İnegöl Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah, ülkemize karşı açılan ekonomik savaş ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cerrah konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye, devletiyle ve milletiyle ne siyasi nede ekonomik esareti asla kabul etmez. Şer odaklarının bu dayatmalar mutlaka geri tepecektir” dedi.
negöl Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah, dolardaki dalgalanmalarla ilgili yazılı basın açıklamasında bulundu.
Konu ile ilgili yazılı basın açıklamasında bulunan Cerrah, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemiz, Emperyalist ve siyonist ABD başta olmak üzere bir çok şer odağı ülkenin çıkarmak istediği krizle karşı karşıyadır. Bu komplo, 15 Temmuz!da ülkemizi yıkmak isteyen ve bu yiğit Anadolu halkına diz çöktürmek isteyen iradenin yeni bir komplosudur. FETÖ maşasıyla Türk milletini esir alamayanların yeni girişimidir. Açık ve net olan şudur; Ülkemizi ve bu asil halkımızı siyaseten yıkamayanlar döviz silahıyla yıkmak çabasındadırlar. Karşı karşıya kaldığımız bu durum siyasi veya bir parti meselesi değildir. Mesele bir papaz meselesi hiç değildir. Mesele, müttefik gibi görünen ama kendi iktidarları uğruna tüm dünyayı yok edecek kadar zalim olan ABD öncülüğündeki şer güçlerin, dünyayı yeniden dizayn etme meselesidir. Bu bayat filmi daha öncede izlemiştik. Türkiye, devletiyle ve milletiyle ne siyasi nede ekonomik esareti asla kabul etmez. Şer odaklarının bu dayatmalar mutlaka geri tepecektir. Türkiye üzerinden dünya devletlerini bir tercihe zorlamak, Türkiye’ye destek olan ülkelere ayar vermeye kalkışmak tam anlamıyla çeteciliktir ve mafyacılıktır”
“Çıkarılmak istenen bu krizden, yöneticiler ve millet olarak gerekli dersleri çıkarabilirsek, kriz bizim için bir fırsata dönüşebilir. Deprem; hazırlıksız ve bilinçsiz ülkeleri yıkar. Petrol, kaynak sular, yer altı madenleri çoğu defa bir deprem veya doğal afet sonrası ortaya çıkarlar. Millet olarak bize düşen görev; devletimizin yanında dik ve sağlam durmak ve büyük fotoğrafı görebilmektir. Yıkıldığımız an akbabalar ve sırtlanlar her daim hazır beklemektedirler. Devletin olmadığı yerde, makamın da, paranın da, şöhretin de hiçbir önemi ve anlamı yoktur. Bu gemi hepimizindir, su alırsa hepimiz kaybederiz. Adamlık ve vatan sevgisi böyle zamanlarda belli olur. Bu ülkede yaşayıp bu milletten para kazananlar, yeri geldiğinde yine bu devlet ve millet için parasını harcayabilmelidirler”
“Kriz zamanları kurnazlık yapanlar, krizi ranta çevirmek için keyfi zam yapan firmalar da mercek önüne alınmalıdır. Bu konuda maliye ve esnaf odaları sorumlu ve duyarlı olmalıdır. Burada birkaç konunun da altını çizmek gerekir. Türkiye, taşımış olduğu misyon gereği ekonomik olarak ta siyasi olarak ta çok güçlü olmak zorundadır. Bunun için özellikle iş insanlarımız bir araya gelmeli ve tüm dünyaya marka olacak yeni ürünler çıkarmalıdırlar. ‘Başka yerde şubemiz yoktur’ tarzı ilanlar yerine, birleşerek dünyanın her yerine zincirler açmak zorunadırlar. Bakın Sadece Güney Kore merkezli Samsung firmasının yıllık ihracatı yaklaşık 250 milyar dolardır. Bu rakam Türkiye ihracatının yaklaşık bir buçuk katı kadar. Tüm Türkiye’nin ürettiği mobilya, IKEA firması kadar bile değildir. Hollanda’da sadece bir sera bahçesinden 1 milyar avro ihracat yapan firmalar var. Hamal ürünler yerine teknolojik ve bilgiye dayalı ürünler yapmak zorundayız. Allah’ın insana verdiği en büyük nimet olan aklı, ön plana çıkararak hem kendi ülkemiz için ve hem de tüm dünya için yeniz çözümler bulmak zorundayız. Ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin en büyük özelliği de budur. Ayrıca, hamaset yaparak, sürekli hakeme ve sahaya bahane bularak ta bir yere varamayız. Muhalefetiyle iktidarıyla, ekonomistiyle sosyologuyla, ilahiyatçısıyla mühendisiyle, iş insanıyla teknisyeniyle, kadınıyla erkeğiyle el ele vererek başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyayı daha müreffeh ve daha yaşanılabilir bir hale getirmek zorundayız. Büyük devlet hayali kuran insanların yapması gereken de budur”