Dünya mı Ahiret mi? Siz hangisini tercih ederdiniz? Bunun cevabını isterseniz birlikte verelim, kendimize soralım. Ey nefis! Ebu cehil karpuzu misali (dışından tatlı gibi gözüküp içi acı olan) geçici zevkler, lezzetler ve belki bir gün daha da çok zengin olursun diye kendisinin peşinden sürükleyen ve bizi aldatan dünyayı mı istiyorsun? Yoksa ebedilik diyar-ı olan hiçbir […]
Dünya mı Ahiret mi?
Siz hangisini tercih ederdiniz?
Bunun cevabını isterseniz birlikte verelim, kendimize soralım.
Ey nefis! Ebu cehil karpuzu misali (dışından tatlı gibi gözüküp içi acı olan) geçici zevkler, lezzetler ve belki bir gün daha da çok zengin olursun diye kendisinin peşinden sürükleyen ve bizi aldatan dünyayı mı istiyorsun?
Yoksa ebedilik diyar-ı olan hiçbir şekilde istemeye bile gerek kalmadan her şeyin sınırsız olduğu bitme tükenme korkusu olmadan bütün zevklerin lezzetlerin ve arzuların düşündüğün anda karşına gelip istifadene sunulan ve bunlarında en başında gelen Allah Teâlâ’nın rızasının ve onun Cemalini görebilme ve efendimiz s.a.v ile komşu olabilme imkânı bulunan Ahireti mi istiyorsun?
El-Cevap = Nefsimiz bize büyük ihtimalle der ki; Tabii ki dünya! Senin daha dünya da yapacak çok işin var daha gençsin ‘şu da var ki nefis yaşlanmıyor onun için istekleri de bitmiyor doğal olarak’ hayatını yaşa daha birçok gezmediğin, göremediğin yerler tatmadığın yüzlerce lezzet ve zevkler var. Sanki bunların hepsini yaşayacak ömrümüzün olduğunu garanti edercesine bize cevap verir.
Ama kaçamayacağımız ve ne kadar kaçsak da kendimizden bile gizlesek de (Saniyenin 1000/1 inde) her canlı için gelecek olan hiç sona ermeyecek gibi dünyaya sıkıca tutunanlar için söylüyorum bütün zevkleri, lezzetleri ve arzuları sona erdiren ölüm vardır. Ama Ahretini düşünüşte Allah Teâlâ’nın rızasına uygun olarak dünyayı köprü gibi gören bir yolcu misali yaşayıp geçici zevklere aldanmayan kimseler için ise ölüm bir başlangıçtır.
Bunu bize unutturanda nefsimiz, nefsimizi bu kadar güçlendiren ise doğrudan biziz.
Bakın Efendimiz s.a.v böyle buyuruyor; “Dünya sevgisi her hatanın başıdır. Bir şeyi sevmen seni kör yapar, sağır eder.’’ (Ebu Davud, Beyhaki)
Dünyaya, Allah Teâlâ’ya güzel bir şekilde kulluk yapmak için geldiğimizi unutmamamız ve dünyaya dalıp aldanmamamız gerekir. Salih kimselerle birlikte olmamız ve onların yolundan gitmemiz icap eder ki dünyaya aldanmayalım.
Sonuç olarak sözlerin en doğru olanı ve en güzel cevabı Efendimiz s.a.v in hadisinden öğrenelim; ‘’Tüm düşüncesi ahiret olan kimsenin kalbini Allah zengin kılar,onu derler toparlar ve dünya ona gelip boyun eğer.Kimin de bütün kaygısı dünya olursa,Allah onun gözleri arasına fakirlik yerleştirir,işlerini darmadağın eder.Dünyadan da ona,sadece kendisi için takdir edilen şey gelir.’’ (Tirmizi)