GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARILMALI

İnegöl Belediyesi tarafından ilçenin bilinmeyenlerinin ortaya çıkacağı, geçmişin bugüne ve geleceğe olan yansımalarını sağlayacağı adeta tarihe not düşülecek uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olan “Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu”56 bildirinin ardından yapılan değerlendirme programıyla son buldu

Yayınlama: 16.10.2016
810
A+
A-

. Programda açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Belediyelerin asli unsurları fiziki değişim gibi gözükebilir ama nihayetinde o insanlardaki psikolojik değişim ve dönüşüm

 

İnegöl’e büyük bir değer katacak, hem geçmişine hem de geleceğine ışık tutacak olan Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu, gerçekleştirilen bildirilerin ardından düzenlenen değerlendirme programı ile sona erdi.






 

EN YOĞUN KATILIMLI İLÇE SEMPOZYUMU

Cumartesi günü Hotel Angelacoma’da gerçekleştirilen değerlendirme programında konuşan Prof. Dr. Mefail Hızlı, “Toplam14 oturum halinde açılışı ve değerlendirme de dâhil olmak üzere yapılan, yapılmakta olan Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu sonlanmış bulunuyor. Dolu dolu geçen oturumlar, takip ederken baş döndürdü. Her salonu takip etmeye çalıştık. 56 bildiriyi de çok başarılı buldum. Diğer ilçelerden yaptığımızdan farklı olarak bir hususun altını çizmek istiyorum; katılımcıların bu kadar yoğun olduğu bir ilçe sempozyumu görmemiştim. İnegöllü kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz.Bu ilgi bundan sonra da İnegöl’ün bir sempozyumu hak ettiğini işaret ediyor. Ümit ediyoruz bu da en kısa zamanda gerçekleşir. Yurtiçi ve yurtdışından gelen değerli bilimadamlarının katılımlarıyla dolu dolu geçen program Bursa ve Osmanlı tarihine çok büyük katkılar sağlayacak” dedi.

 

İNEGÖL’ÜN MARKALARININ İÇERİKLERİ ÖĞRENİLDİ

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Cafer Çiftçi ise, “2 günlük sempozyumun sonuç bildirgesine gelindiğinde ilk gün Kent Müzesinde güzel oturumlarla başlayan sempozyumumuz sona eriyor. Birçok sunumlar yapıldı. Bir kısmına katılabildim. Bunlarda belli başlıklar içerisine aldığım konular vardı. İnegöl sempozyumunun içeriğinde yer alan bildirileri 5 başlık çerçevesinde değerlendirdiğimde arkeolojik yönüyle eski kalıntıların neler olduğunu dinledik. Bu süreçte omurgalı fosil yatakları, sikke koleksiyonu gibi bir takım konularda önemli bilgiler verildi. Burası 15 milyon yıl öncesine ait mamut fosillerinin bulunduğu bir coğrafya ve bu İnegöl Kent Müzesi’nde de sergileniyor. Denizde yaşayan canlıların kabuklarının bulunduğu önemli bir bölge. Bunlar değerlendirildi. Sempozyumda İnegöl’ün adının nereden geldiğini, İnegöl’ün nasıl kurulduğunu dinledikten sonra kültür yönüyle İnegöl’e marka katan birçok kavramın içeriğini de öğrenmiş olduk. Mobilyasından köftesine birçok şey dillendirildi. Mobilyanın Osmanlı’dan gelen kürek, yelken direği gibi birtakım araçların üretimiyle başladığını biliyoruz. 1892’de Balkan göçleri sayesinde İnegöl köftesinin ilk yapıldığı süreci öğrenmiş olduk. Bu süreçte ayçiçeği, mehteri, halk oyunları, edebiyatı, nüfus çeşitliliği, Ermeniler, Osmanlı-Rus savaşıyla bölgeye gelen göçmen grupları, Gürcüleri, Ahıska Türklerini, İnegöl logosunu öğrenmiş olduk. Bu logo konusunda birtakım hususlara dikkat edilmesi gerekildiği dillendirildi. Ünlülerin çok fazla olduğu öğrenildi. Emin Acar’ın hayatına değinildi. İnsanlara ipuçları verildi. Geyikli Baba’sından tutun İshak Paşa’sına, Şeyh Kasım Efendi’sine, İnegöllü şair Ahmet Necdet’ine kadar birçok kişinin bu topraklarda doğup yaşadığını, hizmet verdiğini dinledik. Kurumlar, kaynaklar yönünden İnegöl’deki malikâne sistemi, İnegöl’deki yaşam, sosyo-ekonomik durumu anlatan konuşmalar, İnegöl Belediyesi’nin tarihçesi sunuldu. İTSO’nun tarihçesi sunuldu. Kurum açısından da birçok bilgiyi İnegöl için anlamış olduk. Babasultan Külliyesi, İshakpaşa Külliyesi, Osmanlı dönemindeki imar faaliyetleri, eski döneme ait kalıntılar ve Kulaca Kalesi’nin nerede olduğu ve önemi gibi meseleler dillendirildi. Bu sempozyum ilçeyi aşmış durumda. Gayet başarılı ve güzel bir şekilde tamamlandı. Bu çerçevede geleceğe yönelik ne yapılabilir denildiğinde ipekböcekçiliği, at arabacılığı, İnegöl’ün gümüş madenciliği gündeme geliyor. Sunumlar gayet güzel ve başarılıydı. Ev sahipliğini yapan Belediye Başkanımız ve personeli bizi çok güzel ağırladı ve çalışmalara katkı koydular” şeklinde konuştu.

 

“İNEGÖL ARKEOLOJİK AÇIDAN ZENGİN BİR BÖLGE”

Azerbaycan’dan sempozyuma katılan Prof. Dr. Aziz Novruzlu, “Çok sempozyum ve konferanslara katıldım ama bu kadar güzel düzenlenen sempozyum çok az oldu. Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. İnegöl arkeolojik açıdan çok zengin bir bölge. Bu nedenle 19. yüzyıldan başlayarak Avrupa arkeologları İnegöl’e gelmiş, burada incelemelerde bulunmuş, İnegöl’de gördükleri yerleşimler hakkında değerli fikirler yazmışlardır. Bu fikirlere bağlı olarak Uludağ Üniversitesi Arkeoloji bölümü Prof. Dr. Hakan Mert’in değerlendirmesini dinledik. Avrupa seyyahlarının İnegöl hakkındaki yazdıkları sempozyumun arşivinde duruyor ve yayınlanacak. İnegöl yakın doğudanbaşlayan ticari göç yollarının kesiştiği bir noktadadır ve bu yollar Yakın Doğu ileAvrupa arasındaki eski ticari ilişkilerin kesiştiği bir noktaydı. İnegöl aynı zamanda Avrupa ile Yakın Doğu arasındaki kültür ve ticari ilişkilerinin kesiştiği yer değil Sibirya’dan Kuzey Kafkaslara, Doğa Anadolu’dan İnegöl’e istikametlenen ticari ilişkilerin, kültürlerin kesiştiği bir noktadır. İnegöl’de şuana dek arkeolojik kazılar yürütülmemiştir. Bütün bunlara rağmen Uluda ÜniversitesiArkeologları gayret ederek ön araştırmalar yürüttü ve İnegöl’ün çok eski çağlardan kültür bölgesi olduğunu keşfettiler. İnegöl eski çağlardan beri insanların göç ettiği birbölge olmuştur. Eğer arkeolojik araştırmalar devam ederse bunun daha eski tarihlere uzanacağına eminim.  Araştırmalar henüz başlangıç aşamasındadır ve devam ettirilmelidir. Çok önemli ve yüksek seviyede sunumlar yapıldı. Umarım ki İnegöl’ün tarih, kültür ve ekonomisinin araştırmalarında önemli birer kaynak olacaklar” diye konuştu.

 

ÖNEMLİ ŞEYLER KATACAK

Sempozyum Düzenleme Kurulu üyesi Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim ise, “İnegöl’de ilk defa böyle bir sempozyum yapıldığını duyduk. 2 gündür İnegöl’ün tarihini ve kültürünü değerlendiriyoruz. İnegöl’e önemli şeyler katabildiğimizi ümit ediyorum. Bu çalışmaları yaklaşık 1,5 yıl önce başlamış olduk. Sonrasında bir kesinti oldu fakat tekrar toparlayıp bugüne geldik. Geliş sürecimizde düzenleyen 2 kurumumuz, Belediyemiz ve üniversitemiz, paydaşlarımız, sempozyum onur kurulumuz ve bilim kurulumuz, dinleyici misafirlerimize teşekkür ediyorum. Bugüne gelmemizde hatalarımız varsa, şikâyetleriniz bizim kurulumuza iletilebilir. Methiyeleriniz varsa bunları da Başkanımıza iletiniz. Onun desteğiyle, gayretli personelini bizimle yürümeye kattığı için ona iletiniz. Ulusal niyetle başladığımız bu adımı sonrasında katılımların zengin olması nedeniyle Uluslararası konuma çevirdik. Çok fazla katılım talebinde bulunuldu. Bu zenginlik ve çeşitlilik dolayısı ile kategori uluslararası çerçeveye uyum sağladı ve seviye yükselttik. Bu yönüyle başarılı olmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.

 

İNEGÖL’ÜN ALDIĞI GÖÇLERLE İLGİLİ BİR ÇALIŞMA YAPILMALI

Bir kez daha söz alan Prof. Dr. Mefail Hızlı, “İnegöl gibi bir yerleşim biriminden uluslararası sempozyum tuhaf kaçabilir fakat 95-96 tebliğin gelmesi büyük bir ilginin olduğunu gösteriyor. Bu bundan sonraki süreçte bize bazı sorumluluklar getiriyor. Bu sempozyumda dikkatimi çeken hem ülkemiz dışında hem ülkemizin değişik üniversitelerinden gelen bilim adamlarının yanı sıra genç akademisyenler dikkatimi çekti. İnegölle ilgili dert edinmelerini önemsiyorum. Bundan sonra da gençlerimizin bu ilgilerinin devam etmesini arzu ediyorum. 30 yıl boyunca Osmanlı arşiviyle ömrü geçen bir kardeşiniz olarak İnegölle ilgili söyleyeceğim çok şey var. Şer’iye sicilleriyle ilgili bir tebliğ oldu, İnegölle ilgili şer’iye sicilleri halen muhatap arıyor. İnegöl’ü tanımak adına gençlerimize ihtiyacımız var. Buraya doğru kameraların çevrilmesi biraz da yöneticilerimizin talebiyle de paralellik arz ediyor. Yöneticilerimiz bu konuda bir talep içerisinde olurlarsa bilim insanları buna talep gösterir. Bundan sonra da bunun devam edeceğini düşünüyoruz. 1870-2020… 150. yılda İnegöl diye bir sempozyum yapmak istediğimizi belirtmek istiyorum.  İnegöl’ün ünlüleriyle ilgili işaret edilmişti, iz bırakanlarla ilgili bir sempozyuma ihtiyacımız var. Yaşlılardan bahsetmiyorum, gençlerimiz hiç değerlerden haberdar değil. Geyikli Baba şuan idari anlamda Kestel’e bağlı ama bütün tarih kitaplarında İnegöl olarak yazar. Herkes halen İnegöl olarak biliyor ve İnegöl öylesine değerli insanlar yetiştirmiş ki biz bunları tanımak konusunda ne kadar aciz kaldığımızı da fark ediyoruz. Emin Acar basit bir isim olarak zihinlerinizde yer almasın. Bir siyasinin tasavvufi kimliğini, ahlaki kimliğini de nasıl örtüştürebildiğini gösteren, kendisiyle tanışma fırsatı bulduğumuz bir insan. Onun vasiyetlerinden biri Süleyman Çelebi Hz.’nin Çekirge’de Yoğurtlu Baba Tekkesi’nin orada cami bulunduğu bilgisine ulaştık, buna ne kadar çok sevindiğini biliyorum. Bu ülkenin tarihi ile ilgili çok az insan bu kadar dertlenmiştir. Emin Acar’ın ölümünün sene-i devriyelerinde programlar yapılmalı ve İnegöl’ü İnegöl yapan şahsiyetler ele alınmalı. Tarih boyunca bizim hem sicillere yansıyan hem arşiv bilgilerine yansıyan hem de diğer eserlerde fark ettiğimiz bir şey var. Bu bölgenin en makbul kerestesi İnegöl’den çıkıyordu ve Gemlik Tersanesi’nde kanyonların yapılması için kerestelerin buradan gelmesine yönelik yıllarca talepler olmuştu. Bursa’da Işıklar Askeri Lisesi’nin ilk binasının ahşapları buradan gitmiştir. O dönem padişahın da titrediği bir kurumun yapımı için ahşaplar buradan gitti. İnegöl’ün mobilyaya evrilen süreçten bahsedildi fakat İnegöl’ün demografisi bakımından değerlendirdiğinizde İnegöl tarih boyunca göç almıştır. İnegöl’ün tarih boyunca aldığı tüm göçlerle ilgili bir çalışma yapılması lazım. İnegöl kazasında Osmandere mevkiinde Çerkez muhacirlerinin yerleştikleri Sultaniye köyü var. İnegöl’ün hazine arazisinde Boşnak muhacirler Mecidiye adlı bir köye yerleştirilmiş. Mecidiye ismi şuanda yaşamıyor. İnegöl’de devlet arazisinde Pelitli diye bir bölgede Bosna muhacirleri bulunuyor. İnegöl’ün Domaniç tarafında Bulgaristan muhacirleri Ruşen köyünde yer almışlar. İnegöl’ün Ahu dağı şuanda Ahi tarzında telaffuz ediliyor, orada Osmanpazarı muhacirleri Mahmura adlı bir köye yerleştirilmişler. Bugün bu köy de yok. 130 sene önce var olduğu bilinen köyler şuanda ismen yaşamıyor. 56 bildirinin bir kitaba dönüşmesi basit değil. İnegöl’e şuanda gerçekten büyük bir enerji ve oksijen verildi. Bundan sonra gençlerimizin, İnegöllü kardeşlerimizin elinde akademisyenlerin üzerinde durduğu, bilimadamlarının İnegöl’e yüzünü çevirmesini sağladınız. Başkanımıza bu konuda teşekkür ediyorum. Bu konuda irade göstermeyebilirdiniz ama İnegöl’e yapmış olduğunuz birçok çalışmanın yanında kültürel bir çalışmaya da imza attınız. O kitaplar kütüphanelerde bulunduğu sürece siz ilk sempozyumun düzenleyicisi olarak yer alacaksınız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bugün bir güzellik varsa bu güzelliğin asıl mimarı Başkanımızdır. Tüm hocalarımıza, her zaman bu tür faaliyetlerde katkı verdiklerini gördüğümüz bilim insanlarına teşekkür ediyorum.”

 

ŞEHİRLERİN DE RUHLARI VARDIR

Son olarak söz alan Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “2 günün finaline geldik. Nasıl bu sürece geldik ve bundan sonra neler yapabiliriz, buradan ne çıkarımlar sağlayabilirizin hesabındayım. Belediye Başkanlığının şartları belli. Ne yapar? Kimine göre mühendislerden kimine göre iktisatlardan kimine göre sosyologlardan kimine göre memurlardan olmalı. Velhasıl 1 kişi Belediye Başkanı oluyor. İnegöl 249 bin 100 nüfusa sahip. Belediyenin önünden geçmiş bir adam değildim. Belediye işleyişini bilmezdim. 1 seçimde Belediye Başkanı oldum. 1 Nisan 2004’te başladım. Belediyecilik kimine göre altyapı, üstyapı yapmak kimine göre ekonomiye destek vermektir. Ama aslında bunların hepsi bir bütündür. Şunu çok net biliyorum, insanların bir dili, bir anlayışı, bir yaşayışı, bir ruhu olduğu gibi şehirlerin de bir ruhu vardır, şehirlerin de bir geçmişi ve gittikleri bir istikamet vardır. Bu şehri tamamen boşaltıp tüm her şeyini yenilesek var olan problemlerin ne kadarını çözeriz? Pek bir şeyi çözemeyiz. Binaları paylaşırken bile kavga çıkar. Belediyelerin asli unsurları fiziki değişim gibi gözükebilir ama nihayetinde o insanlardaki psikolojik değişim ve dönüşümü de hesaba katmak lazım. Şehirlerin o yüzden bir ruhları vardır ve geleceğe bakarken geçmişten çıkarımlar yapmak gerekir. İnegöllü müsün diye sorarlar. Kimdir İnegöllü? Ben Kafkas göçmeni bir ailenin 3. kuşağıyım. Karadenizli arkadaşım bana ‘Kusura bakma, biz buraya pasaportla gelmedik’ dedi. Dolayısı ile biz pasaportla gelmiş olduk. İnegöllü müsün? Evet, İnegöl’de yaşayan, İnegöl’de katma değer üreten, emekli, sanayici, işçi olsun bu şehirde yaşayan herkes İnegöllüdür. İnegöllülüğün oranı tartışılmaz. Kim kurallara uyuyor, komşusunun hakkını yemiyorsa en iyi İnegöllü odur. Kent Müzemizin yoktu. İlk gittiğimiz birkaç şehirde bizi şehir müzelerine götürdüler, hiç ilgi duymadığım alanlardı. Ama baktım ki insanlar geçmişlerini anlatıyorlar, geldikleri noktaları gösteriyorlar. Bizde niye aynısı olmasın dedik. Bundan 40 yıl sonra gelenler çok daha az İnegöllü gibi bir kavram kargaşasından ziyade yaşadığımız şehre sahip çıktığımız bir ortamı temin etmek istedik.”

 

GÖÇ MÜZESİ

“Konuştuğumuz şehir İnegöl; kaplıca, mağara, mobilya, köfte, ayçekirdeği, tarım, tarih, sosyo-kültürel yapı var. Sosyo-kültürel yapı İnegöl’de başlı başına bir konudur, göç sempozyumu yapmak lazım ve bunu okullarda ders kitabı olarak dağıtmak lazım. İnegöl göçlerle büyümüştür. Yenişehir ile 50 sene önce atbaşı giderken şimdi birçok konuda solladık. İnegöl göçlerle beraber güzelleşti. Göçlerin bazı olumsuz getirileri oldu ama onu toplum dinamikleri olarak daha olumlu yönlere kanalize ettik. Ben göç müzesini çok arzu ediyorum. Kafkaslardan, Balkanlardan, Bosna’dan, ülkenin değişik yerlerinden gelenler İnegöl’e ne katmışlar göstermek lazım.Bu şehirde o kadar çok konu var ki bunu da sorguluyoruz. Bunları önemsemiyoruz ya da bizim için sıradanlaşıyor mu diye düşünüyorum ama İnegöl gerçekten çok zengin bir yer. Toplumda seviye o kadar çok düştü ki herkesin her şeyden haberi var ama İshak Paşa dediğinde bakıp kalıyorlar. Yerel bir televizyonumuz İshak Paşa’nın ne olduğunu biliyor musunuz diye sorulduğunda evliya, Allah dostu, padişah diyenler var. Bunlar çok doğal, sadece İnegöl’e mahsus değil. Tüm Türkiye çapında olacak eksik ve aksaklıklar. Günümüz dünyasında teknolojinin çıldırmış bir ortama getirmesi bizi eski öz değerlerimizden kopardı. Burada genç kardeşlerimizi görünce çok heyecanlandım, mutlu oldum. Bunun bir kitaba dönüştürüldüğü gençlerimize okutulması, oturumlar gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunu da takip edeceğiz.”

