Saadet Partisi İlçe Başkanı Ertan Sütçü, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifası ile açıklamalarda bulundu. Sütçü, “Kimsenin kıymeti ve yaptıklarının ehemmiyeti kalmamıştır” dedi.
Saadet Partisi İnegöl İlçe Teşkilatı, Nisan ayı İlçe Divan Toplantısını geçtiğimiz Cuma akşamı saat 21.30’da parti binasında gerçekleştirdi. Programa SP İlçe Yönetimi ve çok sayıda partili katılım gösterdi.
“KULLAN AT POLİTİKASI”
Toplantı esnasında bir konuşma yapan Saadet Partisi İlçe Başkanı Ertan Sütçü; “Hepinizin malumu olduğu üzere bu hafta, ülkemizde en önemli gündem başlıklarının tartışıldığı bir dönem oldu. Bir taraftan Kilis’imize bombalar yağarken, diğer taraftan Bursa’mızda canlı bomba patladı. Derken, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun istifası ile gündem iyice allak bullak oldu. Öncelikle Sayın Başbakan ile yaşanan, bizleri ve milletimizi gerçekten üzen istifa krizi ve buna bağlı olarak oluşan otorite boşluğuna ilişkin olarak şunları belirtmek isteriz; başından beri, rotası belli olan bir oluşumda, ne kadar kendinizi başarılı görürseniz görün, neticede kullan at politikasına maruz kalmaya mahkûm olursunuz. Bunlar, yaşanılan sürecin maalesef ki doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ve görüyoruz ki bazıları için, daha tanımlaması yapılmamış bir ‘Başkanlık’ uğruna, kimsenin kıymeti ve yaptıklarının ehemmiyeti kalmamıştır” dedi.
İBRETLİK DURUMDALAR
Sütçü; “Yıllar önce Rahmetli Erbakan Hocamızı ‘Tek Adamcılık’ ile suçlayarak ‘Liderlik Sultasını Kabul Etmiyorum’ anlayışıyla ayrılanların bugünkü ibretlik durumlarına üzülerek hep beraber şahit oluyoruz. Yola çıktıklarını, yolda bulduklarıyla değiştiren bir yapıdan bundan başka bir şey de beklenmezdi zaten. Temennimiz odur ki, Sayın Başbakanın daha da çok aldanmadan, gerçekleri idrak etmesi ve kendisinin de ‘Kullan At’ politikasına daha fazla alet olmamasıdır.”
ROTAYI İSLAM’A ÇEVİRMELİYİZ
“Aslında mesele, ne kişi meselesidir, ne de parti… Mesele kimin dümende olduğundan çok, neyin dümeninde olunduğudur? Mesele, neler yapılıyor, ya da neler yapılmıyor meselesidir. Bu gemi, bu milleti ve ülkeyi ümmetten koparıp Batıya doğru sürüklemek için kodlanmışsa eğer, dümende kimin olduğunu tartışmanın bir anlamı olmayacaktır. Doğru olan ülkemizin gemisinin yönünü batıya, Avrupa’ya değil, İslam’a çevirmektir. Yoksa rotası yanlış olan bir gemde mürettebat ya da kaptan olmanın da bir anlamı yoktur” dedi.