İnegöl’de Doğu Türkistan yürüyüşü

Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları ve Dernekler Doğu Türkistan için yürüyüş düzenledi. İnegöl Tarihi Mehter Takımının ’da hazır bulunduğu yürüyüşe yaklaşık 5 bin kişi katıldı.

Yayınlama: 22.12.2019
572
A+
A-

Çin’in Doğu Türkistan Türklerine karşı uyguladığı tutum nedeniyle Türkiye’nin dört bir yanında yürüyüşler düzenlenirken Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde de STK ve Derneklerin öncülüğünde bir yürüyüş düzenlendi.

 

İnegöl Tarihi Mehter Takımı’nın da hazır bulunduğu Doğu Türkistan yürüyüşüne yaklaşık 10 bin kişi katılım gösterdi.






 

Yürüyüşte katılımcılar ‘Çin zulmüne dur de’, ‘Doğu Türkistan’a özgürlük’ yazılarının yazdığı dövizlerin yanı sıra Doğu Türkistan bayrakları taşıdı.

 

Katılımcılar ‘Doğu Türkistan yalnız değildir’, ‘Zalimler elbet hesap verecek’ şeklinde sloganlar attı.

 

İnegöl Belediye Binası önünde başlayan yürüyüş Atatürk Heykeli’nde sona erdi.

 

Yürüyüşte katılımcılar ‘Çin zulmüne dur de’, ‘Doğu Türkistan’a özgürlük’ yazılarının yazdığı dövizler taşıdı.

 

Kuran-ı Kerim Tilavetinin ardından İnegöl Sivil Toplum Platformu adına konuşma yapan İnegöl İHH Başkanı İlhan Tatlı, ”Doğu Türkistan’ı yalnız bırakmadınız, tatil gününüzde, soğuk havaya rağmen Doğu Türkistan’ın yanında olmayı tercih ettiniz. Mazlumun yanında, zalimin yanında olmayı tercih ettiniz. Aslında çok söze gerek yok İnegöl her zaman ki gibi imtihanının başarılı bir şekilde vermiştir. Tüm dünyaya bir söz söylemiş olduğunu göstermiştir. Çin buraya Sincan diyor. Sincan Çin’in uydurduğu bir şey. Kendileri orayı işgal ettikleri için kurtarılmış diyorlar. Bizim kalbimizde orası Doğu Türkistan’dır. Oranın başkenti Urumçi’dir. Orası 35 milyon nüfusludur. Orayı bir küçük yer gibi dayatıyorlar. 1 milyon 828 bin km alana sahip orası .Çin maalesef bunu bu şekilde yaymaya çalışıyor. Selçuklu ve Osmanlı’nın temeli, Karahanlı’ların merkezidir Doğu Türkistan. Tarih boyunca bir çok İslam alemi, bilim adamı yetişmiştir. Özellikle dinimiz bize öğreten İmam Tibriz’i Doğu Türkistanlıdır. İbni Sina, Farabi, Kaşkarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip gibi büyük devlet adamları Doğu Türkistanlıdır. Sizce Çin neden Doğu Türkistan’a zulüm ediyor. 1948’den beri oradaki kardeşlerimize zulüm ediliyor. Bunun iki sebebi var. 1. Sebebi Doğu Türkistan Müslümandır, 2. Sebebi ise Doğu Türkistan’ın çok iyi derecede zengin yer altı kaynakları bulunmaktadır. Çin tüm dünyaya mal satıyor, ürettiği malların %90’ını Doğu Türkistan’dan sağlıyor. Doğu Türkistan’da Kuran mühürlüdür, orada sahur yok, orada iftar yok. Orada alnını secdeye koymak yok. Adeta bir esaret yeri orası. Her evden arşa yükselen ağıtlar var. Orada her kardeşimiz çığlıklar ile yatıyor. Doğu Türkistan’ın vadilerinde elem var, gam var. Karlı dağlarında acı var. Doğu Türkistan’ın nehirlerinden ıstırap akıyor. Evlerine Çin’li erkekler yerleştiriliyor. Erkekleri toplama kamplarına gönderiyorlar. 3 milyona yakın insan orada kalıyor. Erkeksiz evlere Çin’li erkekler yerleştiriliyor. Namuslar çiğneniyor. Burada toplanmamızın en önemli nedeni budur” dedi.

 

 

