğer kanseri sebebi olarak gösterilen Radon gazı konusunda da dikkatli olmamız gerektiğini söyledi. Özyaral, “Temel kaynağı toprak ve yeraltındaki kayalar olarak gösterilen Radon radyoaktif özellikte, kokusuz, tatsız ve kapalı ortamlarda birikebilen bir gazdır. Yapılan bilimsel çalışmalarda Radon gazı maruziyetine bağlı olarak dünyada, senede yaklaşık 20.000 civarında akciğer kanseri olgusu saptanmıştır. Taş, toprak ve çimentolarda bulunması ve kolaylıkla ortama salınımı sonucu solunmasına dayalı sorunlara yol açıyor. Bina yapı malzemeleri ve teknikleri bu konuda çok önemli. İyi izole edilmiş ve havalandırması sağlanan binalarda sorun yaşamıyoruz ama bu konuda ev alırken ve içinde yaşarken bilinçli olmak lazım” dedi.
“Kanserden korunmak için ne yediğinizi not edin”
“Bilinçli ve dengeli beslenme kanserden korunmada en büyük yardımcımızdır. Gün içinde farkına varmadan kanserojen olabilecek pek çok şey tüketilebilir. Yediklerinizi not edin, sonra alıcı gözle inceleyin. Listenizden neleri çıkarmanız gerektiğini zaten hemen fark edeceksiniz” diyen Özyaral beslenmemize eklememiz gerekenleri ise söyle özetledi: “Başta nohut olmak üzere baklagiller haftada iki kez tüketilmelidir. Nohut meme kanserini önler. Bir baharat olarak sumak hücre DNA’sını korumaktadır. Günde bir kâse yoğurt, bir elma, 4-5 diş sarımsak, bir avuç dolusu ahududu, böğürtlen gibi birleşik meyveler yoğurta katılıp yenilebilir. Ayrıca turp çeşitleri salatalarda ya da dilimler halinde sofralarda yerini almalıdır. Adet olarak 20-30 taze fesleğen yaprağından çay hazırlanabilir, ayrıca yeşil çay da aynı şekilde günde en fazla iki fincan tüketilebilir. Bunun yanı sıra günde bir çay kaşığı çörek otu yenilmeli, taze ya da kurutulmuş kırmızıbiber yemeklerde, salatalar ve çorbalarda bolca kullanılmalıdır. İki adet kivi ve 5 tane kadar taze ceviz ara öğün olarak tüketilebilir. Yeme içme kültürümüzün en önemli parçası olan Türk kahvesi kanser hücreleri ile savaşır, sabah kahvaltıdan ve öğlen yemekten sonra iki kez içilebilir.”