Osmanlı’nın son dönemlerinde zayıflatılması amacıyla, vatikan tarafından görevlendirilmiş casusular olduğu iddia edilen Eşkiya Topal Manol’un mağarasi, yurt genelinde bir çok definecinin adresi oldu.
İnegöl’e bağlı kırsal Tekke Mahallesi sakinlerinden Edinilen bilgilere göre, Eşkiya Topal Manol’un bölgede büyük hazinesi olduğu iddiası ile özellikle yaz aylarında bir çok kaçak kazı çalışmaları yapılıyor. Kaza kazıların yanı sıra, mağara içine girmeye çalışan bir çok şahsın olduğu da iddia ediliyor. MANOL HAKKINDA BİLGİLER “Türkiye’de definecileri en çok meşgul eden define rivayeti arasında 366 diye anılır ve Sultan Mahmut zamanında soyulan Osmanlı hazinesinin gömüldüğü yerler ile ilgili hikaye ve rivayetler vardır. Rivayete göre savaş yolu ile yıkılamayan Osmanlı Devletini içeriden çökertmek için Rum, Ermeni, Yunan, Bulgar ve diğer azınlıklarla, bazı satılmış Türkler tarafından kurulan eşkiya guruplarıdır, bu çetelerin sayıları bazen 885 ve bazende 883 kişi olarak kayıtlara geçmiştir, en önemli osmanlı kervanlarını soymuş ve miktarı 374 tonu bulan altınları Türkiye’nin 12 bölgesinde 366 yere gömmüş ve her gömüye 1 yada 1den fazla özel işaretler koymuştur. Bu işaretlerden bazılarının hakiki, bazıları sahtedir. İşaretlerin bir çoğunun rakamsal karşılığı vardır, ve bu rakamın birde anlamı vardır, Bu eşkiyalardan bazılarının isimleri şöyledir: Pop Martin, topal manol, Lefter, Volçan Voyvoda, Timoryani, Ali Bey ve Emin Ağa. Mesela bunlardan yalnız Lefter’in Bilecik bölgesinde 128 yerde gizli parası olduğu söylenmektedir. Manol ise Bursa vilayetinde Uludağ’da ve Marmara Denizinin güney kıyısı boyunca uzanan Karadağ’da faaliyet göstermiş. Onun da buralarda işaretleri ve gömüleri aranmaktadır. Rivayete göre çete mensuplarından yalnız bir kişi sağ kalmış ve o da define sırlarını ve gömülerin şifrelerini Vat-ikan papazlarına teslim etmiş. Şimdi Anadolu’nun define sırları Vat-ikan Bütünleşmesindeki bazı eski kitaplarda gizliymiş ve bunları ancak birkaç papaz biliyormuş. Ama onlar arada sırada Türkiye’ye gelip definelerin yerlerinde durup durmadığını kontrol ederlermiş, bir rivayete göre de azar azar çıkartıp yurt dışına götürürlermiş, esasen bu konuda Hristiyanlık alemi ile İslam alemi arasında yüzyıllarca sürüp giden bir mücadele halen devam etmekteymiş. Türkiye’de yabancı arkeologlarca yapılan kazıların, topraklarımızda kurulan radar istasyonlarının ve hatta uzay uçuşlarının, Aya atılan roketlerin ve oraya inen adamların hep maksadı Küçük Asya’da gömülü olan bu 374 ton altınla ilgiliymiş. Tabi bunlar söylenti bunlara inanmak zor fakat bu eşkiyaların bol miktarda gömüleri olduğu gerçektir, gömülerin en yoğun olduğu bölgeler başta İstanbul, Bursa, Bilecik, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, özellikle İstanbul Çatalca ve İstanbul Avrupa yakası Karadeniz sahilleri, İpek yolu, meriç nehri çok önemli yerlerdir”