İnegöllü gurbetçi gencin başarı hikâyesi Almanya’da adından söz ettiriyor

Yayınlama: 24.07.2023
1.079
A+
A-

İnegöllü gurbetçi Tümer ailesinin Almanya’da dünyaya gelen son beşiği Enes Tümer’in (32) İnegöl’de ceviz bahçelerinde başlayan başarı hikâyesi, Türkiye ve Almanya merkezli olmak üzere 3 şirket ile devam ediyor. İş ortağı Selim Çelik ile ticaret hacmini genişleten Tümer, alanında Almanya’nın en iyi şirketlerinden birine sahip oldu.

Enes Tümer, ‘işçi’ sınıflandırması yapılarak hor görülen gurbetçilerin, günümüzde işveren, patron konumuna gelmesinden dolayı gurur duyduğunu belirterek;

“Üç kuşak öncesinde ‘işçi’ diye sınıflandırılan hemşerilerim ve ben, artık ‘işveren, patron’ olarak sınıflandırılır durumuna geldik. Bu çok gurur verici. Tanıdığım tanımadığım tüm hemşerilerimle gurur duyuyorum. Özellikle gurur duyduğum husus ise; rahmetli dedemin ve rahmetli babamın emekli oldukları ve babamın 46 yıl aralıksız ‘işçi’ sınıfında çalıştığı şirkette bugün benim personel çalıştırabiliyor olabilmem. Üçüncü nesil Tümer artık bu şirkette ‘işçi’ değil, ‘iş ortağı, işveren’ konumunda olmasıdır” dedi.






Babasının vefatından önce 2014 yılında 23 yaşındayken TÜİK verilerini inceleyen Enes Tümer,  ülke genelinde ceviz üretiminin az olmasından dolayı profesyonel bir şekilde ceviz üreticisi olmak için kolları sıvadı.

2015 Yılında ise İnegöl’de ceviz fidanlarını diken Tümer, böylelikle ticaret serüvenine başlamış oldu. Burada kazandığı sermaye ile yakın arkadaşı Selim Çelik ile 2020 yılında TCT-Solutions GmbH şirketini kuran Tümer, taşeron işçi bulma ve personel tedariki konusunda Almanya’da tanınan şirketlerinden birinin sahibi olmuş oldu.

Daha sonra ise 2 şirket daha kuran gurbetçi gençler Tümer ve Çelik, başarı hikâyeleri ile hayatlarını Almanya’da sürdürmeye devam ediyor.

Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Enes Tümer, yaşamın hikâyesini İnegöllüler ile paylaştı. Aslen Hayriyeli olan Tümer, İnegöl geliş hikâyelerini ise şu ifadelerle anlattı:

“93 harbi olarak bilinen Osmanlı Rusya savaşı sonrası (1878) Batum’dan Osmanlı topraklarına göç eden kalabalık bir ailenin ferdiyim.  İnegöl Hayriye Köyü’ne yerleşen ailemin büyüğü olan dedem, 1960’lı yıllarında Alman-Türk misafir isçi projesiyle önce kendi köylülerini daha sonra da kendisini Almanya’ya, fabrikalara inşaatlara misafir isçi olarak geldi. Daha sonra dedemle birlikte 16 yaşında Almanya’da demir çelik fabrikası olan (Thyssen Krupp) şirketinde çalışmaya başlayan babam, ayni göç hikâyesine sahip olan İnegöllü hemşerisi olan annemle evlenmiş ve 5 çocuklu ailenin en genci olarak Almanya’da doğup büyüdüm. İlkokul, ortaokul, lise ve sonrasında üniversiteyi, kısacası tüm eğitimimi Almanya’da tamamladım. Düsseldorf Üniversitesi Makine Mühendisi olarak diplomamı aldım”

HİKÂYESİ CEVİZ BAHÇELERİNDE BAŞLADI

Ticaret hayatına İnegöl’de kurduğu ceviz bahçeleri ile atıldığını belirten Tümer, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“2014 yılında rahmetli babamın büyük desteği ile İnegöl’e ilk yatırımımı yapıp tarla sahibi oldum. TÜİK verilerine göre Türkiye’de ciddi bir ceviz tüketimi olduğunu ve kendi ihtiyacımızı karşılayacak kapasiteye sahip olmadığımızı, üretimden çok tüketim olduğunu ve bu tüketim ihtiyacının da ithalatla karşılandığını anladım. O zamanlar Türkiye’de profesyonel ceviz üretimi daha çok yeni türemeye başlıyordu ve işin ustaları olarak bilinen Amerika’daki ceviz üretiminin yakınından dahi geçmediğimizin farkına vardım. Bu işin ehli olan Amerika’daki üretimi araştırdım ve çok ciddi anlamda ceviz üretimine rastladım. Cevizin ana vatanı olarak bilinen Anadolu meyvesinin bütün iklimsel şartların var olduğu halde nasıl olurda dünyanın diğer ucunda daha çok ve daha iyi üretilebiliyor diye kendime sormaya başladım. Araştırmalarım sonucu bunun iyi bir yatırım ve ülkemizde büyük bir kazanç olacağının kanaatine vardım. İnegöl’de benim gibi düşünüp bu ise gönül vermiş olan çok kıymetli insanlarla tanıştım. Literatür kaynaklarından edindiğim bilgilerden ve bu tanışıklık etmiş olduğum bilgili hemşerilerimle fikir alışverişlerinde bulundum ve bende profesyonel ceviz üretimine 2015 yılında ilk fidanları dikerek başladım ve halen sürdürmekteyim”

HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ

Ceviz üretiminden kazandığı sermaye ile yakın arkadaşı Selim Çelik ile yeni bir şirket kurarak, farklı bir alanda ticari yolculuğa çıktığını belirten Tümer;

“Bu sayede elde etmiş olduğum sermayeyle 2020 yılında Almanya’da aslen Tokatlı olan ortağım Selim Çelik ile ilk şirketimiz olan; TCT-Solutions GmbH‘i kurduk. Aslında 1960’larda köyde dedemin yaptığı işin bir benzerini yapmaya başladım. Taşeron isçi bulma, personel tedarik etme ve çalıştırma üzerine kurmuş olduğumuz şirket ile Almanya borsasında ilk 100’de önde gelen firmalara personel tedarik etmeye başladım. Bunların arasında dünya markası olan Thyssen Krupp Firması ve Uluslararası Düsseldorf Havalimanı çalıştığımız şirketlerden bazıları. Üçüncü nesil Almanyalı Türkler olarak birçok hemşerim gibi bende babalarımız, dedelerimiz gibi sıradan isçiler değiliz. Mesleki eğitim, üniversite eğitimi almış, şirket sahibi, işverenler olarak Almanya ekonomisine ciddi katkı sağlayan bir toplum haline geldik. Üç kuşak öncesinde ‘işçi’ diye sınıflandırılan hemşerilerim ve ben, artık ‘işveren, patron’ olarak sınıflandırılır durumuna geldik. Bu çok gurur verici. Tanıdığım tanımadığım tüm hemşerilerimle gurur duyuyorum. Özellikle gurur duyduğum husus ise; rahmetli dedemin ve rahmetli babamın emekli oldukları ve babamın 46 yıl aralıksız ‘işçi’ sınıfında çalıştığı şirkette bugün benim personel çalıştırabiliyor olabilmem. Üçüncü nesil Tümer artık bu şirkette ‘işçi’ değil, ‘iş ortağı, işveren’ konumunda olmasıdır. Her zaman babamın çalışkanlığını örnek almışımdır. Hasta bile olsa işini aksatmayan babam, çok çalışırdı. Tüm 1. ve 2. nesil Almanyalı Türk, misafir isçilerin olduğu gibi başka çaresi de yoktu. Bizlerin tahsil sahibi olabilmesi için aneminde desteğiyle çok çaba sarf etti. Bizleri bugünlere getiren anne babamdan Allah razı olsun. Babamı iki türlü örnek alırdım; çalışkanlığını bilirdim ama asla babam kadar çok ve demir döküm gibi zor şartlar altında çalışmak istemiyordum. Bana ‘Ne olacaksın?’ diye sorduklarında, klasik bir cevap vermiyordum ama hep bildiğim ve istediğim şey vardı oda; kendi işimi yapıyor olmaktı. Çok şükür nasip oldu ve bugün kendi isimi yapabiliyorum. Hayalimdi gerçek oldu” ifadelerini kullandı.

SPORU VE SPORCULARI DESTEKLİYORLAR

İş ortağı Selim Çelik ile küçük yaşlardan beri tanıştığını belirten Tümer, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Ortağım ve çocukluk arkadaşım olan Selim ile gençlik dönemlerimizde aktif sporculardık. Dövüş sporları bizim birer vazgeçilmezimizdi. Çünkü hayatın ta kendisine benzer; düşsen, yenilsen bile kalkıp yinele caba sarf etmek, hayat ne kadar acımasızca olsa bile iyi bir kroşeyle nakavt etme cabası bizim vazgeçilmez ilkelerimizdi. Pes etmek meşrebimize aykırı. Beklide sporun bize katmış olduğu en büyük şeylerden birisi buydu. Almanya’da okumuş tüm çocuklar bilir; her zaman diğer arkadaşlardan daha çok çalışmak gerekir. Onlar yüzde 100 çalışıyorsa bizim yüzde 110 çalışmamız gerekirdi; ayni takdiri veya en azından benzerini alabilmek için. Gençlere birer ‘hayat dersi’ niteliğinde destek olup çalışmalar yürüten, onları sokaklardan toplayan çeşitli spor okullarına (dövüş sporları ve futbol okullarına) sponsor olarak destek veriyoruz. Bunlar çeşitli başarılara sahip ve uluslararası turnuvalar düzenleyen ve aktif olarak sporcu gönderen spor okulları. Bunu yaparken din ve irk ayrımı gözetmeksizin desteğimizi sağlıyoruz. Çünkü ikiciliğin ne kadar kötü bir şey olduğunu en çok gurbette yaşayan yurttaşlarım bilir”

BİR ŞİRKET DAHA KURDULAR

2021 Yılında yine ortağı Selim Çelik ile TC-Buildings firmasını kurduklarını belirten Tümer, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“2021 yılında yine Almanya’da ve Ortağım Selim ile TC-Buildings UG (Tümer & Çelik Binalar-Yapılar) inşaat şirketini kurduk. Almanya’daki taşınmazlar eski olmalarına rağmen çok dayanıklı yapılmış. Kullanılan evlerin birinci ve ikinci dünya savaşlarını yasamış olmaları gayet normal olarak kabul görüyor. Bu sebepten dolayı temelden yeni inşaat oranı, tadilat ve onarım oranından çok daha az. Bu sebepten dolayı tadilat ve onarım yani genel yenileme konusuna yöneldik. Genel yenileme dediğimiz şey aslında eve ait tüm demirbaşlarının yani tüm tesisatlarının tavanından yerdeki fayansına, camından kapısına, her şeyi söküp bir tek temeli ve taşıyıcı tuğlalarını bırakıp yerine çağımıza uygun, modern ve yeni tasarımlı donanımlarla tekrar inşa etmektir. Bu işe girme sebebimiz aslında ilk ofisimizi tuttuğumuz yerdeki yasadığımız zorluklardan dolayı meydana gelen bir şeydi. Fark ettik ki güvenilir ve işini doğru yapan pek az firma var. Olanlarda yaptıkları işin farkında olduklarından ya çok uzun bekleme süreleri sonrasında işi alıyorlar ya da çok maliyetli inşaatlar yapıyordu. Bunun yanı sıra çoğu firmanın ortak sorunu, nitelikli ve işin ustası olan personeli bulamıyor olmalarında idi. Personel bulmak zaten bizim günlük rutinimiz olmuştu. Dedik ki biz personel bulamayacaksak, bu iii başka kim yapacak?… Bir iki derken epey bir kadro oluşturduk. İlk zamanlar kadroda çok değişiklikler yaptık. Sonuçta 2020 yılından buyana 700 üstü isçi çalıştırmış ve bir nevi insan sarrafı olmuştuk. İnsanların anlattıklarından çok, vücut dillerinden, hal hareket ve tavırlarından özellikle soruları nasıl yanıtladıklarından, kimin nerede nasıl çalışabilip çalışamayacağını kestirebilir olmuştuk”

PANDEMİ YENİ BİR ŞİRKETİN HİKÂYESİ OLDU

Pandemi döneminde gördükleri boşluk üzerinde bir yeni şirket daha kurduklarını belirten Tümer;

“İnegöl’de 2022 yılında NAYUSE İnşaat İhracat ve İthalat San. Tic. Ltd. Şirketi’ni kurduk. ‘NAYUSE’ ismini babalarımızla birlikte isimlerimizin ilk iki harflerin bileşenleri oluşturur; Nazmi, Yunus, Selim, Enes. Yine karşılaştığımız zorluklar bizi bu hamleye doğru itmişti. Pandemi dolayısıyla tedarik zincirinin ne kadar zor ve külfetli olduğunun farkına varmıştık ve buna bir çare bulmalıydık. Almanya’daki inşaat şirketine inşaat malzemesi gerekiyordu. Ya malzemeler uzun bekleyişler sonucunda geliyordu ya da çok maliyetli oluyordu. İnegöl ağaç ve mobilya sanayisini bildiğimden, tedarik zincirini kendimiz oluşturabiliriz düşüncesiyle şirketimizi kurduk. Ve kurduğumuz gibi oda kapıları, çelik kapı, seramik, fayans, parke ve mobilya ihracatına başladık. Tedarik zincirini kısaltabilmemizden ötürü ciddi bir şekilde maliyeti düşürebilmiştik. Bunu da müşterilerimize yansıtabilme imkânımız oluştu. Bu sayede kısa zamanda birçok aileyi mutlu bir yuva sahibi edebildik. Öncesinde de pek çok İnegöllü hemşerilerimle alışveriş yapabilme ve Almanya’daki şirketimizin ihtiyaçlarını karşılayabilme fırsatını bulmuştuk. İlerleyen zaman içerisinde İnegöl’den ve Türkiye genelinden her türlü alet edevat malzeme ve ihtiyaçları Türkiye’den Avrupa’ya ihraç edip hem Türkiye ekonomisine hem alman ekonomisine katkıda bulunmuş olacağız” dedi.

HİZMET NİMETTİR

Tümer, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Son olarak, zorluklar ve zorunluluklar, insanları çözüm üretmeye iter. Bu yüzdendir ki ilk şirketimizin ismi olan TCT-Solutions, ‘solutions’ yani ‘çözümler’ çözüm kelimesini barındırır. Kıymetli bir bilir demiş ki; ‘Hizmet nimettir’… O yüzden bende her zaman ifade ederim; sorun değil, çözüm üretmek gerekir”

HABER: SERHAT ÇİÇEK



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş