İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Endüstri 4.0’ın Eğitime Etkileri: Eğitim 4.0” başlığında “Z kuşağı nesline nasıl öğretmenlik yapılmalı” temalı eğitim çalıştayı start aldı.
5. Mevsim Kültür Sanat Merkezinde Cumartesi günü başlayıp Pazar Günü sona eren 12 atölye de gerçekleştirilen çalıştayda, 850 öğretmeni yüzyüze eğitimler aldılar.
Akademisyenler tarafından “Z Kuşağı Öğrencileri Ne İster?”, “Endüstri 4.0’ın Eğitime Etkileri”, “Kodlama”, “Astronomi”, “Uzay Bilimi”, “STEM/STEAM”, “Yapay Zeka”, “PISA Yaklaşımı” ve “Bilgi Yerine Beceri Aktarım” konularında eğitimler verildi.
Çalıştaya Kaymakam Ali Akça ve eşi Ferahil Akça, Emniyet Müdürü İlhami Araali, Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican, akademisyenler ile okul müdürleri ve öğretmenler katıldı.
Z KUŞAĞI
Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Çalıştay Koordinatörü Turgay Kıroğlu, “İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak 1 yıl önce planlamasını aldığımız çalıştayımızı gerçekleştiriyoruz. Dünya çok hızlı değişiyor ve bu değişime ayak uydurmalıyız. Dünyayı değiştiren en önemli şey teknoloji ve endüstri 4.0 kanunudur. Bundan 50 yıl önce firma dediğimizde otomotiv firmaları akla geliyordu ama şuan teknoloji firmaları dünyayı yönetiyor. Bu değişime ayak uydurmalıyız. Bunlar değişirken kuşaklar değişiyor, kuşak çatışması içerisine giriyoruz. 7-14 yaş arasındaki çocukları ne yaparsanız yapın mutlu edemiyorsunuz. Bu kuşağı anlamak çok zor. Z kuşağı olan 2001 sonrası doğanlar bizden ne istiyor? Biz eğitimi sevgi, öğrenci ve okul olarak sıralayabiliriz. Öğrenciler buna en çok sınav kaygısıyla yaklaşıyorlar, öğretmenlere endişeyle bakıyorlar. Endüstri 4.0 beceri sahibi insanlar istiyor. İstihdam için beceri kazandırmamız lazım” dedi.
AYNI TÜRKÇEYİ KONUŞUYOR AMA FAZLA ANLAŞAMIYORUZ
İlçe Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican, “2 yıldır bu tür çalışmalara ağırlık veriyoruz. Okullarda genellikle öğrencilere ağırlık verilir, değişik sınav ve etkinliklerle ilgili bilgilendirmeler yapılır ama öğretmenlere yönelik olan yönü az kalırdı. İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak 2 yıldır eğitim camiasına daha ağırlık vermeye başladık. Bu manada eğitimci arkadaşlarımıza alanında uzman kişileri getirerek önemli seminerler verdik. Kuşak çatışması gerçekten var. Eğitimci öğretmen arkadaşlarımızın çoğu X kuşağında, öğrencilerimiz ise Z kuşağındalar. Onların konuştuğu dili anlamıyoruz. Çocuklarımızla aynı Türkçeyi konuşuyoruz ama fazla anlaşamıyoruz. Çağın getirdikleri maalesef bu işi bu duruma getirdi. Madem bu iş böyle, biz de bu yönde etkin uzman hocalarımızı davet edip çalıştaylar düzenleyelim, açığı kapatmaya çalışalım istedik. Söylediklerini anlamaya çalışalım ve anladıkları dilden konuşalım istedik. Bu çalıştayda bize kıymetli bilgiler sunacak hocalarımız var. Bu bizim gelecekteki çalışmalarımıza da ışık tutacaktır. Buradan alacağımız verime göre ekip olarak daha güzel şeyler yapmaya gayret edeceğiz. Çalışmalarımızda yoğun çaba sarf eden arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Katılan arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
AYNI FREKANSI YAKALAMALIYIZ
Belediye Başkanı Alper Taban ise, “Eğitimle ilgili olan eksikliğin giderilmesi konusunda şehrimizden daha liyakatli insanlar çıkarma heyecanını hissediyorum. Turgay hocam güzel işlerin altına imza atıyor. İnsan yetiştirmek en zor olan konudur. Herkes bir anne baba, bunu tecrübe ediyorlar. Göreve geldiğim günden bu yana 5 okulumuzu ziyaret ettim. Orada şunu gördüm, şehrimizdeki tüm çocuklarımız çok kıymetli ama Fen Lisesi’ndeki öğrenciler biraz daha sosyallikten uzaktı. Dersimi yapar, hedefime varırım diyen bir öğrenci kitlesiydi. Puan sıralamasına göre aşağı indikçe daha sosyalleşen bir öğrenci yapısı var. Öğrencilerle frekansı yakalamak lazım. Önemli olan karşı kitlelerle iletişimi yakalayabilmek ve doğru şekilde mesajı aktarabilmektir. Çocuklarımız parlatılmayı bekleyen birer cevherdir. Onlara bu konuda rehberlik etmemiz lazım. Eğitim çalıştayının fayda sağlayacağını düşünüyorum. Şehrimizde olmasından dolayı mutluyum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
HER ANNE BABANIN UZMAN OLMASI GEREKEN BİR KONU
Kaymakam Ali Akça da, “Kuşaklarla ilgili X-Y-Z kuşağı tanımlarını eşimden duyardım. İnsanlarla ilgili bir sınıflandırma yapıldığında kuşaklandırma yapıldığını söylerdi. Bunları duyduğumla kalırdım. Programla ilgili davet geldiğinde araştırmaya kalktım. Gördüğüm manzara karşısında ürktüm. Nuh’un gemisi gibi, hepsinden var. Kuşakların özelliklerine baktım ve gerçekten ürktüm. Şükredecek bir konu buldum, o kuşaklar arasında en mübareğinin X kuşağı olduğunu gördüm. X kuşağı olarak biz yaşamak için çalışmak gerektiğine inanan bir kuşakmışız. Y kuşağı büyük kızımın olduğu kuşak, onlar para harcamak için çalışmak gerektiğine inanırlarmış. Benim kızım para harcamak için de çalışmak gerektiğine inanmıyor. Bizde bir de Z kuşağı var, gerçekten mutsuz. Biz ona hep sevgiyle yaklaşıyoruz ama o sürekli memnuniyetsiz. Bu kuşaklarla ilgili çalışma sadece yöneticilerin ya da eğitimcilerin öğrenmesi gereken bir konu değil, her anne ve babanın uzmanlık seviyesinde bilmesi gerektiğini düşündüğüm bir konudur. Bu konuyla alakalı ufkumu açan Milli Eğitim camiasına teşekkür ederim. Elle tutulur üretimden daha ziyade hizmet sektörüne yönelik üretim yapan bilişim markaları dünyada tanınırlık ve değer seviyelerinde en üst sıralarda yer alıyorlar. Milli Eğitim teşkilatımıza bu güzel çalışmadan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
X-Y-Z KUŞAKLARI İŞİ BİR VAKADIR
Z kuşağı ile alakalı bilgilendirme yapan Eğitimci Akademisyen Prof. Dr. Ahmet Dervişoğlu, “X-Y-Z kuşakları işi bir vakadır. İnsan içine doğduğu ortam tarafından şekillendiriliyor. Benim torunum 2002 doğumlu, Z kuşağında yer alıyor. Hayatta en iyi anlaştığım kişilerden biri o. En iyi arkadaşım dedem diyor. Müthiş bir iletişimimiz var. Demek ki arada bir kuşak duvarı yok. Arkadan gelen kuşakların kusurunu bulmak bin yıllardır devam ediyor. Sadece matematik ve bilimde başarılı olan insan yetmiyor, mutlaka sosyal beceri sahibi olması gerekiyor. Eğitim benim hem işim hem hobim. Beni en çok mutlu eden şey iyi yere gelmiş çok sayıda kişinin şu sözüdür; ‘Size rastlamasaydım bulunduğum yere kadar gelemeyecektim.’ Herkes tırmanabildiği yere kadar tırmanacak, daha azına razı olmayacak. Başarılı bir öğretim üyesi olabilecekse mutlaka olacak. Türkiye’de öğretim üyesi sayısı az ve toplum bunu desteklemiyor. Çocuklarımızı ve öğrencilerimizi akademik hayata teşvik etmemiz lazım. Öğretmenlik çok müthiş bir meslek ve ayrıcalıktır. Bir insanın hayatını anlamlı kılan ve onu en çok mutlu eden şey başkalarının hayatına dokunabilmek, bir kişinin yükselebildiği kadar yükselmesine yardımcı olup yardım etmek, hayatlarına katkıda bulunmaktır. Bir insan yeni şeyler öğrendiğinde bunları hayata geçirip başkalarına da aktarabildiğinde gençtir, öğrenemiyorum dediğinde ise yaşlanmıştır. Devamlı öğrenmeye çalışmamız lazım. Yaşadığımız sürece öğrenip öğretmeye çalışacağız. Öğretmen çocukları daha başarılı oluyor çünkü aile ortamı çalışmaya teşvik ediyor, kelime hazneleri yüksek oluyor” diye konuştu.
ÖRAV Eğitim Direktörü Esra Savaşan’da yeni nesil eğitim ile alakalı bilgiler verdi.