YÜREĞİMİZ YANDI

İnegöl Kent Konseyi Doğal Afet Çalışma Grubu Başkanı Burak Kılınç, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 20. Yıldönümü nedeni ile açıklamalarda bulunarak, “On binlerce canımızı kaybettik. Yüreğimiz yandı. Bir doğa olayı afete dönüştü” dedi.

Yayınlama: 18.08.2019
555
A+
A-

İnegöl Kent Konseyi Doğal Afet Çalışma Grubu Başkanı Burak Kılınç, Marmara Depremi’nin yıldönümü nedeni ile yazılı basın açıklamasında bulundu.

 

Kılınç, yazılı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “20 yıl önce bundan birkaç saat sonra bir acı yükseldi bu coğrafyada. İzmit‘te, Adapazarı‘nda, Gölcük‘te, Yalova‘da, İstanbul‘da büyük Marmara depremi ile yıkıldık. On binlerce canımızı kaybettik. Yüreğimiz yandı. Bir doğa olayı afete dönüştü. Artık hepimiz biliyoruz, Ülkemiz dünyanın en etkin ve yıkıcı deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte birçok yıkıcı deprem olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir. Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, yurdumuzun %92‘sinin deprem bölgesi içerisinde yer aldığı, nüfusumuzun %95‘inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98‘i ve barajlarımızın %93‘ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir. Son 60 yıl içerisinde depremlerde, sayısı altmış bine ulaşan vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yüz yirmi bini aşkın kişi yaralanmıştır. Yaklaşık olarak 420.000 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Bugün 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 20. yıldönümüdür. Son yüzyılın ülkemizdeki en büyük felaketi olarak hafızalarımıza kazınmış bu geceyi, her yıl inatla yeniden hatırlayacak, alınması gereken tedbirleri defalarca tekrarlayacağız ve ülkemizi olası bir afete karşı denetimli, kontrollü ve planlı bir hale getirmek için hepimize düşen çalışmaları yapacağız. Dünyadaki depremlerin 1/5‘ini oluşturan deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde, kısa vadelerde pek çok yıkıcı deprem yaşanmıştır. Topraklarımızın %92‘si deprem tehlikesi altındadır. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, 7,4 şiddetinde yaklaşık 45-50 saniye sürmüş ve binlerce vatandaşımızın yaşamını yitirdiği bir afet yaratmıştır” dedi.






 

Konuşmalarını sürdüren Kılınç, “İnegöl Kent Konseyi Doğal Afet Çalışma Grubu önerilerimiz; Kentsel Dönüşüm uygulamalarının vatandaşlarımızın yararı ve bilimsel verilerin paydasında ilerletilmesi gerekmektedir. Vatandaşlarımızın barınma ve yaşam hakkı her daim yöneticilerin önceliği olmalıdır. Olası bir deprem durumunda ilk ihtiyacımız olan şey toplanma alanlarıdır. Bunların kullanıma hazır hale getirilmesi önem arz etmektedir. Elbette büyüyen ve gelişen ülkemizin yapılaşma, Ulaşım planları, alt yapı, sosyal donatı alanları, eğitim yapıları, sağlık yapıları, İbadethaneler, yeşil alanlar, bir bütün olarak ele alınmalıdır. 15 Temmuz 2016 gecesi; Her türlü tehdide karşı ülkemizi ve geleceğimizi savunmak için tek yürek olabilen ve tüm dünyaya örnek bir tablo sergileyen bizler, deprem tehdidine karşı da bilimsel ve akılcı verilerle hareket edebilir, depremi tehdit olmaktan çıkarabiliriz. Yapılması gereken; önceliklerimizin, insan olması, yaşama ve barınma hakkı olmasıdır. Bizler mimarlarımızla, mühendislerimizle, şehir plancılarımızla, Resmi Kurum Kuruluşlarımızla ve STK’larımız  olarak ülkemizin daha iyiye ulaşması için topyekûn taşın altına elimizi koymalıyız. Olası bir depremde can ve mal kayıplarının en aza indirilebilmesi için çalışmak hepimizin doğal görevidir. İnegöl Kent Konseyi Doğal Afet Çalışma Grubu olarak, Büyük Marmara depreminin 20. Yılında, bir daha bu acıları yaşamamak için 7’den 70’e herkesi sadece bilgilenmeye değil, bilinçlenmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş