5. İnegöl Tarım Fuarı (İNTARF), geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlenen törenle açıldı. Açılışa protokolün yanı sıra çok sayıda vatandaşta ilgi gösterdi.
İnegöl’ün tarım dinamiklerinin görücüye çıktığı İnegöl Tarım Fuarı (İNTARF), bu yıl 5’inci kez kapılarını ziyaretçilerine açtı. MODEF ve beraberindeki tarım sektör temsilcileri işbirliğinde düzenlenen İNTARF’ın açılışı, Cumartesi günü saat 14.00’da İnegöl ve Bursa protokolü ile vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR
Programın açılış konuşmasını yapan MODEF Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Uğurdağ, “5’incisini düzenlemiş olduğumuz İNTARF’a hoş geldiniz. MODEF Fuarcılık’ın ana konusu mobilya fuarı düzenlemektir. Herkesin bildiği gibi İnegöl mobilyanın başkentidir ama biz fuar şirketi olarak sadece mobilyaya değil İnegöl’de ön plana çıkan diğer sektörlere de katkı sağlamak durumundayız. Bu anlamda tarım da İnegöl için önemli bir sektör. Tarım Fuarı organizasyonumuz önümüzdeki senelerde de devam edecek. Fuarımıza İTSO, Ziraat Odası, İlçe Tarım Müdürlüğümüz ve MODEF ortak hizmet etmiştir. Hem bu müdürlüklerimizin hem başkanlıklarımızın, MODEF personeline ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 17 il ve 175 ilçe ziraat odası ile irtibata geçilip bu odalara 100 otobüs tahsis edildi. Fuarımızda 103 firma sergi açıyor ve toplam 16 bin metrekare fuar alanına sahibiz. Bu Türkiye genelinde çok ciddi bir rakamdır. İnşallah katılımcı ve metrekare rakamını daha yukarılara çıkaracağız. Fuarımızın tarım sektörüne ve İnegöl çiftçisine hayırlar getirmesini temenni ediyorum” dedi.
KÖYLÜNÜN SIKINTILARI DİLE GETİRİLDİ
Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, “Güzel İnegöl’ümüz Oylat kaplıcalarıyla, köftesiyle, mobilyasıyla, son 20 yıldır yaptığı hamlelerle özellikle mobilyanın başkenti olmuştur. Bu anlamda guru duyuyoruz. İnegöl kuruluşundan bu yana aynı zamanda bir tarım kentidir. İnegöl’ümüzün kullanılabilir tarım arazisi 390 bin dekardır. Bunun 150 bin dekarı meyvecilikle, 150 bin dekarı hububatla, geri kalan bölümü de çilek, pancar ve sebzecilikle uğraşmaktadır. İnegöl’ümüzde hayvancılık alanında da önemli bir yere sahiptir. Özellikle kırsalda yaşayan insanların geçim kaynağıdır. Hayvancılıkta kırsalda yaşayan aile işletmeciliklerinin daha fazla desteklenmelerini istiyoruz. Bugün insanlarımız küçük işletmeler sayesinde ayaktadırlar. İnegöl’de tarım, mobilya sektörünün gölgesinde kalmıştır. Bizler de İnegöl tarımının önemini anlatmak için İnegöl tarımının fuarını düzenleme kararı verdik. Bu konuda şehrin tüm dinamiklerini arkamıza alarak bu fuarı gerçekleştiriyoruz. Büyükşehir Belediye Yasası çıkmadan önce Belediyelerin tarımla alakalı çalışmaları olmadığı dönemde düzenlediğimiz fuarlarda Belediye başkanımız Alinur Aktaş’ın desteklerini gördük. Yasa çıktıktan sonra da desteklerini görmekteyiz. İnşallah bundan sonra da tarımda sesimizi duyuracağız. Bu yıl 5’incisini düzenlediğimiz fuarımızda amacımız çiftçimizi yeniliklerle buluşturmak, ürünlerimizin tanıtım ve reklamını yapmaktı. Reklam çok önemlidir. Bundan 3 sene önce çerezlik ayçekirdeğinin patentini aldığımızda yüzde 100 fiyat artışı oldu ve çerezlik ayçekirdeğinde İnegöl, Türkiye’nin borsası oldu. Büyükşehir Belediyemizin yeni yapmış olduğu pazaryerinde milletimizin efendisi olan çiftçimizin kendi ürünlerini satabilmeleri için daha iyi imkân sağlamaları ve tahsis edilen yerlerin artırılmasını arzuluyoruz. Çiftçimizin ürünlerini pazarlama koşulları yetersizdir. Bunun düzenlenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
EL ELE, GÖNÜL GÖNÜLE EN İYİSİNİ YAPACAĞIZ
İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Anıl, “Fuarımız İnegöl’ümüze, çiftçilerimize ve tüm camiaya hayırlar getirsin. İnegöl bir sanayi şehri. Rakamlara baktığımız zaman İnegöl’ün ihracatının 750 milyon dolar olduğunu ve bunun içerisindeki sanayi payının özellikle mobilya ve tekstilin 500 milyon dolarların üzerinde olduğunu, tarımın payına baktığımızda da 45 milyon dolarlarda kaldığını görüyoruz. İnegöl bir sanayi şehri ama bunun yanında da bir tarım şehridir. Cenab-ı Allah bizi öyle bir yerde yaratmış, öyle bir yerde yaşama ve ticaret yapma şansı vermiş ki İnegöl’ün tabanında deniz seviyesinden yükseklik 300 metre ama biz bin metreye kadar ziraat yapabiliyoruz. 700 metrelik irtifada her türlü üretimi yapma şansımız var. Bir şansımız daha var 25 kilometre kuzeyimizde Yenişehir ovası var. Türkiye’nin en güzel tarım arazilerinin olduğu alan… Hemen onun yanında her mevsimin yaşanabileceği bir İznik alanı var. Tarım dendiği zaman İnegöl, Yenişehir ve İznik’i birlikte planlama mecburiyetimiz var. Bunu fevkalade iyi değerlendirmek zorundayız. Siyasilerimizin gayretleriyle Babasultan barajı sulaması önümüzdeki günlerde faaliyete geçiyor. Boğazköy barajı sulaması projesi de faaliyete giriyor. Kıraç diye tabir ettiğimiz arazilerimizin büyük bölümü suyla buluşuyor. Hava var, su var, toprak var… İş bizlere kalıyor. Eken, biçen ve satan arkadaşlarımız şuna mecburuz; en iyiyi üretmeye, en ucuza üretmeye, en kaliteliyi üretmeye ve dış pazarlara satacak forma getirme mecburiyetindeyiz. Bu konuma gelme adına gerek siyaset yapan arkadaşlarımız gerek İTSO gerek Ziraat Odası, diğer STK’lar var gücüyle çalışıyor. El ele, gönül gönüle vereceğiz, en iyiyi üretip satacağız. Dış pazarlara satacağız, o konuma geleceğiz. 5. İNTARF’ta en iyiyi üreten çiftçilerimiz birbirleriyle fikir alışverişlerinde bulunacaklar. En iyiyi üretirken kullanılan araç ve gereçleri burada tanıyacaklar. Bilgi birikimlerini birbirlerine aktararak en iyiye ulaşacaklar. Fuarın organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
MOBİLYADAKİ BAŞARI HİKÂYESİNİ TARIMDA DA YAZACAĞIZ
Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Mobilyasıyla, Oylat kaplıcalarıyla, köftesiyle parlayan bir yıldız olan, birçok ilden daha büyük potansiyele sahip olan, renkli yapısıyla Türkiye’ye örnek olan İnegöl’ümüz bu fuarla beraber daha da güzelliklere koşacaktır.Biz mobilyada yaşadığımız serüveni, mobilyada yazdığımız başarı hikâyesinin aynısını burada da gerçekleştirmek istiyoruz. İnegöl bir tarım şehri ve değerli toprakları var. Tarım sadece üretmekten ibaret değil aynı zamanda pazarlamak, kendinizi geliştirmek işin önemli bir parçasıdır. Fuar yapmış olmak için bu fuarı yapmıyoruz. 2007 senesinde hal ve tahıl binamızda ayçekirdeği şöleni adı altında bir etkinlik yapmıştık. 1-2 yıl ara vermek kaydıyla bu festival devam ederken 4 yıl önce İnegöl Belediyesi koordinatörlüğünde İnegöl üreticisinin ufkunu geliştirmek, yeni pazarlar bulabilmek amacıyla bu fuara başladık. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sonuçları ihracatımızın artışıyla, ekonomik anlamda değer katışıyla göreceğiz. Mobilyadaki başarıyı tarımda da hayata geçirebiliriz. Ayçekirdeğimiz çok meşhur. Kırsal hizmetler müdürlüğümüz var. Çiftçi malları koruma harıl harıl çalışıyor. Erken uyarı sistemlerini Çitli, Akbaşlar ve Turgutalp mahallelerimizde hayata geçirdik. Ürün toplama merkezleri yapıyoruz. Kestane fidanı, sera örtüsü, ceviz soyma makinesi, salça makinesi gibi katkı ve desteklerde bulunuyoruz. Bilinçli yapabilmek çok önemli… Eğitimi fazla sevmiyoruz belki ama İnegöl çiftçimizin de bu konudaki merakını görüyoruz. Özellikle bu konuda yönlendirmeler yapıyoruz. Çiftçilerimize yönelik bilimsel verilerle aktiviteler hayata geçiriliyor. Amacımız tarımla alakalı altyapıyı güçlendirmek, üretimle alakalı verileri revize etmek, bunları pazarlayabilmektir. Tarım çalıştayı yapmıştık, orada aldığımız sonuçlar çok önemli. Çilek bizim için önemli bir değer. Çilek çalıştayında da ciddi kararları hayata geçirmek durumundayız. 1 yıl önce MODEF Başkanıydım. Sektöre mobilyacının bizzat kendisinin yön vermesi lazım. Yeni bir fuar oluşumuyla alakalı başta projelendirme çalışmaları olmak üzere bir gayret var. Biz buna destek vermek durumundayız. Bu fuarı da resmi ve fuar takvimine girmiş şekilde 3 yıl önce yaptığımız çalışmayla icra etmeye başladık. İlgili kuruluşlar da buna destek veriyor. İNTARF 2016 olarak bir kez daha görücüye çıktık. Her fuar bir heyecandır. Bu işe el birliği ile sarılarak, sahip çıkarak ve 4 günlük süreç zarfında farklı eğitimleri takip edip kendimizi geliştirerek ilçemiz adına tarımı daha kazançlı hale getireceğiz. Fuar neticesinde kazanan İnegöl olacak, çiftçimiz olacak, Türkiye ekonomisi olacak. Çiftçilik dendiğinde hepimizin mensup olduğu bir köy var, köylü olmaktan da son derece gururluyuz. Hepimizin bir kırsal mahalleyle diyaloğu var. Çiftçilik demek oturduğumuz yerden destek ve katkı beklemekle olmaz. Beraberinde nasıl daha güzel şeyler yapabilirimin hesabı içerisinde olmalıyız. Kendimizi geliştirmeliyiz. Bu organizasyonların da genel amacı budur. Emeği olan herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
DÜNYADA 7, AVRUPA’DA 1’İNCİ SIRADAYIZ
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Durali Koçak, “Bugün bizim için sevinçli ve mutlu bir gün. Üretici ile tüketicinin, satıcının bir araya geldiği bir gün. İçimizi sevinç doldurdu. Stantların güzelliği bizi heyecanlandırdı ve sizleri tebrik ediyorum. O ürünleri yaşatanları tebrik ediyorum. Tarım hiçbir zaman hiçbir ülkenin vazgeçemeyeceği alanlardan bir tanesidir. Ülkemiz de önemli bir tarım ülkesidir. Rakamlara baktığımız zaman yaklaşık 158 milyar TL’lik tarımsal milli hasılamız var. Buradan 16,8 milyar dolar ihracatımız var. 122 milyon TL bitkisel üretimimiz var. 14 milyon büyükbaş, 42 milyon küçükbaş hayvanımız var. Bütün bu varlığımız bizi dünyada 7, Avrupa’da da 1. Sıraya yerleştiriyor. Bu önemli bir sıralama. Bu açıdan baktığımız zaman verimliliğimizi değerlendirdiğimizde hiç de küçümsenmeyecek bir rakamdır. Burada önemli başarılar var. Türkiye üretiminde Bursa’mızın da önemli bir yeri var. İklim, coğrafya, topoğrafya, yağış her şey burada var. Bununla ne kadar övünsek azdır. Bunlar çok önemli değerler. Siz üretin, bunun pazarlaması için, ticareti için ne yapılması gerekiyorsa önünüzdeyiz diyorlar. Bunu iyi değerlendirmek lazım. Bir şehrin potansiyeli el birliği ile hayata geçirilir. Bu kıymetleri değerlendirerek geleceğimizi çok daha iyi bir hale getirebiliriz. Bakanlık olarak bizler de teşkilatlarımızla her alanda ihtiyaç duyulan hizmeti hayata geçirerek çiftçilerimizin yanındayız.Geçen yıl Bakanlığımız tarım sektörüne 9,1 milyar TL destekleme yapmış. Bursa bundan 116 milyon TL destek aldı. Bütün kurumlar vatandaşın hizmetinde, ilgili kurumlar sektörün hizmetinde. Bir sorun varsa bu sorunu iş birliğiyle aşacağız. Çiftçilerimiz hangi alanda yardıma ihtiyaç duyuyorsa o alanları tespit ederek desteklemelerimizi yapıyoruz. Fuarlar bilgi alışverişi yapılan alanlardır. Bizim fuarımızda paneller de var. Bu ilçemizin dinamiklerini daha iyi hale getirmek amacıyla burada çok güzel toplantılar olacaktır” dedi.
SEKTÖRÜN SIKINTILARINI DİLE GETİRDİ
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Biz bu ülkenin gerçek sahipleri olan üreticileriz. Bir çiftçiyim, ziraat mühendisiyim. Bursa Gürsu’da armut üreticiliği yapıyorum. Diğer bazı meyveler üreterek orada çalışıyorum. 2002 yılında 1 kilo armutla 1 litre mazot alıyordum. Bugün 1 litre mazot alabilmem için 4 kilo armut vermem lazım. Bunu işçilikle, tarım ilacıyla, gübreyle ilişkilendirebilirsiniz. Ortalama 14 yıllık süreçte tarım girdileri yüzde 400 artarken ürün fiyatları ortalama yüzde 200 artış sergiledi. Bazı yüzde 300, bazıları olduğu yerde duruyor. 2002’nin sonunda 90 kuruşa armut satıyorduk şimdi de böyle. Tarımsal rakamlar doğrudur ama çiftçinin yaşadıkları başkadır. 2002 yılında 3 milyon kayıtlı çiftçimiz vardı. Bunların toplam resmi borcu 2,9 milyar TL’ydi. Buna diğer giderleri de eklediğinizde 3,5 milyar borcu vardı. Şuan sadece bankalara olan borç 70 milyar TL. Çiftçi bu borçtan kurtulabilmek için elindekileri satmak zorunda kalıyor. Geçen sene 16,5 milyar dolarlık bir ihracattan bahsettiler. 14 yılın rakamı 155 milyar dolardan fazla ihracat yapmışız. Aynı ülke yine 155 milyar dolar da ithalat yapmış. Mesela 40 milyon tonun üzerinde buğday almış. Bu ülke coğrafyasında buğday olmuyor mu? 1980’de üreticilerimiz 20 milyon ton buğday üretiyor. Sene 2015, 80 milyon nüfusumuz var, 19,5 milyon ton üretimi yapıyoruz. Hayaldi gerçek oldu. 2014 yılında rekor buğday üretimi yaptık, tarihe geçtik. Sene 1980, nüfus 45 milyon, toplam hayvan varlığımız 80 milyon. Sene 2015 nüfus 80 milyon, toplam hayvan varlığımız 80 milyon. İyi yapılan şeyleri sonuna kadar destekliyoruz, barajları, gölleri, sulama yatırımlarını, faizsiz kredileri destekliyoruz. 2002’den bu yana kadar yaşadığımız süreç bizim için daha yoksul bir köylü yapısı ortaya koydu. 