Bakanlık, hastalıkla ilgili kamuoyundaki soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla toplumu bilgilendirmeye yönelik yeni bir duyuru yayımladı.
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce yayımlanan bilgilendirmede beta hastalığı, nasıl bulaştığı, belirtileri, tedavisi ve hangi durumların acil olduğuna ilişkin tüm detaylara yer verildi.
Buna göre, toplumda “beta” olarak bilinen “A grubu beta-hemolitik streptokoklar” boğaz, burun ve ciltte yaşayan bakteriler, büyük bölümü boğaz iltihabı ya da ciltte enfeksiyon şeklinde görülen, kısmen hafif seyreden bakterilerin sebep olduğu enfeksiyon, kızıl hastalığı, ateş, boğaz ağrısı ve döküntüyle seyrediyor. Halihazırda bu bakteri enfeksiyonunu önleyen bir aşı bulunmuyor.
Strep-A, nadiren ciddi ve hayatı tehdit eden enfeksiyonlara neden olabiliyor. Bu durum, bakterinin kan, kas veya akciğer dokusuna girmesiyle ortaya çıkıyor.
Geçirilmiş viral enfeksiyonlar, ciddi, hayatı tehdit edici streptokok enfeksiyonlara yatkınlığı artırıyor.
Bilgilendirmede, Strep-A konusunda bazı ülkelerde hayatı tehdit edici vaka sayılarında 2022 itibarıyla belirgin artış bildirildiği, özellikle eylül ayından itibaren İngiltere, İrlanda, Fransa, Hollanda, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden vaka bildirimleri yapıldığı aktarılarak, “Dünya genelinde ise Avustralya, Yeni Zelanda’dan da artmış vaka bildirimleri bulunmaktadır. Özellikle İngiltere ve Hollanda’dan ölümle sonuçlanan vakalar da bildirilmiştir. Ülkemizden de az sayıda vaka bildirimi yapılmıştır.” ifadesine yer verildi.
Yapılan bilgilendirmeye göre, Strep-A, hasta kişilerin öksürme ve hapşırmasıyla yayılan damlacıklara doğrudan maruz kalmakla veya mikrobun yayıldığı yüzeylere dokunduktan sonra elleri yıkamadan ağız, burun veya göz temasıyla bulaşabiliyor.
Ayrıca, derideki enfekte yaralara doğrudan temasla da hastalığın bulaşma ihtimali bulunuyor.
Hasta olan kişilerde antibiyotik tedavisinin 24 saatinden sonra bulaştırıcılık sona eriyor.
– Ani başlayan ateş ve boğaz ağrısı en önemli belirtileri
Hastalığın ana belirtileri arasında ani başlayan ateş, ani başlayan boğaz ağrısı, boyun lenf bezlerinde büyüme ve ağrı, baş ağrısı, halsizlik bulunuyor. Bazı vakalarda mide bulantısı, karın ağrısı, kusma, vücutta yaygın döküntü, kızarıklık da görülebiliyor.
Burun akıntısı, öksürük, soğuk algınlığı bulguları olan kişilerde A grubu beta-hemolitik streptokok enfeksiyonunun olma olasılığının çok daha düşük olduğu belirtiliyor.
Strep-A’nın tedavisine enfeksiyon ilerlemeden, erken dönemde başlanması hastalığın ağır tablo oluşturma riskini önlemede büyük önem taşıyor.
Hastalık tanısında doktorun önerdiği antibiyotik tedavisiyle tam iyileşme sağlanıyor ve böylelikle olası kötü sonuçların önüne geçiliyor. Bu nedenle antibiyotiğin mutlaka hekimin önerdiği şekilde ve sürede kullanılması öneriliyor.
A grubu beta-hemolitik streptokok boğaz enfeksiyonu olan kişilerin antibiyotik tedavisinin 24’üncü saati tamamlanana kadar işe, okula veya kreşe gitmemesi gerekiyor.
Ailelerin Strep-A enfeksiyonunun gelişimini önlemek ve kontrol altına almak için bazı belirtileri dikkate alması önem taşıyor.
Buna göre, çocukta ani başlayan ateş ve boğaz ağrısı varsa ancak viral enfeksiyonu düşündürecek hapşırık, öksürük ve burun akıntısı gibi şikayetleri bulunmuyorsa, ağrı kesici ve ateş düşürücüye karşın ateşi düşmüyor ve kötüye gidiyorsa, normalden az besleniyor, sıvı almıyorsa, vücudunda yayılan kızarıklık ve döküntüler oluşuyorsa aile hekimine ve hastaneye başvurulması gerekiyor.
Ayrıca 38 derece ve üzerinde ateşi olan 3 ayın altındaki bebekler ile 39 veya daha yüksek ateşi olan 3 aydan büyük bebeklerin de mutlaka doktora götürülmesi öneriliyor.
Şayet çocuklarda hırıltılı soluma, nefes alırken karnının kaburgalarının altından içeriye doğru çökmesi gibi belirtilerle görülen nefes almakta zorlanma, nefes almada duraklama, hızla yayılan yaygın vücut döküntüleri, cilt, dil veya dudaklarda morarma, deride solgunluk veya soğuk-nemli hissetme, kasılma-bayılma gibi nöbetler ve uyanmama gibi durumlar söz konusuysa hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’nin aranması veya en yakın acil servise başvurulması gerekiyor.
Strep-A enfeksiyonunu en iyi önleme yolu ellerin sıklıkla sabun ve suyla yıkanması. Ayrıca tabak, bardak, çatal, çamaşır, havlu gibi kişisel eşyaların ortak kullanılmaması, öksürürken veya hapşırırken ağız ve burnun bir mendille kapatılması da hastalığı önlenme yolları arasında sıralanıyor.
Bunun yanında ailelere, çocuklarının aşı takvimini ve aşılarını kontrol etmeleri, eksik aşıları varsa en kısa sürede aile hekimine başvurmaları öneriliyor. Büyük çocuklar ve altta yatan hastalığı bulunan yetişkinler için de aşılar bulunuyor. Bununla ilgili de aile hekimlerinden bilgi alınabiliyor.