‘Hal ve Gidişatımız’

Sani Konukoğlu Konferans Salonunda düzenlenen konferansa İlçe Müftüsü Kazım Güzel, bazı AK Parti belediye meclis üyeleri RİBAT Eğitim Vakfı Kurucusu ve Onursal Başkanı İlahiyatçı Yazar Abdullah Büyük, AHİD Başkanı Naci Köseoğlu, yönetim kurulu üyeleri ile vatandaşlar katıldı.

ÖRNEK OLACAK ALİMLERE İHTİYAÇ VAR

Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açış konuşmasını yapan AHİD Başkanı Naci Köseoğlu, “Programımıza katılan herkese teşekkür ediyorum. Tüm STK’lar olarak ümmetin dirilişine, İslam’ın hakimiyetine, ahiretteki kurtuluşumuza vesile olsun. Hocamız ümmetin hali ve gidişatıyla alakalı nasihatlerde bulunacaklar. AHİD Çocuk Mektebi 3. yılına girdi. 37 tane 4-6 yaş talebemizle çocuklarımızı İslami birer şahsiyet olarak yetiştiriyoruz. İnegöl halkı olarak bizlere sahip çıktığınız için teşekkür ediyoruz. Çocuk mektebi eğitimlerine dikkat edersek, çocukların hayırlı birer evlat olmalarına olanak sağlarız. Suffe Yatılı Kuran kursumuzda orta 3 yada lise öğrencilerimize eğitimlerimiz sürüyor. Gramer Arapça eğitimleri veriyoruz. Akaid, tefsir siyer dersleri de alarak 6 yılda icazet alacak hale geliyorlar. Çok kaliteli birer ilahiyatçı oluyorlar ve İslam alimi olarak hizmet sunuyorlar. Ümmetin ihtiyaç duyduğu, topluma önderlik edecek İslam alim adaylarını yetiştirerek topluma hizmet vermelerini istiyoruz. Çok önemli bir proje. Sizlerin de yardımlarınızı bekliyoruz. Bu medresemizin ikinci senesi. Tamamen ücretsiz. Öğrencilerimiz hem ilahiyatı bitirecekler hem de İslam alimi olacaklar. En büyük eksikliğimiz, topluma önderlik yapacak ilim ehli alimlerimizin az yetişmesidir. Örnek olacak alimlere ihtiyaç var. Biz de bunu hedefledik, bu alanda çalıştık” dedi.

Köseoğlu’nun konuşmasının ardından Suffe Erkek Yatılı Kur’an Kursu’nun tanıtım videosu izlenime sunuldu.

BASKICI BİR DEVLET HAKİMİYETİNDE YAŞAYANLARIN 5 TANE HASTALIĞI VARDIR

‘Hal ve Gidişatımız’ konulu konferansın konuşmacısı RİBAT Eğitim Vakfı Kurucusu ve Onursal Başkanı ilahiyatçı-yazar Abdullah Büyük, “Baskıcı ülke ve baskıcı ortamlarda oluşan hastalıklar vardır. Baskıcı bir devlet hakimiyetinde yaşayanların 5 tane hastalığı vardır. Evde anne-baba olarak çocuklarda baskı hakimiyetini kurarsanız çocuklarda ciddi hastalıklara sebep olursunuz. İbn-i Haldun büyük bir sosyologdur. İsrailoğullarının psikolojik yapılarını dile getirir. İster devlet olsun ister millet olsun baba olsun, anne olsun, amir olsun baskı yaptıkları zaman insanlarda hastalık ortaya çıkarıyorlar. Bu hastalıkların birincisi korkudur. Allah’tan korkarsan hiçbir şeyden korkmazsın, Allah’tan korkmazsan her şeyden korkarsın. İkincisi insan ikiyüzlü olur. Bir anne-baba evladını büyütürken baskı yaparlarsa, çocuk ikiyüzlü olur. Devlet bunu yaparsa vatandaş ikiyüzlü olur. Allah ile Kur’an’a dileyen inansın dileyen inanmasın. Cenab-ı Allah kuluna baskı uygulamaz. Ömrü hayatın öyle olursa, ahretin böyle olacak deyip özgür kılıyor. Allah baskı uygulamıyor, Peygamber baskı uygulamıyor ama biz bir fincan kırılınca baskı uyguluyoruz. Ümmete giden yolda bunlar küçük kilometre taşlarıdır. Üçüncüsü yalancılıktır. Bir kimseyi yalancı yapmak istiyorsanız, baskı uygulayacaksınız. Yaptığı halde yapmadım der. Çocuk annesinin vazosunu kırdığında bağırılıyorsa, çocuk yalan söylemek zorunda hisseder. ‘Eline bir şey oldu mu?’ diye soran anne modern annedir. Baskıcı ülke ve baskıcı aile ortamlarındaki bir başka hastalık sorumsuz olarak yaşamaktır, sorumluluk almak istememektir. Son olarak ise menfaatçiliktir. Birleşik Arap Emirlikleri sosyal ve psikolojik yapısı berbat. Suudi Arabistan’daki zihniyet berbat. Oraya çalışmaya gelmiş insanlara baskı yapıyorlar. Bir ümmet oluşmuş ancak bu ümmet şuanda yavaş yavaş gerçekleri tanımaya, anlamaya çalışan bir aday ümmet. Biz daraltılmış kulluktan genişletilmiş kulluğa geçişte sorumluluk ve vazifelerimizi öğrenmeliyiz” şeklinde konuştu.