Eğitim-Bir-Sen İnegöl Şubesi, 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının birinci dönemini değerlendirdi. Günübirlik politikalar ve sürdürülebilir olmayan kararlar nedeniyle gerek eğitim-öğretimin gerekse eğitim çalışanlarının olumsuz etkilendiğinin ifade eden Eğitim Bir Sen İnegöl Şube Başkanı Sinan Aktaş, “Eğitimde kalıcı politikalara ve uzun vadeli planlara ihtiyaç var” dedi.
Eğitim Bir-Sen İnegöl Şubesi, sendika binasında düzenlediği basın açıklaması ile 2017-2018 eğitim-öğretim yılı birinci dönemini değerlendirdi. İnegöl’de 130 eğitim kurumunda; 60 bin öğrenci, 3 bin öğretmen, Türkiye genelinde ise 18 milyon öğrenci ve 900 bine yakın öğretmen yarıyıl tatiline gireceğinin altını çizen Eğitim-Bir-Sen İnegöl Şube başkanı Aktaş, “TEOG’un kaldırılması, yükseköğrenime giriş sistemindeki değişikliğin gölgesi ve sarsıntısı altında günübirlik politikalar ve sürdürülebilir olmayan kararlar nedeniyle gerek eğitim-öğretim gerekse eğitim çalışanları olumsuz etkilenmiştir. Alan değişikliği taleplerinin karşılanmaması, öğretmen performans değerlendirmesi pilot uygulamasının oluşturduğu tedirginlik, yer değişikliği sürecinde yaşanan sorunlar, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi olumsuzluklar ne yazık ki eğitim-öğretim yılının ilk dönemine damgasını vurmuştur. Öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, yabancı dil pilot uygulaması, rehberlik hizmetlerinin hizmetin özüne uygun kurgulanamaması, teftiş sistemindeki dönüşümün tamamlanamadığı gibi rehberlik ayağının ihmal edilmesi, ortaöğretime geçişte yeni sürecin soru işaretleri içermesi gibi birçok konuda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış değildir. Eğitim-Bir-Sen olarak bu sorunların giderilmesi adına konularında uzman kişilerin uzun soluklu araştırmaları neticesinde değerlendirme raporları var. Biz bu raporların başta bakanlık olmak üzere eğitimin tüm paydaşlarıyla bir arya gelerek paylaşamaya açığız. Eğitimde müfredatlar değişmedikçe, uzun vadeli planlamalar yapmadıkça, öğretmeni eğitimin öznesi haline getirmedikçe bu sorunlar çözüme kavuşmaz. Özetle, bir an önce yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun bulunmaktadır” diye konuştu.
“BAKANIN GÜNDEMİNDE EĞİTİMCİLERE YÖNELİK ŞİDDET KONUSU YOKSA BU ÜLKE BİTİMİŞTİR”
Son yıllarda artan ve giderek eğitimin an sorunu haline gelen eğitimcilere yönelik şiddete dikkat çeken Başkan Aktaş, “Geçtiğimiz günler de Salih Şeremet Elmasbahçeler Ortaokulu’nun açılışında 30-40 öğretmenin, milli eğitim müdürlerinin ve siyasilerin olduğu ortamda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’la İl başkanımız Numan Şeker bir araya gelme fırsatı olmuştur. Orada bakan, arkadaşlar ‘Sorusu olan var mı?’ diye sorduğunda Eğitim Bir-Sen Bursa şube başkanı Numan Şeker sayın bakana şu soruyu yöneltmiştir. ‘Son günlerde eğitimcilere şiddet alabildiğine arttı. Şiddeti önlemeye yönelik bir çalışmanız var mı?’ Sorunun akabinde bakan, birden hiddetlenerek, ‘Siz zaten sendika olarak hep böyle yapıyorsunuz. Toplumda gündem olmayan şeyleri gündeme taşıyarak kendinize gündem oluşturuyorsunuz’ diyerek tepki göstermiştir. İl başkanımız kendisine ‘Sayın bakanım sizin gündeminize girmesi için daha kaç kişinin ölmesi mi gerekiryor?’ diye sorduğunda sayın bakan kendisine ‘sen nasıl konuşuyorsun?’ diyerek terslemiştir. Böyle bir anlayışla ve mantıkla Milli Eğitim’in en üst seviyesindeki bakan, eğer kendi gündeminde eğitimcilere yönelik şiddet yoksa bu ülke bitmiştir. Öğretmenlerin öğrenciyi nasıl dövdüğü boy boy gösterilip, gündem oluşturulup öğretmen hedef gösteriliyor. Öğretmene yapılan şiddet haber konusu bile olmuyor. Onun için hem öğrenci dövülmesin hem de öğretmen dövülmesin. Kesinlikle şiddet gündemden çıkmalı bunun için de tedbir alınması gerekiyor” dedi.
“ÖĞRETMENİ AKTÖR OLARAK GÖRMEYEN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Öğrencinin öğretmene not verdiği bir performans değerlendirmesi ve Öğretmen Strateji Belgesi uygulamasının doğru ve belgeye dayalı bir değerlendirme olmadığının altını çizen Sinan Aktaş, “Öğretmene not vererek değerlendirme çabası, daha önce farklı bir şekilde denenmiş ve okullarda huzurun kaçtığı, motivasyonun bozulduğu, iş barışının sarsıldığı çok net bir şekilde görülmüştür. Bunu bir de öğrenciye indirgeyerek değerlendirmeye almak öğretmenin saygınlığını bitiren ve öğrencinin maskarası haline gelen bir uygulamaya dönüşmektedir. Motivasyon üretmek yerine daha çok motivasyonu bitirmek anlamı taşımaktadır. Sınıfta ter akıtan bir öğretmeni çalışmadığı iddiasıyla yaftalamak yerine fedakârlığı ve başarısı görülmeyen bir öğretmeni bulup ödüllendirmek daha iyi bir kamu hizmetinin anahtarıdır. Bu itibarla performans değerlendirme uygulaması Öğretmen Strateji Belgesi’nden de uygulamadan da kaldırılmalıdır” dedi.
“ÖĞRETMEN İHTİYACI İVEDİLİKLE KARŞILANMALIDIR”
Yapılan atamalara rağmen 120 bin öğretmen açığının söz konusu olduğunu vurgulayan Sinan Aktaş, “Son yıllarda hatırı sayılır öğretmen atanmasına rağmen önemli sayıda öğretmen ihtiyacı olduğu da bir gerçektir. Bakanlık, daha fazla öğretmen istihdamı gerçekleştirmelidir. Eğitimde reformların kalıcı olması, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Öğretmen adayları, KPSS gibi zor bir sınavı geçmesine rağmen öğretmen olmamaktadır. Ülkemizde KPSS’den 90, mülakattan 70 alan adayın yerine; KPSS’den 75, mülakattan 90 alan aday tercih ediliyor. Bu doğru değildir. Mülakat öncelikli olduğu için böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu doğru bir uygulama değildir. Eğitim yönetiminde kariyer liyakat esaslı olmalıdır” şeklinde konuştu.
“BAKANLIK EĞİTİMİN PAYDAŞLARINA KULAK VERMELİ, BİRLİKTE ÇALIŞMAYI ÖNCELEMELİDİR”
Eğitim-öğretimde problemlerinde kalıcı çözümün etkin bir iletişim ve iş birliği içerisinde olabileceğini ifade eden Aktaş, “Bakanlığın bütün birimlerinin, özellikle siyasi ve idari liderlerinin, sendikalar ve diğer sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere, eğitim alanındaki diğer paydaşlarla daha etkin bir iletişim ve iş birliği içerisinde olması yönünde irade kullanmaları uygun olacaktır. Millî Eğitim Bakanlığı’nın yükseköğretim kurumlarıyla, akademik çevrelerle ve sendikalarla sık aralıklarla bir araya gelmesi, belirlenecek politikaların isabet oranının artmasını sağlayacak, kabul düzeyi yüksek kararların alınmasına yardımcı olacaktır. Özellikle, eğitim mevzuatını ve personeli ilgilendiren düzenleme ve uygulamalar, müfredat değişiklikleri gibi başat konularla ilgili çalışmaların ve alınacak kararların bu iş birliği ve paydaş sıfatı üzerinden birlikte gerçekleştirilmesi, sonuçların birlikte analizi ve sonuçlara dair eleştirilerin de birlikte üstlenilmesi gibi demokratik toplumlara özgü birlikteliği de beraberinde getirecektir” diyerek, sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Karnenin sadece öğrencilere değil aynı zamanda velilere de verilmektedir. Öğrenciler 15 günlük ara tatili iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de başarısız oldukları alanlarda çalışmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır. Velilerimiz, karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapmamalıdır. Bu vesile ile Eğitim-Bir-Sen İnegöl Şubesi olarak, başta öğretmenlerimiz olmak üzere, bütün eğitim çalışanlarımızı emeklerinden dolayı tebrik ediyor; 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ikinci kanaat dönemine sorunlarından arınmış olarak girmelerini diliyoruz” dedi.