BURADA BİR CİNAYET İŞLENİYOR

Tatlı konuşmasını şöyle sürdürdü; “İslam ve Türk âleminde ki sessizlik, Doğu Türkistan’da ki baskıları her gün arttırıyor. Bu noktada bir akıl tutulması var. Biz Çin’e para veriyoruz, parayı kazanan Çin oluyor, zulmü yapanda Çin oluyor. Kaygılanması gereken Çin’ken biz kaygılanıyor. Bunun gündeme gelmemesinin tek nedeni ticarettir. Allah’a şükür Türkiye her gün Doğu Türkistan’ın yanında yer aldı. Hükümetimizde beklentimiz var. Hiçbir ticaret Doğu Türkistanlı Müslümanların haklı mücadelelerinden daha değerli olamaz. Hiçbir menfaat, hiçbir ticaret Doğu Türkistanlı bacımızın namusunun zedelenmesi kadar değerli olamaz. Ey İslam âlemi, ey Türk âlemi ne olur Doğu Türkistanlıları ticaretinize kurban etmeyin. İnanıyoruz ki Allah hak ve adaletin tesisi için atılan adımları boşa çıkarmayacaktır. Kardeşlerim şimdi size soruyorum; zulme rıza göstermek, sessiz kalmak, tepkisizi kalmak nedir? En büyük zulüm zulme rıza göstermektir, tepkisiz kalmaktır. Cinayete ses çıkarmayan, katilin suç ortağıdır. Burada bir cinayet işleniyor peki neden ses çıkmıyor. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Taraf olmayan bertaraftır. Bizim sınırlarımız yürek coğrafyamız kadardır. Biz Çin’in yanında değil, bir araya gelerek mazlumun sesi olduk. Sessiz kalarak zalimin sesi değil, sesimizi çıkararak mazlumun sesi olduk. İnanıyoruz ki Allah ve melekleri bizi görüyorlar. Gazanız mübarek olsun. Biz zaferden değil, seferden sorumluyuz. İnanıyoruz ki yolumuz çok uzun değil, çok kısada değil. Biz de buradan diyoruz ki ey Çin, Doğu Türkistan’dan defol.Ey Türkistan sen bizim kardeşimizsin. Ey Türkistan sana sahip çıkmak boynumuzun borcudur.”

 

Doğu Türkistan’dan İnegöl’e gelen Abdulhamit Hamdullah, “Ey İnegöl halkı, yüce Türk Milleti. Gönül Coğrafyamız Doğu Türkistan’dan sizlere selam getirdik. İşlerinizi bırakıp bu alan geldiğiniz için teşekkür ediyoruz. Şuan ümmetin bir parçası olan Doğu Türkistan halk bir zulüm ile karşı karşıyadır. Çin, Doğu Türkistan’da Müslümanları asimele ederek tüm dünyanın gündeminden saklamaya çalışıyor. 2017’de beri Çin eğitim kampı olarak adlandırdığı toplama kamplarında 3 milyon insan bulunuyor. Önceden o kamplar yoktur diyerek yalan söyleyen Çinliler, BM İnsan Hakları Güvenlik Konseyi’nde bunu itiraf ettiler. Bu kamplara Çinliler mesleki eğitim merkezi diyorlar. Dünyaya orada ki insanlara meslek veriyoruz diyerek kandırıyorlar. Kızlarımızı, çocuklarımızı kamplarımıza götürüyorlar. Niye sadece kızları götürüyorsunuz, niye erkekleri götürmüyorsunuz. Çin tarafından kurulan toplama kampları var. Bu kamplarda Doğu Türkistan’ın alimleri orada tutsak edilmektedir. Bu okumuş aydınlara ne mesleği vereceksiniz. Uygurların kendi inançlarından vazgeçtirip, komünist ideolojiyi öğretmeye çalışıyorlar. Tüm insanlığa sesleniyorum, orada Doğu Türkistanlı Müslümanlar ölüyor. Orada kamplarda insanlar sırt üstü yatma imkanı bile sahip olmadığı için yan yatıyorlar. Bu kamplarda olan Doğu Türkistanlılar doğrudan suçlu ve terörist damgası vuruluyor. O kamplarda kadınların yüzlerinde sigara söndürüyorlar, bileklerinden asıyorlar, elektrik veriyorlar, acı verici farklı nesneler ile dövüyorlar, soğukta bekletiyorlar, uzun süre gergin pozisyonda tutma, uykusuz, aç ve susuz bırakma, günlerce elleri kelepçelenip, ayakları prangalı olarak dolaştırılmaktadır. Çoğu zamanda ölümle sonuçlanıyor. Değerli kardeşlerim bu ölenlerin sayısını sizlere ifade edeyim. Çin gizli bir şekilde Doğu Türkistan’da Müslümanları öldürmeye devam ediyor. Erkekleri kampa toplanırken, kızlarımız tacize uğruyor. Akraba projesi adı altında, mahremiyetimize zeval veriyorlar. Bir Doğu Türkistanlı olarak orada yaşanan zulümleri sizlere anlatıyorum. Mahşerde anlamadık demeyin. Değerli Müslümanlar, kardeşlerimiz tacize uğruyor. Biz elimizden geleni yapmakla sorumluyuz. Kızlarımız tacize uğrarken intihar etmek için yol arıyorlar. Geçen sene Kuran-ı Kerimin tercümanını yapan büyük önderlerimizi hapiste şehit ettiler. Şimdi iletişim çağında sizlere bir şey ifade etmek istiyorum. 3 yıldır ailemden haber alamıyorum, annem, babam, arkadaşlarım yaşıyor mu bilmiyorum. Ey Çin akrabalarım nerede, annem, babam nerede. Sizde düşünün. Eğer sizlerde ailenizden haber alamazsanız ne düşünürsünüz” dedi.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş