İlçemizde geçtiğimiz gün başlayan kar yağışı, bugün ara ara devam ederken, güneşin yüzünü göstermesi ile birlikte karın da aynı anda yağması İnegöllüleri şaşırtmaya devam ediyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENLERİ
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde İklim değişikliği; Karşılaştınlabilir bir zaman peryodunda gözlenen doğal iklim değişkenlikleri ile, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin doğal yapısını bozan insan etkinlikleri sonucunda, iklimde oluşan değişikliklerin bütünü olarak tanımlanmıştır.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi, doğanın evrimi gereği iklim sistemini oluşturan unsurlar arasındaki ilişkilerin doğal yollarla bozulması kaçınılmazdır. Zaten insanların doğa üzerinde etkili olduğunu veya onu yönlendirebileceğini sandığı zamana kadar olan dönemde iklim, daha önce de açıklandığı gibi, doğrudan doğal olaylar sonucu değişmiştir. Ancak yine tanımda insan etkinliklerinden kaynaklanan olaylar sonucunda da iklimde değişmelerin olabildiği vurgulanmaktadır. Nitekim Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 1995 II. Değerlendirme Raporu’nda geçtiğimiz yüzyılda görülen iklim değişikliği üzerinde insan etkinliklerinin büyük etkisi olduğu belirtilmiş tir. Hattâ insanlann etkisiyle oluşabilecek iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanacak doğal afetlerin ve bunların yaratacağı ekolojik, ekonomik ve sosyal sorunların 21. nci yüzyılda yaşanabilecek sorunların en ağın olacağı vurgulanmıştır.
Buraya kadar olan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi iklim değişikliğinin nedenleri esas olarak doğal ve insan kaynaklı etkenler olmak üzere iki başlık altında toplanabilir.
Doğal Etkenler
Doğal etkenler, iklim sistemini oluşturan, atmosfer, hidrosfer ve yer küre ile bu kürelerin yaşam alanİanndan oluşan biyosferin doğal yapısını bozarak bunların arasındaki doğal dengeyi etkileyen bütün doğal olaylardır. Bunlar Dünya’mızı oluşturan bu katmanların kendilerinden kaynaklanan, olayları içermektedir.
Güneş’ten atmosferin üst sınırına gelen enerji miktarındaki (Güneş sabi-tesi-2 cal/cm2/dakika) değişme, volkanizma, depremler, doğal orman yangınla-n gibi daha birçok olay, hassas bir denge üzerine oturmuş olan iklim sisteminde bozulmalara neden olan doğal olaylardır (Daha önce bu konuda yeterli bilgi verilmiştir).
İnsan Kaynaklı (yapay-antropojenik) Etkenler
Bunlar, iklim sistemini oluşturan unsurlann ve özellikle de yaşam için vazgeçilmez bir ortam oluşturan atmosferin, doğal yapısının bozulmasına neden olan, insanlann değişik etkinlikleri (sosyolojik, teknolojik) ile ortaya çıkan olaylann bütünüdür. İnsanlann hemen her türlü etkinliği sonucunda iklim sisteminin bozulmasına neden olabilecek olaylar ortaya çıkmaktadır. Bunların içinde çok önemli olanlan aşağıda ana başlıklar halinde verilmiştir.
Atmosferin Doğal Sera Etkisinin Değişmesi
İklim sistemi içinde atmosferin ve yeryüzünün ısınması, atmosferin doğal sera etkisi özelliği nedeniyle olmaktadır. Güneş’ten Dünya’ya gelen enerji ile Dünya’dan uzaya geri verilen enerjinin denk olması, atmosferin doğal yapısının korunmasıyla mümkündür. Atmosferi oluşturan gazlann oranlarında olabilecek bir değişiklik bu dengeyi bozacaktır. Bu da küresel ölçekte sıcaklığın artmasına veya azalmasına neden olacaktır. Bu denge ise atmosferin doğal sera özelliğiyle korunmaktadır. Bu konunun iyi anlaşılabilmesi için önce atmosferin sera etkisinin ne olduğunun bilinmesi gerekir.
Sera Etkisi: Atmosferde bulunan ve doğal sera gazlan olarak adlandırılan su buharı (Hp), Karbondioksit (CÖ2), metan (CH4), azotoksit (N20) ve Ozon (03) gibi gazlar, Güneş’ten doğrudan gelen kısa dalgalı ışınların büyük bir kısmının yeryüzüne ulaşmasını sağlarken, yerin ısınmasından sonra atmosfere geri verilen uzun dalgalı radyasyonun (yer radyasyonu)da büyük bir kısmını tutmaktadır. Atmosferin bu özelliğine atmosferin doğal sera özelliği denir. Yeryüzü ve atmosferin ısınması bu yolla tutulan enerjiyle olmaktadır.
