“POLONYA’NIN SINIR GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK”
150 kilometreye kadar menzile sahip füzelerle donatılan SİHA’ların, özellikle doğuya doğru Polonya sınırının güvenliğini güçlendirmeyi amaçladığı kaydedildi.
Ankara’nın yalnızca ABD’den sonra NATO’daki en büyük ikinci konvansiyonel güce sahip olmakla kalmadığı, aynı zamanda modern askeri teknolojisiyle dünyanın üçüncü büyük İHA gücü olma yolunda kararlı bir şekilde ilerleyerek, rakiplerini artan baskı altına aldığının altı çizildi.
“BATI ÜRPEREREK İZLİYOR”
“Batı, özellikle Türkiye’nin İHA’ların NATO’nun gelecekteki askeri stratejilerine ne şekilde dahil edilmesi gerektiğini dikte etmesini istemiyor.” denildi.
Aynı zamanda, Batılı ülkelerin, Türkiye’nin kendi SİHA programını kurmayı nasıl başardığını “ürpererek izlediği”, programın hayata geçirilmesi konusunda dışarıdan yardım alınmadığı belirtildi.
“BÜYÜK GÜÇLERİ BASKI ALTINA ALIYOR”
“ABD’nin yanı sıra önemli SİHA üreticileri olan İsrail ve Çin de yeni rekabete endişeyle bakıyor. Çünkü Ankara, Türk drone teknolojisinin büyük silah oyuncusu Rusya’yı ciddi bir baskı altına sokabileceğini çeşitli savaş görevlerinde halihazırda kanıtlamış durumda.” ifadesi kullanıldı.
Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının, Suriye’nin kuzeyinde, Kafkaslarda ve Libya’da üstünlük kurduğu, Rusya destekli grupların geri tarafta kaldığına işaret edilerek, şöyle denildi:
“İHA’LARI BEKLEYEN ÜLKELERİN LİSTESİ UZUYOR”
“Benzer durum, şimdi Ukrayna’da olabilir. Çünkü Kiev, acil bir durumda ülkenin doğusundaki Rus destekli ayrılıkçılara karşı kullanmak için Türk İHA’larını satın aldı.
İHA’ları bekleyen ülkelerin listesi giderek uzuyor: Fas’tan Tunus’a, Katar ve Suudi Arabistan’a, Kuzey Afrika’nın yarısı ve Arap ülkelerinin yarısı, müttefik veya siyasi muhalif olmalarına bakılmaksızın Türkiye’de üretilen askeri teknolojiyi stoklamak istiyor. Tek başına Türk mucizesi silaha duyulan arzu birleştiriyor.”