Bilkent Şehir Hastanesi’nde Ankara İl Sağlık Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe, Koordinatör Başhekim Aziz Ahmet Surel ve uzmanların katılımıyla Dünya Hepatit Günü farkındalık etkinliği düzenlendi.
Buradaki konuşmasında hepatitlerin bulaşıcı hastalıkların önemli ve büyük bir kolu olduğuna, sağlık çalışanlarının da sık sık hepatit riskiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Kurtcebe, “Hepatit A ve Hepatit B aşıları Bakanlığımızın aşı takviminde yer alıyor. Bu hastalığa karşı tedbir ve korunmanın yanında olmazsa olmaz etken bağışıklama yani aşılanma.” ifadesini kullandı.
Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Surel ise hepatit konusunda hem toplumsal hem de sağlık çalışanları arasında farkındalığın oluşturulmasının büyük önem taşıdığını ve düzenlenen etkinlikte de uzmanların bu hastalığa ilişkin önemli bilgileri paylaşacağını anlattı.
Bilkent Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Rahmet Güner, etkinlikte hepatitlere ilişkin sunum yaptı.
Hepatitin sessiz, sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu, bazen siroz ve kanser aşamasına gelmeden belirti göstermediğini vurgulayan Güner, “Dünyada yaklaşık 325 milyon kişinin hepatitten etkilendiği ve bu kişilerin bir çoğunun tedavi erişiminin kısıtlı olduğu biliniyor. Ancak bunun yanı sıra tedavide çok önemli mesafeler de kat edildi. Aşılama sayesinde Hepatit A ve Hepatit B’den korunmak mümkün.” diye konuştu.
– “Her 3 yetişkinden 1’i Hepatit B virüsüyle karşılaşıyor”
Dünya Sağlık Örgütünün başlattığı eliminasyon programı kapsamında 2030’a kadar hepatit hastalarının yüzde 90’ının tanı alması, yüzde 80’inin tedaviye erişmesi ve hastalığa bağlı ölümlerin de yüzde 65’inin önlenmesinin hedeflendiğine dikkati çeken Güner, Türkiye’de Hepatit B’ye karşı bağışıklık taşıma oranının yüzde 4 civarında olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Güner, “Buna karşın genel olarak elimizdeki güncel verilere baktığımızda, 18 yaşın üstünde her 3 kişiden 1’i Hepatit B virüsüyle karşılaşıyor. Bölgeler arasında da elbette ciddi farklılıklar var. Hepatit C açısından da yapılan çalışmalarda farklı oranlar bulunsa da pozitiflik oranının 1000’de 5 ile 100’de 1 arasında olduğunu söyleyebiliriz.” bilgisini paylaştı.
Türkiye’de Hepatit A ve Hepatit B aşılarının rutin çocukluk çağı aşılamaları içerisinde yer aldığını, 2018’de Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı’nın yayımlandığını anımsatan Güner, “Bu, Türkiye’de hepatit konusunda sıkıntılı noktalara nasıl çözüm bulunacağını 8 ana stratejide derleyen, atılacak adımların net bir şekilde belirlendiği önemli bir program.” dedi.
Programın farkındalık çalışmaları, aşılamaya ve tedaviye erişim üzerine yoğunlaştığını anlatan Güner, “Bu program ve öncesinde yapılan çalışmalarla, Hepatit A görülme sıklığında ve Hepatit B’nin akut formlarında belirgin bir azalma sağlandı. Ülkemizde yüzde 98’lere varan aşılama oranları da yeni neslin daha sağlıklı bir şekilde hayata başlaması yönünde çok ciddi bir adım.” ifadelerini kullandı.
Hepatit B’nin anneden bebeğe geçişinin önlenmesi için anne adaylarında, ayrıca risk grubundaki damar içi ilaç kullanıcılarında hepatit taramalarının zorunlu hale getirildiğini anımsatan Güner, tüm bu çabalara karşın Hepatit B ve Hepatit C’nin erişkin hasta grubunda sinsi bir şekilde devam ettiğini, yapılan bir çalışmada hastaların farkındalık oranının sadece yüzde 12 olarak gösterildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Güner, DSÖ ve Sağlık Bakanlığı önderliğinde ülke genelinde hem halka hem de sağlık çalışanlarına yönelik bilinçlendirici çalışmalar yürütüldüğünün altını çizdi.
Gastroenteroloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Derya Arı da sunumunda hepatit tedavisinde gecikmenin oluşturduğu ekonomik maliyet ve sağlık sistemi üzerindeki yüke ilişkin bilgileri paylaştı.