 

İNEGÖL’ÜN ADI TARİHE NOT DÜŞÜLDÜ

“Emin Acar gerçekten çok önemli bir değer. Kendisinin çorbasından içme imkânına sahip oldum. Geçtiğimiz sene görüştüğümüzde 90’lu yaşlarında bana İshakpaşa’nın avlusunda yapılacak çalışmalardan, bazı köylerden bahsetti. İlk tanıştığımız dönemde ağır sanayi hamlesi vardı, Erbakan hocaya yalvardım, buraya OSB yapmayalım diye dedi. Olmasını tarif ettiği yer bizim 2. OSB’yi yaptığımız ver. İnegöl’ü buraya büyütmeyelim dedi, büyümesi yönündeki bahsettiği yer TOKİ’nin bulunduğu bölge. Biz hala oralara çıkmamak için çırpınıyoruz. Acayip bir ufka sahip. Nano teknolojiden, voleybolun yarar ve zararlarından bahsediyor. 90 küsur yaşında bir büyüğümüz, bir o kadar mütevazı bir insan. Allah nur içerisinde yatırsın. Fuarlar yaparken, fuarlara giderken, şehri alt ve üst yapısıyla büyütmeye çalışırken bir taraftan da bastığımız toprakların geçmişini çok iyi bilerek geleceğe ona göre yer vermemiz gerekiyor. Bu şehrin ne kadar önemli ve değerli olduğunu bir kez daha gördüm. Biraz işe turizm açısından bakıyorum. Turizm çalıştayı yaptık, bizim DOSTUM projemiz var ve kartopu misali büyüyerek gidiyor. DOSTUM’da 12 farklı branş var, İnegöl’ün farklı bölgelerinde yer alıyor.İnegöl’ün mobilya, köfte ve diğer değerleri konuşulacak ama turizmi de üst başlık olarak konuşulacak. Bu sempozyum ve sonrasındaki bazı çalışmalar bunun önemli altlıklarından biri olacak. Bunu daha önce yapmayı düşünmüştük ama Türkiye’de yaşanan olaylar ve seçimler bu işin sürecini uzattı. 8 aydır kesintisiz çalışıldı ve bu noktaya gelindi. Ben şehrimi çok seviyorum ve bu şehre hizmet etmekten gurur duyuyorum. Bu sempozyumların da bir amacı işi bir tık daha öteye götürebilmektir. Başka bir heyecanımız yok. İnanıyor ve ümit ediyorum ki bu ilk ve son olmayacak. İnegöl’ün ünlüleri ve göçle alakalı çalışmalar yapacağız. İnegöl’ün ünlüleriyle alakalı kent konseyimiz 3 tur yaptı, İnegöl’ü 45 sene sonra keşfetmiş oldu. Ne kadar çok önemli insanlarımız varmış ki… Bu da başlı başına bir sempozyum konusu olabilir. Hayatta veya vefat etmiş problem değil İnegöl’ün bir değeridir. Göçler de başlı başına incelenmesi gereken, herkesin kendini tam İnegöllü hissedeceği bir sempozyum planlanabilir. Bu işle alakalı emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Oluşacak kitapçıkta her birinizin ayrı bir köşesi var. Tarihe bu 2 günlük süreç zarfında İnegöl adına bir not düşürüldü. İnegöl bugün buralardaysa büyüklerimizin geçmişte yaptıkları çalışmalarla oldu. İnegöl daha iyi yerlere gelecekse bu şehirde yaşayan her unsur taşın altına elini sokacak ve gelecekte bugünden daha iyi yerlerde olacağız” açıklamalarında bulundu.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş