İyi Parti İnegöl İlçe Başkanı Fikret Fidan, Doğu Türkistan’da devam eden Çin zulmü nedeni ile toplu katliamlara ve işkencelere maruz kalan Doğu Türkistanlı Müslümanların çektiği eziyetlere dikkat çekerek, “Doğu Türkistan’da soydaşlarımızın yaşadığı mezalim karşısında sözler kifayetsiz, tepkiler yetersiz kalır” dedi.
İyi Parti İnegöl İlçe Başkanı Fikret Fidan, Çin zulmü nedeni ile zor günler geçiren Doğu Türkistan Müslümanları hakkında İyi Parti İlçe Binası’nda açıklamalarda bulundu.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan İlçe Başkanı Fikret Fidan, “Büyük siyaset adamı Yusuf Has Hacip’in yurdu, meşhur Türk bilgini Kaşgarlı Mahmud’un memleketi, Uygurluların, Göktürklerin, Karahanlılar’ın hüküm sürdüğü biz Türklerin ata yurdu Doğu Türkistan yıllardır Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin zulmü altında kıvranmaktadır. Biz bugün burada bu zulmü Türk ve Müslüman âlemine tekrar duyurmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Doğu Türkistan’da Türk Müslüman halkına yaşatılan zulüm gün geçtikçe büyüyor ve yaşamını yitirenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bilim adamları yok ediliyor, gençlerimiz hapse atılıyor, kültürümüz çökertiliyor, camilerimiz yıkılıyor, Kuran-ı Kerimlerimiz yakılıyor, Türk Müslüman halkı farklı işkencelerle dinsizliğe sevk ediliyor, başörtüsü yasaklanıyor, kadınlarımız bedenleri üzerinden baskı altına alınıyorlar. Çin Hükümeti yaptığı bu zulümler yetmezmiş gibi son birkaç yıldır Nazi kamplarını andıran toplama kamplarında milyonlarca Doğu Türkistanlı kadın, çocuk ve erkeği hapsediyor. Şu anda 1 milyonun üstünde Doğu Türkistanlı Uygur Türkü, eğitim kampları adı altında, toplama kamplarında çeşitli işkencelere maruz kalmaktadır. Doğu Türkistan’daki Türk halkı dünyanın gözü önünde sürekli olarak sindirme, baskı, asimilasyon ve etnik temizliğe maruz kalıyor. Biz İyi Parti Teşkilatları olarak binlerce Uygur Türkünü cezaevlerinde tutan ve kardeşlerimizin milli ve dini kimliğini yok etmeye çalışan Çin Yönetiminin yaptığı insanlık dışı saldırıları nefretle telin ediyoruz. Üzülerek görüyoruz ki! Türk Müslüman kardeşlerimize yapılan tüm bu zulümlere rağmen Türkiye’de İyi Parti’den başka hiçbir siyasi partinin sesi çıkmıyor. Biz ne söylersek söyleyelim Doğu Türkistan’da soydaşlarımızın yaşadığı mezalim karşısında sözler kifayetsiz, tepkiler yetersiz kalır. Biz İyi Parti olarak Hazreti İbrahim’in ateşe atıldığı zaman ağzında su taşıyan kuş misali safımızı belli ediyoruz. Uygur Türkü Müslüman kardeşlerimizin ‘Ey Türkiye! Ey Müslümanlar neredesiniz? Ey Türk kardeşlerim ben ölüyorum, katlediliyorum’ diyen çığlıklarına niye kulaklarınızı tıkıyorsunuz? Biz tüm dünyada Türklere ve Müslümanlara yapılan zulümlere karşı, bir olmak, birlik olmak yani kardeş olmak zorundayız.
Sözlerini sürdüren Fidan şu ifadeleri kullandı: “Çin, dünyanın gözünün içine baka baka, soydaşlarımız olan Uygur Türklerinin, canlarına, mallarına, namuslarına kastetmektedir. bu zulüm tüm dünyanın gündeminde iken ak parti hükümeti, ülkemizde 2019 yılını Çin ile Barış ve Kültür yılı olarak kutluyor. Hükümet madem sözde her daim dünya üzerindeki mazlumlardan yana, o zaman Çin’in Doğu Türkistan’da uygulamış olduğu bu zulüm politikasına ivedilikle karşı çıkmalı ve tepki göstermelidir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin sahip olduğu ticari ve ekonomik güç sebebiyle sessiz kalmayı tercih eder ve üç maymunu oynarsak Türkiye olarak onurlu bir davranış sergilememiş oluruz. Doğru olanı yaparak nasıl Filistin‘de zulüm gören Filistinlilerin yanında yer alıyorsak, Çin’de zulüm gören Doğu Türkistanlı Türk soydaşlarımızın da yanında yer almalıyız. Bize düşen güçlünün yanında değil mazlumun ve haklının yanında yer almaktır. Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında zorla tutulan Uygur Türklerinin derhal serbest bırakılması için Çin’e çağrıda bulunulmalı ve yapılan mezalim tüm çıplaklığı ile ortaya konulmalıdır. 5-10 yıl önce Doğu Türkistan kan ağlıyor derdik, ama şimdi kan ağlamıyor ölüyor, ölüyor… Hal bu durumda iken vicdan sahibi, iman sahibi olanlar bu zulme sessiz mi kalacak? Nerede sizin imanınız, nerede vicdanınız? Biz AK Parti’nin kendi çıkarlarını düşünerek bu soykırıma göz yummamasını istiyoruz. Sayın Genel Başkanımızın Grup konuşmaları ve TBMM kürsüsünden Milletvekillerimizin dile getirdikleri hususlar doğrultusunda Türklüğü kimseye bırakmayan, esip gürleyen, iç politikalara bunu alet edenlere şu çağrıda bulunuyoruz: çıkın Çin’e de bir şey söyleyin, çıkın oradaki soydaşlarımıza sahip çıkmak adına açıklamalarda bulunun. İç politikada Türklük söylemlerinizde samimiyseniz bunu dış politikada da uygulayın. Kardeşlerimize sahip çıkan açıklamalar yapın. Türkiye’nin ve Türkiye’de faaliyet gösteren siyasi partilerin, Doğu Türkistan’daki bu zulmü kınamak adına bir ortak deklarasyon yayınlamaması kabul edilemez bir eksikliktir. İyi Parti olarak TBMM’de ‘Türk Halkı ve Türkiye Cumhuriyeti Doğu Türkistan’a sahip çıkmalı, Çin zulmünü durdurmalı, Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın can ve mal güvenliği uluslararası yasalara göre garanti altına alınmalıdır’ diye çağrıda bulunduk. O işkence gören çocuklar bizim çocuklarımız… O kızlar bizim namusumuz. O annelerin o babaların gözyaşları bizim kanayan yaramız. Siyasi çıkarlarınız için dünyaya sözde kafa tutuyorsunuz ya söz konusu Türklük olunca mı sessiz kalıyorsunuz? Yine TBMM’de, Çin tarafından Doğu Türkistan’da kurulan toplama kamplarının ve Doğu Türkistan’daki Müslüman Türk nüfusun uğradığı akıl almaz mezalimin araştırılması için bir önerge verdik. Ne acıdır ki bu önergemiz de AK Parti’nin hayır, MHP’nin çekimser oylarıyla reddedildi. Bizler Türklüğümüz ve inancımız gereği, üzerimize düşen sorumluluğu elimizin ve yüreğimizin yettiği kadarıyla yüklendiğimizi İnegöllü hemşerilerimiz ve kıymetli basın mensuplarımız ile paylaşmak istedik. İyi Parti teşkilatları olarak her daim Hak karşısında vav gibi eğik, haksızlık karşısında elif gibi dimdik olma yolunda zulme hiçbir zaman sessiz kalmayacağız. Zulüm kimden gelirse gelsin zalimin karşısında, mazlum kim olursa olsun mazlumun yanında olacağımızı tekrar deklare ediyoruz”