REFERANDUM SÜRECİNİ ANLATTI

MHP Bursa İl Başkanı Tevfik Topçu, geçtiğimiz Cuma akşamı MHP İnegöl İlçe Başkanlığını ziyaret etti. Topçu ziyarette referandum süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Yayınlama: 13.02.2017
1.115
A+
A-

Ziyarette açıklamalarda buluan MHP Bursa İl Başkanı Tevfik Topçu, “İnegöl bizim için en önemli ve hassasiyetli olduğumuz ilçelerimizden bir tanesi. Aslında il olmalı… Buna yürekten inanıyor ve MHP olarak bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

 

 “8-9 Şubat 1969, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin Adana’da yapılan kongresinde 3 hilalli bayrağımıza kavuştuk, partinin adını Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirdik ve bu kutlu partinin doğumu gerçekleşmiş oldu. İnşallah daha nice 48 yıllarda bu partinin millete hizmeti devam eder.”






 

 “Ülkemiz özellikle 2009 yılından başlayan bir süreçte AK Parti’nin yönetim sürecinde adına çözüm süreci dediği, süreç içerisinde milli birlik ve kardeşlik projesi diye isimlendirdiği, bizim ihanet süreci diye tanımlayıp kabul etmediğimiz, bu sürecin devam etmesi halinde ülkemizi bölünmeye götüreceğini ifade ettiğimiz bir süreç… Habur’daki o fotoğrafı gözünüzün önüne getirin. Teröristler hükümetle oturmuş, pazarlık edilmiş, anlaşılmış, bayram havasında bir kahraman gibi Habur sınır kapısında karşılandılar. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; ‘Güzel şeyler oluyor’ diye ifade etmiş. Türk milleti, Türk devleti o gün teröristlerin karşısında diz çöktürülmüştür. Terörist geliyor, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri ayağına götürülüyor. Hiç evinize, iş yerinize mahkeme getirildi mi? Getirilmedi. Çünkü siz terörist değildiniz. ‘Oğlum pişmansın değil mi?’ diye soruluyor, ‘Hayır, pişman değilim. Siz istediğiniz için değil, örgütüm emrettiği için buraya geldim’ diyor. Savcı devam ediyor; ‘pişmansın, pişmansın’ diyerek hukuku kılıfına uyduruyor. Bu millet bu utancı yaşadı. Arkasından tartışmalar ‘Anneler ağlamasın’ diye devam etti, pazarlıklar da İmralı’da, Oslo’da, Kandil’de devam etti. Devamında dönemin Başbakan yardımcılarının oldu, PKK’nın siyasi temsilcilerinin olduğu toplantıda 10 maddelik bir protokol imzalandı. Bu süreçleri Türkiye’ye yaşattılar. Bu süreç içerisinde Türk kimliğimiz tartışıldı, bayrağımız tartışıldı, andımız kaldırıldı, ‘Ne mutlu Türk’ün diyene’ adeta yasaklandı. Devlet dairelerinde TC ibareleri kaldırıldı. Bunları yaşadık. Ne zaman? AK Parti iktidarında… Bunları yaşadıktan sonra 2016’da bu ülkenin başına neler geldi? Terör. 2016’da en çok konuştuğumuz, bin 700’ün üzerinde şehit verdiğimiz bir konu. Ekonomik kriz. 2016 yılında ortaya çıkıp kendini gösterdi. 15 Temmuz FETÖ ihanet kalkışması da 2016’da oldu. AB ile olan tıkanıklık, Türkiye’nin uluslararası arenada yalnızlaştırılma süreci de 2016’da başladı. 2016’da Rusya ile uçak krizi yaşayıp savaşın eşiğine geldik. MHP’nin yıllardır ısrar ettiği, ‘Kandil’e gitmeliyiz’, ‘sınır ötesine gitmeliyiz’, ‘güvenli bölge oluşturmalıyız’ diyerek ısrar etmesine rağmen yapılmayan Fırat Kalkanı harekâtı da 2016 yılında başladı. Olağanüstü hal ilan edildi. Bunların birini veya birkaçını bir ülke 1 yıl içerisinde yaşarsa ayakta kalması bile mucizedir. Ama Türkiye Cumhuriyeti dualı bir millet, dualı bir devlettir. Hala dimdik ayaktayız. Bu tehlikelerin birçoğu hala ensemizde devam ediyor. İfade edilen bu problemlerin tespitinde de çözümünde de MHP haklı çıkmıştır”

 

 “Dün ifade ettiklerimizin hepsinin arkasındayız. AK Parti ile ilgili eleştirilerimizin de arkasındayız, hiç birini unutmadık. 17-25 Aralık hükümete karşı yapılan bir operasyondur. Hukuk dışı deliller vesaire hükümete karşı yapılmış bir operasyondur ve yargılanmaları lazım. Ancak öyle veya böyle ayakkabı kutuları, para kasaları, tapeler, bakanın kolundaki 700 bin TL’lik saat. Diyelim ki hepsi yalan, bakanın kolundaki 700 bin TL’lik saati bana kim nasıl izah eder? Hükümete karşı hukuksuz bir operasyon yapılmıştır, yasadışı uygulamaları yakalayıp yargılayın ama oradaki yolsuzlukları da yargılayın. Bunlardan vazgeçmiş değiliz. MHP, dünden bugüne, bugünden yarına sözlerinden vaz geçecek, hassasiyetlerinden vazgeçecek bir siyasi parti değildir. Bu dönemde ülkücülere yapılan hakaretleri unutmuş değiliz. Morg bekçileri, besmele bilmezler, Fatiha bilmezler, kandan beslenenler… Hepsini söylediler. ‘Bana Türklükle gelmeyin milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım…’ bunu da unutmadık. Türk milletinin uğradığı saldırılar artarak devam etmekte ve bir beka meselesi ile karşı karşıyayız. Hassasiyetlerimiz bugün en yüksek noktadadır.”

 

 “Bu coğrafya dünyanın merkezidir. Bin yıldır bu coğrafyadayız ve bu coğrafya kadar bedel ödemiş başka bir coğrafya yoktur. Bin yıldır bu kadar kan ve gözyaşının olduğu başka bir coğrafya yoktur. Bu topraklarda bin yıldır yaşamanın bedelini ödedik, ödüyoruz. Haçlı zihniyetiyle başlayan, Kurtuluş Savaşı ile devam eden ve bugün terörle Türk milletini kıskaca almaya çalışan anlayış aynı mihrakların tezgâhıdır. Bin yıldır atalarımız ödedi, biz de ödemeye devam ediyoruz. Önümüzdeki bin yıllarda da var olacaksak ya çok güçlü olacağız ya da bedel ödemeye devam edeceğiz. Bu coğrafyada en çok bedel ödeyen hareket de ülkücü harekettir. Bizden daha fazla sosyal maliyeti yüksek olan başka bir hareket yoktur. Bu millet bize emanettir. MHP, 48 yıldır ve ondan önce tarihin derinliklerinden gelen fikri birikimlerimizle bugün geldiğimiz noktada diyoruz ki; Türkiye çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Önümüzdeki yıllarda bu saldırılar devam edecek. Türk kimliği tartışılıyor, Türk kimliğimizi önümüze koyacaklar. Anayasanın ilk 3 maddesini ifade eden, üniter yapımızı, bölünmez bütünlüğümüzü ifade eden ve bunu güvence altına alan 4. madde teklif edilemez. Teklif edilmesi dahi mümkün olmayan bu maddeleri bugün tartışılmamak üzere tekrar MHP ön alarak yapmıştır. Yapmasaydık? AK Parti’nin yönetiminde bu değerlerimizin hepsi tartışıldı. PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin grup başkan vekilleri ‘Biz hayır oyu vereceğiz. CHP de hayır oyu verecek ancak bizim gerekçemiz CHP ile aynı değil. CHP’nin hayır oyu vermesinin sebebi statikonun devamıdır. Bizim ise beklentilerimiz karşılanmadığı için… Ancak tekrar bizimle çözüm süreci başlatılır, taleplerimiz karşılanırsa biz masaya oturmaya hazırız.’ Dün oturdular, yarın da oturabilirler.”

 

 “AK Parti’nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra oylarında bir düşüş olduğunu düşünmüyorum. Son anketlere göre 51. HDP’nin oyu yüzde 6,7 civarında. Onun da barajı geçmediğini düşünün. Nisan’da erken seçime gitsek, PKK’nın barajı geçmediğini düşünüp, AK Parti’nin buna yakın bir oy aldığını düşünürsek 330’u geçer mi? Peki bunu oturup beraber yapabilirler mi? Yapabilirler. Bugünkü parlamento aritmetiğinde dahi ‘Beklentimiz karşılanırsa masaya oturmaya hazırız’ ifadeleriyle velev ki MHP bu işin içinde olmadı bu risk var mı? Liderimizin bu öngörüsüyle, bu ihtimalleri hesap ederek varlık sebebimiz olan devlet, ebet, müddet, Türk kimliği ile alakalı hassasiyetlerimiz, üniter yapımızla alakalı bir ön almıştır. Oylanacak olan anayasayı AK Parti ile bizim arzu ettiğimiz noktada yapma imkânını masaya yatırmıştır ve milletimizin referandumuna böyle sunacağız. Mesele budur. Bu hassasiyetlerden kaynaklı, yarınlardaki üniter yapımızla alakalı, varlık sebebimizle alakalı olabilecek zafiyetlerin, muhtemel sıkıntıların önüne geçmek adına, yaşanan olaylar böyle bir tabloya izin vermiştir, ön almıştır.”

 

 “Soracaksınız, Tayyip Erdoğan’a bu kadar yetki verilir mi? Meclisi feshedebilir. Geriye dönelim, ‘partili Cumhurbaşkanı olur mu, tarafsızlığını yitirir’. Şuanda mevcut anayasamızda partili Cumhurbaşkanı yok, Tayyip Erdoğan da tarafsız olacağına yemin etti. Tutan var mı? Yok. Engelleyebilen var mı? Yok. Milletvekilliği sıralamasını 7 Haziran’dan önce AK Parti’nin Genel Başkanı veya yetkili kurumlar yapardı. Kim yaptı? Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan partili Cumhurbaşkanı mı? Mevcut anayasamıza göre böyle bir yetkisi var mı? Kullandı mı, kullandı. Bakanlar kurulunu yeni anayasada Cumhurbaşkanı yapacak. Mevcut Bakanlar Kurulunu, ondan öncekini, ondan daha öncekini kim yaptı? Vicdanlarınıza sesleniyorum. Bu yetkileri kullandı. Meclisi feshedecekmiş. Oylayacağımız anayasada meclisi feshetme yetkisi vardır. Bugünkü anayasada da var. 1 Kasım’a giden süreçte bu yetkiyi kullandı. Meclisi feshedip 1 Kasım seçimlerine götürdü. Bugünkü anayasada bana göre bu yetkiyi kullanamazdı çünkü kendisini de feshedecek, o da sandığa girecek. Tayyip Erdoğan bu yetkiyi kullanabilir miydi? Hayır. Toprağın ve sandığın garantisi olmaz. Evet-Hayır meselesini iyi tahlil etmemiz lazım. ‘Evet’ cepte değil. Bu ekonomik kriz biraz daha sıkıntılı olsun, işsizlik biraz daha artsın, milletin cebi biraz daha sıkıntı yaşasın görürüm Tayyip Erdoğan’ı yüzde kaç alıyor. Türk siyasinde neredeyse putlaştırılan, tanrılaştırılan insanlar vardı, hepsi bir noktadan sonra aşağı indi. Her canlı ölümü tadacaktır, siyasi partiler de bir canlı organizma gibidir, onların da bir ömrü vardır. Hele Tayyip Erdoğan gibi, AK Parti gibi, Anavatan Partisi gibi liberal bir anlayışa sahip olan partilerin ömrü MHP kadar uzun olmaz. Kabak gibi çıkarlar, 1 günde giderler. Tayyip Erdoğan ya da Cumhurbaşkanının yetkileri zannedildiği kadar bizi çok mahcup edecek, sıkıntıya sokacak ölçüde değildir” ifadelerini kullandı.

 

HABER: SERHAT ÇİÇEK



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş