Genel seçim hayati önem taşıyor

7 Haziran’da yapılacak Milletvekili genel seçimlerinde partimizden milletvekili aday adayı Sayın Selçuk Türkoğlu ziyaretimize geldiler. Allah yollarını açık etsin. Daha önceden ilçe başkanlar toplantısında da ifade etmiştim. Temayülden yana bir tavrımız olduğunu söylemiştim. Bunu gerekli organlarda da dile getiriyoruz. Allah hayırlısını etsin” dedi

BU BİR HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

MHP Bursa Milletvekili aday adayı Y.Selçuk Türkoğlu, “Bugün buraya genel seçimi öne koyarak gelmedik. Gecikmiş olan hayırlı olsun ziyaretini yapalım, tanışalım anlamında geldik. MHP Genel Merkezi bu seçim süreciyle alakalı milletvekili aday adayları ne yapacak, biz bunları nasıl belirleyeceğiz gibi bir yöntem, takvim belirlediği takdirde o zaman daha teferruatlı ve o konuya matuf olarak ziyaretlerimiz daha olur ve istişare etme imkânımız olur” şeklinde konuştu.

TÜRKOĞLU KİMDİR?

Sendikal mücadeleye başladıkları günden beri İnegöl’de var olduklarını belirten Türkoğlu, “Tanışmayan insanlar değiliz. Çok fazla gelip gittik. Bugün gelinen noktada böyle bir süreç var. Ben Kayseri doğumluyum. 1989 yılında üniversite kazanarak Bursa’ya geldim. O tarihten bu tarihe kadar bir askerlik bir de Batman’da göreve başladığımda uzak kaldım, onun haricinde hep Bursa’da kaldım. Üniversiteye geldiğim günden beri ülkü ocaklarıyla başlayan teşkilatla tanışmamız oldu. Akabinde memur olduktan sonra vakıf, sendikalar kurulunca sendika ve en son 2006 yılından bu tarafa Türkiye Kamu-Sen İl Temsilciliğini yürüttüm. Bunun haricinde Bursa’da oluşturulan STK’larla birlikte pek çok komitelerde dönem sözcülükleri, dönem başkanlıkları yaptım. Birkaç sitede köşe yazıları yazdım. 9 Şubat’ta da bu süreçle alakalı bütün görevlerimden istifa ettim” diye konuştu konuştu.

BİR ARADA YAŞAMA İRADESİ SIFIRA YAKLAŞTI

Çok hayati bir seçim dönemine girdiklerini aktaran Türkoğlu, “Bir virajdayız, köprüden önce son çıkıştayız. Bu seçim bunların en önemlilerinden ve en hayati olanlarından bir tanesi. Sağlık Bakanlığı 2013-14 istatistikleri yayınlandı, ilaç kullanım istatistiklerinde Bursa’da 390 bin vatandaşımız psikiyatrik sorunlardan dolayı ilaç kullanmaya başladı. 2 milyon 750 bin nüfusu olan Bursa’da bu ilacı kullanabilecek yaş aralığı bebekler, yaşlılar, çocuklar çıktığında olsa olsa bir buçuk milyon insanın 400 bini psikiyatrik sorunlardan dolayı ilaç kullanır hale gelmiş. Bu iktidarın bizi getirdiği noktadır bu. Böyle bir tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz. İnegöl’de 2013 yılında bin 600 çift evlenmiş, 400 çift boşanmış. Her 4 aileden biri boşanıyor. Güya muhafazakâr, aileye ve milli değerlere önem veren bir iktidar var ve bu iktidar döneminde 2001 yılından bu güne boşanmalar yüzde 700 artmış. Fikren ve fiilen bölünmüş bir Türkiye tablosuyla bu seçimlere gidiyoruz. Fiilen bölünmüş olduğun artık herkes kabul ediyor. Terör örgütü nizami geçiş törenleri düzenliyorlar. Yakında vizeyle gidemeyeceğiz kendi topraklarımızın bir kısmına. Bölgesel bölünmüşlük bir tarafa bütün bölgelerde oluşan kurtarılmış bölgeler ve gettolar var. Böyle bir bölünmüşlükle gidiyoruz. Bir arada yaşama iradesinin sıfıra yaklaştığı, belki de Cumhuriyet tarihi boyunca en alt noktaya geldiği kötü tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz. Yine böyle bir tabloda fikren bölünmüşlük almış başını gidiyor. Hükümetin Bursa’daki milletvekili; yüzde 50’si artık bize nefretle bakıyor diyor. Ne ektiysen onu biçiyorsun. Daha da biçeceksin. Böyle bir tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz. Türkiye’de memurlar ikiye ayrıldı; zenciler ve beyazlar, bizden olanlar ve olmayanlar, birinci sınıflar ve ikinci sınıflar… Toplumun her yerine bu sirayet etti, kamuda var, özel sektörde var, esnaf teşkilatlarında var utanmasalar en küçük mahalle kulübüne bile müdahale edecekler. Biz eğitimde bunu çok yaşadık, neredeyse sınıf başkanlarını bile bizden olacak diye tayin etmek isteyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Aslında bu yezidi zihniyet. Benden değilsen istersen evliya ol kıymetin yok, bendensen en rezil insan olsan da kıymetlisin… Böyle bir bölünmüşlükle 7 Haziran’a gidiyoruz. Daha büyük toplumsal çatışmalara gebe olan bir Türkiye tablosuna doğru 7 Haziran’a gidiyoruz” dedi.

2001’DEN BU YANA YARI YARIYA GELİR KAYBI YAŞADIK

En büyük yalanların istatistiksel yalanlar olduğunu ve ekonomide çok rahat yalan söylendiğini belirten Türkoğlu, “Bunu en çok şimdi Cumhurbaşkanlığı makamında olan zat kullanırdı. 2001 yılında kullanırdı. Vatandaşlara simit-çay hesabı yapardı, topluyordu 5 kişilik ailenin giderini, siz Allah’tan korkmuyor musunuz, bu insanlar yaşamayacak mı, çocuğunu eğitmeyecek mi diyordu. Doğru söyledin. Aradan geçti 13 yıl. Çay 1 TL, simit 1 TL. 5 kişilik bir aile sadece çay ve simit yese bir öğünde 10 TL, 3 öğünde 30 TL, bir ayda 900 TL harcıyor. Asgari ücret kaç para; 949 TL. Kalan 49 lirayla bu vatandaşlar geçinecekler. Bursa işçi kenti diye anılıyor ama işsiz kenti. Yalnızca geçen sene Bursa’da işsizlik maaşı almaya başlayanlar 57 bin kişi. Bu kadar işten çıkan var. Alamayanları, sigortasız ve sendikasız çalışanları saymıyoruz zaten. Böyle bir tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz. Şimdi ne oldu çay-simit hesabı? Siz Allah’tan korkmuyor musunuz desek yeri değil mi? 49 TL ile bu ülkenin asgari ücretlileri geçinecek siz saray yapacaksınız. Altın ravaklı bin TL’lik kadehle sen su içeceksin, senin başörtülü bacıların aşevi kuyruklarında yemek bekleyecek. Böyle bir tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz. 2002’de altının gramı o zamanın parasıyla 12,5 lira, asgari ücret 250 lira. Asgari ücretli bütün ücretiyle altın alsa 20 gram altın alabiliyor. Bugün altının gramı 100 lira, 949 liraya bölün 9,5 gram altın alıyor. Biz fiilen asgari ücretliler 2001’den bugüne kadar yarı yarıya gelir kaybı yaşamışız. Asgari ücret Türkiye’de açlık sınırının altında. Ölen insanı iyice öldürdün, öldürmeye de devam ediyorsun. Sen ne yapıyorsun? 850 bin avroya otobüs alıyorsun. Hangi seçimde kullanacaksın bu otobüsleri? Sen hepimizin Cumhurbaşkanı değil misin? Sen bu anayasaya göre yemin etmedin mi? Bu seçimde muhatabımız kimse söyleyin ona göre yarışalım. Biz zaten küçük enişteyi bu yarışta muhatap kabul etmiyoruz, muhatap Cumhurbaşkanı… Madem öyle biz de bu resti göreceğiz ve seni alacağız. Senin 13 yılda bu ülkeyi nereden alıp nereye getirdiğini Allah nasip ederse köyde, kentte, sokakta, mahallede her yerde anlatacağız. Böyle bir tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖMRÜN DİNİ PAZARLAMAKLA GEÇTİ

Cumhuriyet tarihinden ve Kurtuluş Savaşı’ndan bu zamana kadar vatan toprağı kaybedilmediğini belirten Türkoğlu, “Siz geldiniz Süleyman Şah türbesinde vatan toprağını terk ettiniz. Orayı yıkarak terk ettiniz. Eğer bu ülkede adalet varsa ve olacaksa o vatan toprağını terk eden asker, siyasi irade, Başbakan ve Cumhurbaşkanının yüce divanda vatana ihanetten yargılanması lazım. Sen vatan toprağını terk edeceksin senin çok semirmiş, yalama havuz medyan da millete bunu zafer diye yutturacak öyle mi? Bir bayrak inmeden ötekini diktik öyle mi? Utanmayacaksın bir gün sonra yine senin havuz medyan manşet atacak ve diyecek ki; genelkurmayda şükür namazı. Ne demek bu? Neye şükrettin? Mesele neye şükrettiğin değil mesele mesaj göndermek; genelkurmayda namaz kılan bir başbakanın var ey millet diyeceksin. Pazarlamaya devam edeceksin dini. Ömrün dini pazarlayarak geçti. Böyle bir tabloyla 7 Haziran’a gidiyoruz” açıklamalarında bulundu.