MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç, 24 Haziran seçimleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Malkaç açıklamasında, “Asıl mesele, bugünü kurtarmak değil, Türkiye’yi çok daha güçlü bir yarına hazırlama vaktini değerlendirmektir” ifadelerini kullandı.
MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç, 24 Haziran seçimleri ile ilgili açıklamalarda bulunarak, son 16 yılda Türkiye’nin önemli mesafe kat ettiğini ifade etti.
ULUSLAR ARASI EKONOMİDE SÖZ SAHİBİYİZ
Malkaç açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Memleketimiz son 16 yılda, gerek yurtdışında uluslararası politik değişimlerin olumsuz etkilerini gerekse yurt içinde kendi aleyhine tertiplenmiş provokasyonların aciz hedeflerini başarıyla bertaraf ederek, doğru bildiği yolda ilerlemesini sürdürmüştür. Sosyal tahriklerden algı oyunlarına, hukuki manipülasyonlardan milli birliğimize karşı suikast planlarına ve hatta darbe girişimine kadar yoluna çıkarılan her engeli feraset ve sabırla atlatmış ve nice imtihanlardan güçlenerek çıkmıştır. Geldiğimiz noktada, 16 yıllık siyasi istikrarın ekonomimize sağladığı % 5.9’luk ortalama büyüme oranı ve milli gelirimizin 8.6 katına çıkması bu durumun en önemli kanıtıdır. Öte yandan, hayata geçirilen mega projeler, teknolojik yatırımlar, savunma sanayiindeki dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik çalışmalar, alternatif enerji kaynaklarının artırılması, ulusal hedeflerin çok ötesinde, uluslararası ekonomik arenada söz sahibi bir Türkiye’nin varlığını işaret etmektedir. Kim ne yaparsa yapsın bizleri inandığımız ve kendimizi adadığımız bu yoldan, memleket sevdamızdan döndürememiştir ve döndüremeyecektir”
BİR KEZ DAHA YÜKSELME VAKTİ
“Bu topraklar memleketimizdir ve asırlar boyu bereketin, medeniyetin, sabrın, sükûnetin ve dirayetin sembolü olmuştur. Bir ekip beş biçtiğimiz toprağımızda sadece ekinler değil, nice kültürler yükselmiştir. Bugün, nedense gıpta ile hayran kaldığımız ve taklit ederek zaman kaybettiğimiz sözde medeni dünya, vaktiyle bizim tohumlarımızdan ilham almıştır. Zannederiz ki medeniyet, milletleri kendi aralarında derecelendirme ölçütüdür. Oysa asıl mesele, bir milletin asırlar boyu, kendine has ve kendisiyle müsemma olanı oluşturup onu koruma mecburiyetidir. Bu topraklar, memleketimizdir. Zorluğu sabır ile karşılayıp başarıyı sükûnetle dillendiren milletimiz, adabına ve edebine uygun ilerlemiştir. ‘Hangi ülkenin başına gelse yerle yeksan olur’ denecek sıkıntıları devletimiz, halkımızın dirayetiyle yenmiştir. Şimdi, bu kadim değerlerimizi bir kez daha yükseltme vaktidir. Şimdi, zaten bizim olanı, daha yükseğe taşıma vaktidir: güçlü ve özgün Türkiye. İşte bu nedenle, meselemiz Türkiye’dir diyoruz. Meselemiz Türkiye olursa farklılıklarımız önemini kaybeder. Meselemiz Türkiye olursa her fark, bize ancak güç katar. Meselemiz Türkiye olursa asıl gücümüz, insanımız ve insanlığımız olur. Meselemiz Türkiye olursa insanlığımız, dünyaya unuttuğu merhameti hatırlatır. Meselemiz Türkiye olursa bizim merhametimiz, mazlumların umudu haline gelir. Meselemiz Türkiye olursa umudun beşiği, yeniden bizim medeniyetimiz olur. Meselemiz Türkiye olursa medeniyetimiz, ekonomisinden kültürüne, sosyal hayatından teknolojik ilerlemesine kadar her alanda inancını Birlik duygusundan alır. Meselemiz Türkiye olursa birlik, farklılıkların önüne geçer”
MESELE GÜNÜ KURTARMAK DEĞİL
“Bizler kısa mesafelerin değil, uzun yolların yolcusuyuz. Çıktığımız bu yolda, 24 Haziran da diğer seçimler gibi sadece bir duraktır ve bu durağı da sağ salim geçeceğiz. Bu topraklar memleketimizdir. Asıl mesele, memleketimizin menfaatidir. Asıl mesele, bugünü kurtarmak değil, Türkiye’yi çok daha güçlü bir yarına hazırlama vaktini değerlendirmektir”