AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, 2010 yılındaki referandumla anayasal güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasıyla ilgili kanunun 24 Mart’ta yasalaşarak yürürlüğe girdiğini belirterek, mahremiyet güvenliğini de içine alan düzenlemenin güçlü toplum hedefine doğru atılmış önemli bir adım olduğunu söyledi.
Milletvekili Hüseyin Şahin yaptığı açıklamada, yürürlüğe giren kişisel verilerin korunmasına ilişkin kanunun birçok yeniliği getirdiğini ve anayasal güvence altına alınan önemli bir hakkın işlerliğinin sağlanacağını söyledi. Şahin, özel yaşamın sonunun geldiğinin düşünüldüğü bir çağda kişisel benliğin ve bireysel özerkliğin, ancak kişisel verilerin korunmasına yönelik hukuksal düzenlemelerle sağlanabileceğini vurguladı. Kişiyle ilgili özel alanlara sınırsız erişimin insan onuruna yönelik bir saldırı olduğunu savunan Şahin, “Özel alanlara yalnızca fertlerin belirleyeceği ve hukuk kuralları içerisinde tayin edilen meşru kişiler ve yalnızca meşru amaçlarla ulaşma hakkı olmalıdır. Hukuksal düzenlemeyle, özel alanlara fütursuzca gerçekleştirilebilecek ziyaretlerin, saldırıların önüne geçilebilecek” dedi.
YASAL DÜZENLEME NEDEN GEREKLİYDİ?
Milletvekili Hüseyin Şahin, açıklamasında kişisel verilerin tanımı, kanunun düzenleme gereksinimi ve yasanın getirdiği yeniliklere de değindi. Kanunda, telefon numarasından sosyal güvenlik numarasına, taşıt plakasından pasaport numarasına kadar, gerçek kişilerle ilgili resim, görüntü, ses kayıtları, aile ve sağlık bilgileri gibi her türlü verinin kişisel veri olarak tanımlandığını ifade eden Vekil Şahin, şöyle devam etti: “Gerek kamu, gerekse özel kurum ve kuruluşlar, bir görevin yerine getirilmesi veya bir hizmetin sunumuyla bağlantılı olarak, kişisel veri niteliğindeki bilgileri, öteden beri toplamaktadırlar. Bunların yanı sıra resmi dairelerce, toplanması ve muhafazasında mevzuat gereği zorunluluk bulunan veriler de derlenmektedir. Sosyal ve ekonomik hayatın düzen içinde sürdürülmesi, kamu hizmetlerinin etkin biçimde sunumu, mal ve hizmetlerin ekonomik hayatın gereklerine uygun biçimde geliştirilmesi, dağıtımı ve pazarlanması için kişisel verilerin toplanması kaçınılmazdır. Ancak bilgi ve iletişim teknolojilerinin, siyasi, sosyal ve ekonomik hayatımızı sarsıcı biçimde değiştiren/dönüştüren etkileri de kişisel verilerin etkin korunması ihtiyacını geçmişte hiç olmadığı kadar artırmıştır. Sosyal, siyasal ve ekonomik ilişkilerin sınır aşan özelliği, kişisel verilerin ulusal düzeyde korunması için bir yasal çerçeve oluşturulmasında zorlayıcı bir diğer faktördür”
KANUN GETİRDİĞİ YENİLİKLER
Milletvekili Hüseyin Şahin, son yıllarda önem kazanan kişinin mahremiyet hakkı ile bilgi güvenliği hakkının korunmasının da bu kapsamda değerlendirildiğini bildirdi. Yasal düzenlemeyle, sadece gerçek kişilerin verilerinin korunduğunu anlatan Şahin, öncelikle kişisel verilerin işlenmesi sorununun düzen altına alındığını, buna ilişkin genel ilkelerin belirlendiğini ifade etti. Kişisel verilerin istisnalar haricinde ancak ilgili kişinin açık rızasıyla işlenebilecek olmasının da kanunun getirdiği yeniliklerden biri olduğunu belirten Şahin, “İlgili kişinin bir itirazda bulunması halinde, kanunlarda öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesi dışında, veri işlenemeyecektir. Bu kuralın istisnaları kanunda sayılmıştır. Ayrıca, muhafaza edilmesine artık ihtiyaç duyulmayan veriler silinecek, yok edilecek veya anonim hale getirilecek. Kişisel veriler kural olarak ilgilinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere aktarılamayacaktır. Kişisel verilerin açık rıza aranmadan işlenebildiği hallerde, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere aktarılabilmesine ise imkân tanınmaktadır. Kanunda belirtilen bazı eylemler, kabahat olarak nitelenmekte ve idari yaptırıma bağlanmaktadır. Bu nedenle kanun, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, kurulmasını da öngörüyor” şeklinde konuştu.