230 bin ton tohum üretiyorduk. Bugün 800 bin ton tohum üretiyoruz. Ama bu coğrafyada o gün ekilen tohumların yüzde 80’i kendi tohumlarımızdı.Madem tohum üretimi bu kadar arttı neden tohum fiyatları her sene artıyor? 800 bin ton üretilen tohum kendileri dışarıda olan yabancıların cebine gidiyor. Halkımın ve devletimin cebine gitmiyor. Bizim topraklarımızda yetiştiriyorlar ama kaymağını onlar yiyor. Benim üreticim daha iyi bir yaşam koşuluna sahip değil. GSMH 3 kat arttı. Bubir başarı öyküsü. Madem bir büyüme söz konusu, işsizliğin 3 kat artması gerekmez mi? İnsanların refahlarının 3 kat artması gerekmez mi? Yoksulluğun 3 kat azalması gerekmez mi? Bir gazete 2015’te 12,5 milyon insanın açlıkla karşı karşıya kaldığını yazdı. Yine bir gazete Amerika’da bir kişinin 35 kişiye, İsviçre’de 56 kişiye, Türkiye’de ise sadece 8 kişiye güvendiğini söyledi. Ancak ailemizdekiler kadar güveniyoruz. Sonuç; biz bu ülkenin köylüleri, çiftçileri, küçük üreticileri bu ülkenin ve bu toprakların sahipleriyiz. Bu ülkede üretilen katma değerden payımızı almak istiyoruz. Bütçeden ne kadar pay alıyoruz? GSMH’ya katkımız yüzde 10 ama bütçeden aldığımız yalnızca yüzde 2. Bu hakkımızın yenmesi anlamına gelir.Rusya krizini İnegöl’deki armutçu mu çıkardı? Darbe girişiminin sorumlusu çiftçiler mi? Devlet mekanizması ne zaman bizim için olacak? Biz mi devleti kutsayacağız yoksa devlet mi yeri geldiğinde bunlar benim üreticim diyerek elini taşın altına koyup zarar eden köylümün elinden tutacak. Faizcilere o parayı vereceğine halka verecek. Biz üretiyoruz, bu devlet bizi destekleyecek. Desteklemeleri insana yakışır, etkili, sürdürülebilir, esnek bir şekilde yapıp hareketli hale getirmelidir. TARSİM çiftçinin taleplerini ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden dizayn edilmelidir. Devlet inisiyatif alarak çiftçiyi serbest piyasa koşullarına, tüccara, kabzımala, aracılara peşkeş çekmemelidir. Biz eşit koşullarda insanca yaşamak istiyoruz. Bunu da siyasal iktidardan bekliyoruz. Bizden bir şey isterlerse sonuna kadar destek olacağız” şeklinde konuştu.
NE SÖZ VERDİYSEK YAPACAĞIZ, YAPIYORUZ
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, “Önemli olan üretip ürettiğimizi satabilmek. İş yapmak için buradayız. İş yapmak için bizi tercih ediyorsunuz. İnsan hafızası unutmakla mükelleftir. Çok çabuk unutuyor. Ki acılarını da içinde depreştirip hayatını karartmasın. Geçmiş dönemde acı tecrübeleri çok çabuk unutuyoruz, unutacağız. Başarıları da unutacağız. İnsan sürekli yarına bakar. Siyasetçi ne vaat edecek ve ne kadarını yerine getirecek bunlara bakmak lazım. 1995-96 yılında dönemin siyasileri İnegöl tarımı, Yenişehir tarımı, Karacabey tarımı sulu tarıma kavuşacak diye seri temeller seçim öncesinde atıldı ve bu atılan temeller 20 yıl bekledi. Bunlar acı tecrübeler. Millet seçtiği insanların kendilerine yaşattığı bu acı tecrübelerden dolayı 2002 yılında siyasette bir temizleme yaptı. AK Parti’den yana tercihini kullanıp bizi iktidara getirdi. Millete çok söz vermedik. Verdiğimiz sözlerin en hafızada kalanı da 15 bin kilometre duble yoldur. Ama bir şeyi çok iyi söz verdik, ne söz verdiysek yapacağız dedik. Yarım bırakıp sizi muhtaç duruma düşürmeyeceğiz dedik. Devlette devamlılık esastır anlayışıyla bizden önce yapılanlara da sahip çıkacağız dedik. 7 kilometre ötede Babasultan barajı 17-18 sene bekledi. Biz iktidara geldiğimiz süreçte sadece temeli atılmıştı. Başlamış ama devam ettirilemeyen baraj sayısı 300’ün üzerinde. Sadece sulama barajı. Biz bunların hepsini tek tek tamamladık. 2011’in 12 Haziran’ından beri milletvekiliyim. Benden önce Sedat Kızılcıklı arkadaşım Milletvekilliği yaptı ve bu barajın bitirilmesi için verdiği emeği biliyorum. Aynı zamanda Boğazköy barajının temeli atılmıştı. Sadece barajı bitirmek yetmiyor. Bunun sulama şebekesini yeraltına basınçlı borularla aktarmak gerekiyor. 2011 yılından sonra biz 3. kez iktidara geldikten sonra sadece Yenişehir ovasına 330 milyon liranın üzerinde yatırım yaptık. Rakamlar büyük. Aynı şekilde İnegöl ovasını sulayacak Babasultan Barajı’nın da ihalesini yaptık. İnşallah hem Yenişehir hem de İnegöl ovası 2017 sulama sezonunda sulu tarıma kavuşacak. Biz iktidara geldikten kaç yıl sonra? 10 yıl sonra. 300’ün üzerinde baraja başlanmış. Türkiye’nin kaynakları belli, ürettiği milli gelir de tarım ürünleri de belli. Örnek verdiğimiz Avrupa nüfus oranında yüzde 3 civarındayken biz yüzde 20 civarındayız. Çalışarak daha da gelişeceğiz. 2002 yılında 88 milyar TL bütçe vardı. Şimdi bütçemiz 575 milyar TL. 2003 yılından sonra 118 milyar lira bütçenin 10 milyar TL’si tarıma aktarılıyor. 2014 yılında çiftçimize 14 milyar TL doğrudan destek vermişiz. Çiftçimiz daha çoğunu hak ediyor, daha çoğunu vereceğiz. Ülkemizin GSMH’sını 2 trilyon dolarlara çıkarttığımızda vereceğiz. Örnek aldığımız, rakip gördüğümüz ve kendimize her zaman eleştirirken örnek gösterdiğimiz ülkelerin rakamlarını, toprak büyüklüklerini, nüfusa oranlarını skala olarak ortaya koymak durumundayız. Buğday ithal ediyoruz ama bunun misli kadar da buğdaydan üretilmiş ürün ihraç ediyoruz. Bazı şeyleri hala başaramadık. Katma değer oluşturacak ürün geliştirmeyi başaramadık. Bunda toplumsal olarak sorumluyuz. TKDK desteklerini hala tanıtamadık. Hep beraber hareket edelim, organize olalım, kooperatiflerimizi harekete geçirelim dediğimizde birlik ve beraberlik konusunda biraz geri kalıyoruz. Trakya birlik, Torku örneklerini alıp uygulama konusunda acele etmemiz lazım. AB’den kendi bütçemizden aktardığımız paylar var, bu paraları kullanalım ve devrettirmeyelim. Yapacak çok şeyler var. Hepimizin bu konuda hareket etmesi gerekiyor.37 milyon metreküp su tutan içme ve sulama suyunu ikame edecek barajlar ve sulama tesisleri yapacağız. Cepte para olmadan beylik olmaz. Cepte para olması için istikrar lazım, istikrar için de birlik olması lazım. 15 Temmuz’daki 80 milyonun birliğini devam ettirmemiz lazım. Muhalefeti dinlemiyor musunuz diyorlar. Örneklerini çantamda gezdiriyorum. Beraber imza attığımız birçok çalışmamız var. Getirdikleri önerileri alıp değerlendiriyoruz. Farklılıklarımız olacak. Bizim programımız farklı olduğu için millet bizi tercih etti. Bizim eksiklerimizi bize gösterip bu olması gerekir dendiğinde biz bunu başka parti getiriyor diye reddetmeyiz, reddetmiyoruz. Bize daha iyi projeler getirenlerin her zaman yanında olduk, beraber imzalar attık. Biz birlikte yaşamanın, siyaset yapmanın anlayışıyla yürüyoruz. Yapacak çok işimiz var. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız 1 yıldır kendi bürokratlarını 2 saatlik uykuyla çalıştıran bir disiplin içerisindedir. Herkesin önerilerinin yeniden revize edilip tarımın yeniden layık olduğu yere getirilmesi için. Küçük hayvancılığın desteklenmesi konusunda yeni yeni müjdelerimiz olacak. Klasik hayvancılık metotlarını destekleyecek müjdelerimiz olacak. Milletimizin hükümetimize duyduğu güveni boşa çıkarmayacağız. Ne söz verdiysek yerine getiriyoruz, mücadele ediyoruz. Petrolü çiftçiye ucuz vermek gerekir. Mazot konusunda desteklerimiz var. Bunlar yeterli değil ama imkânlar dâhilinde elimizden geleni veriyoruz. Yeni bir bütçeyle yepyeni destekler sunacağız. Çok güzel şeyler olacak. İnegöl’de köy hizmetlerinin başlattığı hizmetlerin devamını Büyükşehir Belediyemiz yapıyor. Birer birer ihaleye giriliyor. Sulama projelerini büyükşehir yapacak. Gelecek güzel günler Türkiye’nin olacak” diye konuştu.
FERSAH FERSAH BÜYÜME YAŞIYORUZ
Fuarın hayırlar getirmesini temenni eden AK Parti Bursa Milletvekili Zekeriya Birkan, “Çok güzel fikirler beyan edildi. Aranızda olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Melekler güzellikleri dağıtırken torbanın dibi Uludağ’da delinmiş ve birçok güzellik Bursa’ya ve İnegöl’e düşmüş. İnegöl tarımda önemli bir ilçemizdir. Ülkemize kattığı tarımsal hasılayla önem arz ediyor. Rahmetli Hikmet Şahin ile uzun yıllar siyaset yaptım ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde beraber görev yaptım. Yapmış olduğunuz her işi büyük yapın derdi. Rahmetli burada büyük işler yaptı. Fuar alanını İnegöl’e kazandırdılar. Bu büyük eserleri İnegöl’e kazandıran Hikmet Şahin’i rahmetle anmak istiyorum. Siyasette, sosyal alanda bakış açısı çok önemlidir. Baktığınızda sadece bardağın boş kısmını görürseniz olmaz. Sadece dolu kısmını görürseniz de olmaz. Ölçülen reel değerler vardır. Ülkemiz ne haldeydi bugün ne hale geldi, dünyadaki halimiz ne hale geldi. Hamdolsun bütün bunlara baktığımız zaman fersah fersah büyümenin olduğunu görüyoruz. Tüm bunların yanında biz geçmişimizle ve yaptıklarımızla değil bundan sonra neler yapacağımızla ilgili düşüncelere sahip olmamız lazım. Önce huzurun, kardeşliğim, güvenin olması lazım. 15 Temmuz’da bu ülkenin emperyalistlerin maşa olarak kullandığı bizleri birbirine düşürme çabasına karşı gösterilen ruhu hem ekonomide hem sanayide hem ticarette ve ülkemizdeki her alanda gösterip daha somut adımlar atmamız gerekiyor” dedi.
İŞTE BU İNEGÖL’DÜR
Son olarak konuşan Kaymakam Ali Akça ise, “İlçemiz için güzel bir organizasyon. Bereketli bir ilçede yaşıyoruz. Rahmetli Âşık Veysel’in dost dost diye söylediği ezgiler gelir aklımıza. Âşık Veysel bu muhteşem dizelerle insanı anlatmıştır, çiftçiyi anlatmıştır, hayatı anlatmıştır… Bu toprakları ilmek ilmek işleyen çiftçilerimizin mahsullerini göreceğiz bugün…İşte bu İnegöl’dür. Ben aziz çiftçimizi hürmetle selamlıyorum, fuarımız ilçemize ülkemize hayırlı uğurlu olsun” açıklamalarında bulundu.
Konuşmaların ardından fuarın açılış kurdelesi kesilerek stantlar ziyaret edildi.
HABER: SERHAT ÇİÇEK