Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Ünal Çeviköz’ün Ankara’nın Kıbrıs politikasını eleştirerek “Türkiye, Kıbrıslı Türklerin iç işlerine karışmamalı” şeklindeki ifadelerine tepki gösteren Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, “Kıbrıs asla siyasi bir tartışmaya konu edilemez. Kıbrıs’ın fetih hakkı Türkündür. Bu zihniyet 1974’te Ecevit’in, Erbakan’ın esaretten kurtardığı Kıbrıs’ı geri mi verecek?” dedi.
Millet ittifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Ünal Çeviköz, Ankara’nın Kıbrıs politikasını eleştirerek, “Türkiye, Kıbrıslı Türklerin iç işlerine karışmamalı. Adaya yönelik çözümü adadaki iki toplum bulmalı” ifadelerini kullandı. Bu konuşma üzerine yazılı bir açıklama yapan Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, Kıbrıs’ın asla siyasi bir tartışmaya konu edilemeyeceğine dikkat çekti.
“ANADOLU HALKI KIBRIS TÜRK HALKIYLA MİLLÎ DAVA ETRAFINDA KENETLENMİŞTİR”
1974’te tüm engellemelere rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kıbrıs’ı esaretten kurtardığına vurgu yapan Yazıcı, “Türk milleti Kıbrıs konusundaki duyarlılığını 1952 yılından itibaren somut biçimde ortaya koymaya başlamıştır. Kıbrıs coğrafya itibariyle küçük Asya’ya bağlıdır. Kıbrıs fetih hakkı itibariyle de Türk’tür. 1571’de Türk kanıyla sulanarak 307 sene Türk hükümranlığı altında kalmıştır. Kıbrıs adası iktisaden Anadolu’ya bağlıdır. Kıbrıs, askerî ve stratejik bakımdan Türkiye için büyük bir öneme haizdir. Kıbrıs konusunun 1954 yılında uluslararası bir sorun olarak BM Genel Kurulu’nun gündemine dahil edilmesine yol açan adımlar, 1950’li yılların başından itibaren Yunanistan tarafından atılmıştır. Bu adımları, Yunanistan, BM Yasası’ndaki ‘halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi’ ilkesinin Kıbrıs için de uygulanmasını sağlayarak Ada’yı kendi topraklarına katmak maksadıyla atmıştır. Yunanistan’ın bu girişimlerine Türk milleti milli bir heyecan içinde tepki göstermiştir. Kıbrıslı Türklerin Dr. Fazıl Küçük’ün liderliğindeki ve içinde 24 yaşında bir avukat olarak Rauf Denktaş’ın da yer aldığı önderler kadrosu, çıkardıkları gazete ile adada düzenledikleri mitinglerle, Türk Hükümetine gönderdikleri ‘Kıbrıs Girit olmasın’ mesajlarıyla, Ankara’ya yaptıkları ziyaretlerle, sadece Türk resmi makamlarını değil, bütün Türk Milletini Rumların ve Yunanların Kıbrıs adasına yönelik gerçek emel ve niyetleri hakkında bilgilendirmekteydi, uyarmaktaydı. Kıbrıs’tan yükselen, Toros dağlarını aşarak Ankara’ya ulaşan bu uyarıcı sesleri Türk gençliği yankılandırmış, Türk basını da bu sesleri Anadolu’ya yaymıştır. Neticede, Anadolu halkı Kıbrıs Türk halkıyla Millî dava etrafında kenetlenmiş ve bütünleşmiştir. Türk Milleti’nin Kıbrıs sorununu milli dava olarak benimsemesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de konuyu milli dava olarak ele alıp yürütmesi, liderlerimizin Kıbrıs adasının Türkiye için taşıdığı önemin ve değerin bilinci içinde hareket etmiş olduklarını ortaya koymaktadır” dedi.
“KIBRIS’I GERİ Mİ VERECEK ENDİŞESİNDEYİZ”
Ünal Çeviköz’ün açıklamalarının vahim bir düşünce yapısı olduğuna dikkat çekerek bu düşüncenin Çeviköz’ün içerisinde bulunduğu siyasi yapıya da uymadığını vurgulayan Turgay Yazıcı, “Kıbrıs’ı 1974 yılında özgürlüğüne kavuşturan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan… Bugün Ecevit’in eski partisinin Genel Başkanının danışmanı, yine Erbakan’ın partisinin ittifak ortağı olan CHP’nin Genel Başkanının danışmanı kalkıp ‘Türkiye, Kıbrıslı Türklerin iç işlerine karışmamalı. Adaya yönelik çözümü adadaki iki toplum bulmalı’ diyorsa, bu kişiler ve bunu destekleyen zihniyet sorgulanmalıdır. Kaldı ki, Devlet ricalimizin, siyasetçilerimizin ve hatta yabancı diplomatların çoğu bugün artık arşivlerde bulunabilen demeçlerini okuduğumuz zaman, birçoğunda Kıbrıs Adası’nın Türkiye’nin ulusal emniyeti ve ulusal çıkarları ve Kıbrıs’taki Türk varlığının mukadderatı açısından olan öneminin ve konunun milli dava vasfının vurgulanmış olduğunu görmekteyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930’lu yıllarda Türkiye’nin güney bölgelerinde düzenlenen bir askeri tatbikatta yapılan durum değerlendirmesinde, Kıbrıs Adası’nın Türkiye için olan değerini ve önemini “Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, Türkiye’nin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu Ada bizim için çok önemlidir” sözleriyle dile getirdiği kaynaklarda kayıtlıdır. Mustafa Kemal Atatürk’e rağmen, 1974’teki dirayetli duruşa rağmen bugün bunları duymak bizleri derinden yaraladı. Kıbrıs asla siyasi bir tartışmaya konu edilemez. Kıbrıs’ın fetih hakkı Türkündür. Bu zihniyet 1974’te Ecevit’in, Erbakan’ın esaretten kurtardığı Kıbrıs’ı geri mi verecek endişesi içerisindeyiz” dedi.
HABER: BİLAL KORKUT