Bayram, kırsal mahallelerde

“GENÇ NÜFUS TARIMI VE KÖYLERİ BIRAKIYOR”

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Fikret Bayram, “Köylere gittiğimizde kahvehanede birkaç tanesi hariç ekseriyetle altmış yaş ve üstü kişiler oluyor. Bazı köylerimizde nüfus o kadar azalmış ki oturup çay içilebilecek bir yer bile yok. Sebebini sorduğumuzda ise cevap hep aynı: Çiftçilikte para yok diye gençlerimizin hepsi şehre göçtü. Olanlar da günlük git gel yapıyorlar. Asgari ücrete şehirde çalışıyorlar. Çünkü onlar için köyün artık cazip bir yanı kalmadı diyorlar” dedi.

“ÜRETİYORUZ, ÜRETTİĞİMİZ KADAR ZARAR EDİYORUZ”

Ova köylerini gezerken karşılaştıkları başka bir sorunun da maliyet giderler ile ilgili olduğunu söyleyen Bayram, “Çiftçi üretmek için tabiri caizse çırpınıyor. Ancak ürettiğinde maliyetlerini çıkarmasını bir kenara bırakın zarar ediyor. Bugün tüccar çiftçiden kirazın kilosunu 1 ila 1,5 TL den alıyor. Kiraz toplamak için yevmiye günlük 75-100 TL. Bir kişi günde ortalama 50 kg kiraz toplayabiliyor. Hesap kurtarmadığı için ürün sahipleri kendileri toplayabildikleri kadarını topluyorlar. Geri kalanı dalında kalıyor. Çürüyüp gidiyor. Hal böyle olunca da bu çiftçimiz seneye bari hiç yetiştirmeyeyim zarar etmeyeyim diyor. Bu durumu dur denmeli” şeklinde konuştu.

“TURGUTALPKÖY’DE KÖY İÇİNDEKİ YOLUN HALİ PERİŞAN”

Büyükşehir yasası ile birlikte özellikle kırsal mahallelerde bir çok alanda değişiklik olduğunu belirten Bayram, “Evet bazı kırsal mahallelerde asfaltlama çalışmaları olduğunu görüyoruz. Ancak İnegöl’ümüzün Fatihi olan Turgutalp’in köyünde yaptığımız ziyarette özellikle bizlere köy içindeki yolların halini göstermek istediler. Ve bunun İnegöl’e yakışmadığını belirterek bunun yetkililere iletilmesini rica ettiler. Bizler de sizlerin aracılığıyla bu sorunu kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.

“UYGULANAN TARIM POLİTİKALI SEBEBİYLE ANADOLU ARTIK İNSANINI BESLEYEMİYOR”

Bayram, “Daha düne kadar yeryüzünde kendini besleyebilen yedi ülkeden biri olduğumuz halde, bugün tarım ürünleri ithalatımız ihracatı geçmiş durumda. Ülkenin dengeli ve yeterli beslenmesi ve, herhangi bir engelleme halinde, kendi gücüyle ayakta durabilmesi için olmazsa-olmaz bir sektör olan tarım, stratejik öneme sahiptir. Topraklarımız, iklimimiz, sahip olduğumuz bitkisel çeşitlilik, su potansiyelimiz ve yetişmiş insan gücümüz en büyük güç kaynağımızdır. Arazilerin parçalanmışlığı, toprak ıslahının yapılamamış, sulama ve drenaj gibi alt yapı yatırımlarının tamamlanamamış olması, bilimin getirdiği yeniliklerin üreticiye ulaştırılamaması, yönlendirici planlamanın yapılmaması, ürün borsalarının yeterince oluşmaması, Üretici Birliklerinin katılımcı ve üreticiye destek verecek bir anlayışla yönetilmeyişi ve amacına uygun çalışamaması, bilhassa Avrupa Birliği kriterlerine terk edilmiş olan tarım politikaları ile tarımımızın ve hayvancılığımızın yok edilmesine yönelik programlar ve uygulamalar üretimi olumsuz etkilemekte ve giderek hayvancılık gibi tarım da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış bulunmaktadır” dedi.

“VERGİSİZ MAVİ MAZOT, VERGİSİZ ENERJİ”

Bayram, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Bu şartlar altında ısrarla üretime devam eden çiftçinin elleri değil ayakları öpülmesi gerekir. Burada öpmekten kasıt, çiftçiye laf satmak değil, boş vaatlerde bulunmak değil, hele hele onu bankaların eline düşürecek kredi sistemlerine bulaştırmak da değildir. Çiftçiye doğrudan verilen bir takım desteklerin bugüne kadar üretime bir fayda sağlamadığını gördük. Burada yapılması gereken en önemli şey maliyetleri düşürmektir. Bilenler bilir bizlerin Mavi mazot projesi vardı. Çiftçimize vergisiz mavi mazot vermemiz gerekir. Elektriğinden tutun da su kullanımına kadar oluşan masraflardan vergi kalemlerini çıkartmamız gerekir. Ürününü piyasada satmasa dahi rahatlıkla kendisine kazanç sağlayabilecek bir fiyatla alabilecek devlet müesseselerini kurmamız gerekir. İşte bunlar yapıldığında diğer sorunlar kendiliğinden hallolunacaktır” dedi.