MOBİLYA’DA ÇİN GELECEĞİN EN BÜYÜK PAZARI OLACAK

Programa, İnegöl Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, İMOS Başkanı Okan Güler, MÜSİAD Başkanı Mehmet Döngel, birçok mobilyacı ve öğrencilerin katılımlarıyla gerçekleşti.

İNEGÖL’ÜN BEREKETLİ BİR İKLİMİ VAR

Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Mobilyacılar, Orman Ürünleri ve İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Güleç, “İnegöl’ün o kadar bereketli bir iklimi var ki, şehirde yaşayan herkese bir şekilde mobilyacılık sirayet ediyor. İnegöl’de eskiden daha çok halk tipi mobilyalar üretiliyordu. Satışlarımızın da yüzde 90’ını İstanbul’da yapıyorduk. Ambalaj malzemesi olarak da sadece battaniye vardı. Uzun yıllar İnegöl’ün malını beğenmediler ama en güzel malı yine biz üretiyorduk bu sonradan fark edildi. Yani şehrimiz eskiden beri çok üretici bir şehir” dedi.

EN BÜYÜK İŞLETMELER 200 TAKIM YAPABİLİYORDU

1990’lı yıllarda İnegöl’ün İstanbul’dan başka bir pazarı olmadığını belirten Güleç, “Öyle ki Marmara Denizi’ne buradan giden mobilyaları dökseydik Marmara Denizi dolardı. En büyük işletmeler o dönemde 200 takım ancak yapabiliyordu. O günden bugüne mobilyacılar çok iyi çalıştı ve kurumsallaştı. 90’lı yıllar mobilya sektörünün oluştuğu bir dönemdir. Bizim için çok bereketli bir dönemdir. O günlerden bu güne kadar dünya pazarından pay alıyoruz ve dünyanın 13. büyük üreticisi olmuşuz. Bugün gelişmiş ülkelere baktığımızda hiçbiri mobilya sektörüne kopmamış hepsi mobilya üretiyor. Bizim için pazar olacak ülkelere değinecek olursak Çin geleceğin en büyük pazarlarından olacak bundan sonra ise A.B.D. gelecek” şeklinde konuştu.

UCUZ MAL SATMAK YETENEK İŞİ DEĞİLDİR

Güleç, sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Kendi özelimden eleştiri yapacak olursam, bizim yaptığımız en büyük yanlış pazara girmek için, düşük fiyattan mal satmak. Pazara girmek için ucuzluğu tercih haline getirdik. Ucuz mal satmak bir yetenek işi değildir. Katma değer oluşturup mal satabiliyorsanız o zaman bir yetenek oluşmuş demektir. Özellikle mobilya sektöründe bir dönüşüm yapmamız gerekiyor. Hangi üründe başarılıysak o ürüne yönelip o ürün üzerinde çalışmamız ve ilerlememiz gerekiyor. Katma değer ve kâr burada. Her iş adamının aynı zamanda bir cerrah gibi düşünmelidir. İşletmeye kâr ettirmeyen her ürün veya eylem işletmeye zarar verir. Bu da zamanla motivasyonu düşünür.”