Binlerce yıllık tarihi ile Türk dili, millî kültürümüzün ortak ifade aracıdır, kutsal bir mirastır. Karamanoğlu Mehmet Bey’in 13 Mayıs 1277 tarihindeki fermanı, Türkçenin devlet dili olması, gelişmesi ve gelecek nesillere nakledilebilmesinde önemli bir yer teşkil etmektedir. 747 yıl önce yaşanan bu tarihî olay Türk Dil Bayramı adıyla kutlanmaktadır. Türk Dil Bayramı’nın 747. yılı bütün milletimize kutlu olsun!
Türk dili, dil bilimcilerin hayranlıkla incelediği, matematiksel yapısı olan değerli bir dildir. 600.000 bini aşkın kelimesiyle, Dünya’da iki yüz milyon üstü kişiyle, konuşur kişi sayısı bakımından Dünya’da 5. sıradadır.
Ancak hak ettiği değeri maalesef göremeyen dilimiz, yüzyıllardır Arapça ve Farsça ile imtihan etmiş, son yüzyılımızda ise İngilizce ile imtihan etmektedir.
Hep hor görülen dilimizin değerini anlamamız, Türkçe’mize vefa borcumuzu ödeyebilmemiz için kaleme alıyorum bu yazımı. Bir Türk dilbilimcisi değilim. Ama Türkçe karşılığı varken ve bunu biliyorken yabancısını kullanmamaya çalışan bir Türkçe aşığıyım sadece.
Sizler etrafınızı, çarşıdaki tabelaları, arkadaşlarınızın konuşmalarını, sosyal medyanızı, televizyondaki sohbetleri dikkatli incelediniz mi hiç?
1949’dan beri yazacakken tabelada, since 1949 yazıyor.
Arkadaşımızla online görüşmek istiyoruz, çevrimiçi demek dururken.
Kahve zamanı yazamıyoruz hikayemize, coffee time yazıyoruz story’lere.
Yüzyıllardır kültürümüz olan kına gecesine, henna night diyoruz, daha ne olsun!
Geline, bride yazılı sabahlık giydiriyoruz,
Gebeliği pregnant ile ifade edip gebelik ayını monhts, gebelik haftasını week ile aktarıyoruz sosyal medyamızda.
Anneler günüydü ya dün herkes mothers’ını paylaştı durdu mesela.
Pop corn yiyoruz patlamış mısır ağır geliyor.
Benimle evlenir misin değil de, marry me yazarak evlilik teklifi ediyoruz. Cevabı da yes oluyor tabi!
Aşk demekten utanır olduk, love ile ifade ediyoruz sevgimizi.
Doğal değiliz biz naturaliz.
Bebek değil de baby demek daha hoş geliyor kulağa,
Ayrılırken eşimizden dostumuzdan, hoşça kal, güle güle, Allah’a ısmarladık gibi anlamları derin vedalar yerine, soğuk bir by by sözcüğü yapışmış dilimize.
Yabancı dil öğrenmek çok değerli elbette. Bir dil bir insan iki dil iki insan diye boşuna dememiş atalarımız. Ama Türkçe’mizi sevmeyi ve ona sahip çıkmayı bilmeyince, öğrendiğimiz her dili Türkçe’yi baltalamak için kullanıyoruz.
Sözlerime Ata’mızın sözüyle nokta koymak istiyorum. Bu söz neden bize tam aktarılmamış düşünmenizi isterim.
|
AYŞE SÜTOĞLU
EĞİTİMCİ