İnegöl Genç İş Adamları Derneği (İGİAD) Başkanı, TÜGİK Yönetim Kurulu üyesi Hakan Özdemir, ilçemizdeki yerel bir radyonun konuğu oldu. Programda açıklamalarda bulunan Özdemir, “Alper Taban Başkanımız gerçekten çok mütevazi, güzel bir insan. İnsanlarla sürekli iç içe olan tamamen halk adamı” dedi.
ORASI YEŞİL ALAN KALSIN, YAŞAM ALANINA DÖNÜŞSÜN DEDİK
Hakan Özdemir, dernek çalışmalarını özetledikten sonra gündeme ilişkin konuştu. İnşaat çalışmaları duran İnegöl Belediyesi yeni Hizmet Binası ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Hakan Özdemir, “İnegöl ile alakalı bir şeyler söylediğimde karşı taraftan şöyle bir cevap geliyor, ‘bu kadar durum varsa siyaset yapacaksın, karşımıza geçeceksin.’ Ben siyasetçi değilim, olmamda, olamam da. Vatandaş olarak öngörülerimizi söylememiz, karşı tarafında dinlemesi gerekiyordu. Dernek boyutunda, zamanında neden açıklama yapmadık diye bazı kendi arkadaşlarımdan tepki aldım. Kendilerinden buradan tekrar özür diliyorum. O dönemde şöyle bir durum vardı; binanın yapılması düşünülen alanın bazı parselleri Sağlık Bakanlığında, bazı parselleri başka Bakanlık bünyesindeydi. Dağınık bir parsel durumu vardı. Bu zaten olmayacak dendi. Bizde gidip çomak sokmanın anlamı yok dedik. Ama baktık ki iş onaylandı, başlıyor. Şöyle bir yazı yazdık; geç kalınmış olabilir, geri dönülür mü dönülmez mi bilemeyiz ama burada gerçekleştirmek istediğiniz eser İnegöl’ümüzün fazlasıyla hak ettiği bir eser ama zaman ve yer konusu yanlış. Orada güzel bir meydan oluştu. Yine rahmetle anıyorum, rahmetli Hikmet Şahin’in İnegöl’e verdiği en güzel eserlerden bir tanesidir Kültürpark. İnegöl’ün nefes alan tek noktasıdır. Sonrasında her taraf binaya dönüştü. Yazımızda şunu söyledik, orası yeşil alan kalsın, börtü böcek gezsin, yaşam alanına dönüşsün. Alternatif maliyetinin yüksek olduğundan bahsettik” dedi.
YER VE ZAMAN YANLIŞ DEDİK
Özdemir konuşmasına şöyle devam etti: “Yazımızın ardından 10-15 gün sonra dönemin Belediye Başkanı medyayı toplamış açıklama yapıyor. Söylemlerinde yapılacak binanın İnegöl’e 50 yıl hizmet edeceğini, İnegöl’ün bu binayı hak ettiğinden bahsetti. Arkasından araya bir iliştirme yaptı, ‘bir dernek başkanı hesap yapmasını biliyor mu acaba alternatif maliyetten bahsediyor’ dedi. O alternatif maliyeti o tuzağa düşeceği için yazdım. Alternatif maliyet derken parasal boyuttan bahsetmedim. Ben oranın zemin değerinin üzerine koyacağınız binadan daha değerli olduğunu anlatmaya çalıştım. Trafik keşmekeşliği olduğunu anlatmaya çalıştık. Şimdi ben soruyorum; hesap yapmayı biliyor muyum, bilmiyor muyum? O dönemde 50 milyon liraya ihale edildi denildi, sonraki dönem konuşmalarda 70 milyona çıkar, faizlerle beraber. Biz 50 milyona baz alarak gidelim. 50 yıl hizmet edecek denildi. Biz vade farkçı, faizci değiliz ama belediyelerimiz maalesef her taraftan faize bulaşmış durumdadır. 50 milyonun yıllık getirisi o dönemde yüzde 10’du. 50 yılda 250 milyon getiri sağlar, 50 milyonda kendisi 300 milyon. Buna biz valör koyarak gitmiyoruz, sadece 50 milyonu baz alıyoruz. 50 yıl 12 ay desek, totalde 600 ay yapıyor. 300 milyonu 600 aya böldüğünüzde bizim 500 milyon kira bedeli çıkıyor oraya. Biz bu yatırımı yapmayacağız da 500 milyonumu düşüneceğiz dersiniz. İşte yer ve zaman yanlış dedik. İnegöl’ün içerisinde olsun, katılıyorum. Batı Kent’in yapıldığı yerin karşı tarafını sayın Mehmet Yıldız iki yıl önce sattı. Bir liraya mı sattı, belediye olarak üç lira ver al orasını. O köşeye yapsanız binayı olmuyor mu? Girişte karşınızda, çıkışta terk edip gidiyorsunuz. Şehir merkezi, Akhisar, Organize Sanayi bölgesi her şey yakın oluyor. Bugün geldiğimiz noktada herhalde bitene kadar bugünkü yüzde elli faizle o binada aylık 2 milyon liraya oturacağız gibi geliyor.”
OTOPARK YASASI İNEGÖL’ÜN YEŞİL ALANINI KATLETTİ
“Krizden önce çıkan otopark yönetmeliği İnegöl’de inşaatı durduracak başlıca faktördü, krizde üstüne gelince inşaatta bitmiştir. Deprem sonrası yapılan 3 katlık imar değişikliği ise İnegöl’ün yeşil alanını katleden bir faktör oldu. Batı Kentte 6’şar katlı binalar yapıldı. Bana göre bir şehir görüntüsü, bana göre doğrusu budur. Adliye binamız yakışıklı bir bina. Demek ki yapılabiliyor. Belirli okullara 4-5 kat verdiniz. Orası yapılabiliyorsa, bunu zamanında dizayn edip, çevre yolunu yaparken 5’er, 10’ar dönüm parselleseydiniz, küçük parsellerle 3’er katlı binalarla yeşil alanları, çevre yolunu katletmeseydiniz. İnegöl gitti artık, İnegöl’de yapacak bir şey yok. İnegöl’e gram faydası olana bizim saygımız var. Biz farklı görmüyoruz ama irdeleyin, sizleri biz getirdik buraya bir sorun. Ne şahsi ne dernek başkanı olarak bir soru sorulduğunu hatırlamıyorum. Başka vatandaşlara da sorulduğunu hatırlamıyorum. Nedense her şeyi o gelenler biliyor. O noktaya geldiğinizde vatandaşın her tepkisine, eleştirisine dahi vasıfsız kalmanız, cevap vermemeniz gerekiyor. O zamanda tasvip etmedik, şimdide tasvip etmiyoruz”
İnegöl’de Belediye Başkanı olarak kimi görmek istersiniz?” mesajı üzerine sorulan soruya da yanıt veren Başkan Özdemir, “Gelen mesaja isim yazmadım ama gönlümden geçeni söyleyeyim. Başkanın veya adayının bir kere ununu eleyip, eleğini asmış olması lazım. Yani bir geçmişi olması lazım. Maddiyata bağımlı olmaması lazım, işini koşturmaması lazım. Tamamen buraya odaklanması lazım. Burada birinci derecede ailesinden kendisini soyutlaması lazım. Tamamen gönülden yapması gerekir. Ayda 50 bin lira verirler mi? Vermezler. O zaman ben yapamam. Başkan olacak kişi işgal ettiği makam ve mevkiyi kişisel hakları için kullanmayacak. Oturduğu koltuğun millet için olduğunu bilecek. Biz bu insanları Belediye Başkanlarımızı, Milletvekillerini, Bakanları, sayın Cumhurbaşkanımızı biz seçiyoruz. Seçildikten sonra yanlarında 20-30 tane koruma ile gezerek bizden korkmalarına gerek yok. Bir kere onu soyutlaması gerekiyor. Çıkacak sabah fırına gidecek, çıkacak kaldırıma Ahmet beyin dükkanında, Fatma teyzenin yanında oturacak. Ama bakıyorsunuz havalar çok üst seviyede. Ben dernek Başkanıyım, bana bir sıfat verilmiş ama Allah şahittir benim dernekten bir çıkar elde edecek hiçbir düşüncem, hayalim olmamıştır. Bana bu görev verildi ve görev sürem içerinde karınca kararınca, kendi işyerimle alakalı ne düşünüyorsam bu duygularımı derneğe yansıtıp görev süremi tamamladıysam ne ala. Hayatta şu vardır, emeklerinle öldükten sonra kendini canlı tutabiliyorsan işte o zaman adamsın. İşte bu emektir. Belediye Başkanı böyle bir adam olması lazım. İşi gücü yok, zamanı boş bir insanın Belediye Başkanı veya vekil olmasını etik görmüyorum. İstisnalar kaideyi bozmaz diyerek, bakıyoruz nerede işi gücü olmayan varsa bu boşluğu doldurmuş. Genellemiyorum ama bu böyle devam ediyor” dedi.
TAM BİR HALK ADAMI
Belediye Başkanlığı için gönlünden geçen ismi de açıklayan Başkan Özdemir, “Alper Taban Başkanımız gerçekten çok mütevazi, güzel bir insan. İnsanlarla sürekli iç içe olan tamamen halk adamı. Böyle olması lazım. Bırak makam aracını yürü, insanlarla hasbihal et, dertleş, hal hatır sor neler oluyor. Ama bizimkiler makam odalarında birilerini ağırlamaktan zaman bulamıyorlar. 2000’li yıllarda dere ötesi diye adlandırdığımız Küçük Sanayi Sitesi Ağaç İşleri bölümünde kazan yakmak için kardeşimle beraber sabah 06.00 sıralarında işyerimize giderdik. Dışarı baktığımızda rahmetli Hikmet Şahin, Toros aracı ile dolaşarak tek tek bütün esnaflara hayırlı işler diler, hal hatır sorardı. Bunu ben bir kez değil, sayısız kez gördüm. Nerede çukur var, nerede ne var bakıp görüyordu. O dönemlerde binaların dışında asansörler asılıydı ve hepsini temizledi. Başkanlık için isim söylemem gerekirse bir Alper Taban, iki Yavuz Uğurdağ, birde sosyal, kültürel irtibatları iyi olan Nedim Bayram. Yarın farklı bir isim çıkarsa ona da saygı duyarız. Belediye seçimleri yerel için çok önemlidir” diye konuştu.