Güneş’ten doğrudan gelen enerjinin ne kadar büyük bir kısmı yeryüzüne kadar ulaşarak orada emilirse, yer o kadar ısınacak ve atmosfere o kadar çok enerji verilecek, dolayısıyla atmosfer de o kadar çok ısınacaktır. Ancak atmosferdeki doğal sera gazlarının miktarında bir artış olursa, yerden verilen enerjinin (uzun dalgalı yer radyasyonunun) daha büyük bir kısmı atmosfer tarafından tutulacak dolayısıyla atmosferin alt katlan daha çok ısınacaktır. Yer Küre’nin normalden daha fazla ısınmasını sağlayan bu olay da atmosferin sera etkisi olarak adlandınlmaktadır.
İnsan Etkinliklerinden Kaynaklanan Sera Gazı Birikimlerindeki Değişmeler
Atmosferdeki insan kaynaklı sera gazı birikimlerinde sanayi devriminden beri bir artış gözlenmektedir. Sera gazları içinde ayrı bir özellik taşıyan karbondioksit (C02), o günden bu güne %30 oranında artmıştır. Bunun yanında, metan (CH4) %145 ve Azotoksit (N20) %15 oranında artış göstermiştir. Önümüzdeki yıllarda da bu artışın devam edeceği, örneğin atmosferdeki C02 miktarının 21. yüzyılın sonuna kadar şimdiki miktannın 1.5 katı kadar daha fazla olacağı hesap edilmektedir (IPCC, 1996). Bunun sonucunda sera etkisinden kaynaklanabilecek küresel ısınmanın büyüklüğünü düşünmek bile ürkütücüdür.
Atmosfere Salınan Partiküllerin Etkileri
İnsanların çeşitli etkinlikleri (tanm,sanayi v.b) sonucu atmosfere verilen partiküller (aerosoller uçucu küçük parçacıklar) ve özellikle de fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan kükürtdioksit (S02) kaynaklı sülfat parçacıkları troposfer içinde dağılır. Bunlar güneş ışınlarını yeryüzüne ulaşamadan tuttuklarından yeryüzü dolayısıyla atmosfer fazla ısınamaz ve atmosferde genel bir soğuma görülebilir.
Bilindiği gibi doğal etmenler arasında sayılan volkanik etkinlikler sonucu atmosfere verilen kül, toz ve bazı uçucu maddeler de aynı nedenle küresel sıcaklığı azaltan atmosfer kirleticileridir.
Yanlış Arazi Kullanımı ve Doğal Çevrenin Bozulması
Doğal olaylar yanında insanlar da çeşitli amaçlarla doğal çevreyi hızlı bir biçimde tahrip etmekte ormanlar başta olmak üzere, tükenmez kabul ettikleri bütün doğal kaynaklan hızlı ve bilinçsiz olarak tüketmektedir. Ayrıca hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilmek için, başka amaçlar için daha uygun olabilecek yerler, çarpık yerleşme ve kentleşmeyle tahrip edilmektedir.
Bu durumda iklimi oluşturan unsurlar doğal özelliklerini kaybetmekte, aralarındaki karşılıklı ilişkiye bağlı olan dengeler de hızla bozulmaktadır. Bunun sonucu, bu unsurların bir bileşkesi olan iklimde bozulmalar hattâ değişmeler kaçınılmaz olmaktadır.
Ozon Tabakasındaki İncelme
Atmosferde çok az bulunan ve üç oksijen atomundan oluşan Ozon (03)’nun %90’ı stratosferin 19 ile 45.kilometreleri arasında, ozonosfer denilen bölümde toplanmıştır. Ozon, yeryüzündeki yaşam için çok tehlikeli olan çok kısa dalgalı güneş ışınlan (morötesi=ultraviyole) için doğal bir süzgeç görevi yapmakta ve büyük bir kısmını da tutmaktadır. Aynca tutulan bu enerji nedeniyle de atmosferin daha fazla ısınması önlenmektedir. Yani Ozon tabakası, atmosferdeki doğal dengenin çok önemli bir Öğesidir.
Ancak doğal mekanizmalar sonucu oluşan ve atmosferde belirli bir miktarda bulunması gereken ozon’un son zamanlarda hızla azaldığı görülmüştür. İnsanların çeşitli etkinlikleri sonucu atmosfere verilen bazı gazlar (karbondioksit, metan, kloroflorokarbon, azot oksitler v.b.) bu azalmanın temel nedenlerindendir.
Ozondaki azalma ozon tabakasının incelmesi olarak adlandırılır. Son yıllarda küresel boyutta bir incelme gözlenmekle beraber, Antarktika (Güney Kutbu) üzerindeki incelme, tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu incelme sonucunda atmosferde yeterli derecede tutulamayan kısa dalgalı güneş radyasyonu, canlılar üzerinde kanserojen etki gösterirken, yere daha fazla ulaşması nedeniyle de, küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır. İklim Değişikliklerinin Nedenleri
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde İklim değişikliği; Karşılaştınlabilir bir zaman peryodunda gözlenen doğal iklim değişkenlikleri ile, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin doğal yapısını bozan insan etkinlikleri sonucunda, iklimde oluşan değişikliklerin bütünü olarak tanımlanmıştır.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi, doğanın evrimi gereği iklim sistemini oluşturan unsurlar arasındaki ilişkilerin doğal yollarla bozulması kaçınılmazdır. Zaten insanların doğa üzerinde etkili olduğunu veya onu yönlendirebileceğini sandığı zamana kadar olan dönemde iklim, daha önce de açıklandığı gibi, doğrudan doğal olaylar sonucu değişmiştir. Ancak yine tanımda insan etkinliklerinden kaynaklanan olaylar sonucunda da iklimde değişmelerin olabildiği vurgulanmaktadır. Nitekim Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 1995 II. Değerlendirme Raporu’nda geçtiğimiz yüzyılda görülen iklim değişikliği üzerinde insan etkinliklerinin büyük etkisi olduğu belirtilmiş tir. Hattâ insanlann etkisiyle oluşabilecek iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanacak doğal afetlerin ve bunların yaratacağı ekolojik, ekonomik ve sosyal sorunların 21. nci yüzyılda yaşanabilecek sorunların en ağın olacağı vurgulanmıştır.
Buraya kadar olan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi iklim değişikliğinin nedenleri esas olarak doğal ve insan kaynaklı etkenler olmak üzere iki başlık altında toplanabilir.
Doğal Etkenler
Doğal etkenler, iklim sistemini oluşturan, atmosfer, hidrosfer ve yer küre ile bu kürelerin yaşam alanİanndan oluşan biyosferin doğal yapısını bozarak bunların arasındaki doğal dengeyi etkileyen bütün doğal olaylardır. Bunlar Dünya’mızı oluşturan bu katmanların kendilerinden kaynaklanan, olayları içermektedir.
Güneş’ten atmosferin üst sınırına gelen enerji miktarındaki (Güneş sabi-tesi-2 cal/cm2/dakika) değişme, volkanizma, depremler, doğal orman yangınla-n gibi daha birçok olay, hassas bir denge üzerine oturmuş olan iklim sisteminde bozulmalara neden olan doğal olaylardır (Daha önce bu konuda yeterli bilgi verilmiştir).
İnsan Kaynaklı (yapay-antropojenik) Etkenler
Bunlar, iklim sistemini oluşturan unsurlann ve özellikle de yaşam için vazgeçilmez bir ortam oluşturan atmosferin, doğal yapısının bozulmasına neden olan, insanlann değişik etkinlikleri (sosyolojik, teknolojik) ile ortaya çıkan olaylann bütünüdür. İnsanlann hemen her türlü etkinliği sonucunda iklim sisteminin bozulmasına neden olabilecek olaylar ortaya çıkmaktadır. Bunların içinde çok önemli olanlan aşağıda ana başlıklar halinde verilmiştir.
Atmosferin Doğal Sera Etkisinin Değişmesi
İklim sistemi içinde atmosferin ve yeryüzünün ısınması, atmosferin doğal sera etkisi özelliği nedeniyle olmaktadır. Güneş’ten Dünya’ya gelen enerji ile Dünya’dan uzaya geri verilen enerjinin denk olması, atmosferin doğal yapısının korunmasıyla mümkündür. Atmosferi oluşturan gazlann oranlarında olabilecek bir değişiklik bu dengeyi bozacaktır. Bu da küresel ölçekte sıcaklığın artmasına veya azalmasına neden olacaktır. Bu denge ise atmosferin doğal sera özelliğiyle korunmaktadır. Bu konunun iyi anlaşılabilmesi için önce atmosferin sera etkisinin ne olduğunun bilinmesi gerekir.
Sera Etkisi: Atmosferde bulunan ve doğal sera gazlan olarak adlandırılan su buharı (Hp), Karbondioksit (CÖ2), metan (CH4), azotoksit (N20) ve Ozon (03) gibi gazlar, Güneş’ten doğrudan gelen kısa dalgalı ışınların büyük bir kısmının yeryüzüne ulaşmasını sağlarken, yerin ısınmasından sonra atmosfere geri verilen uzun dalgalı radyasyonun (yer radyasyonu)da büyük bir kısmını tutmaktadır. Atmosferin bu özelliğine atmosferin doğal sera özelliği denir. Yeryüzü ve atmosferin ısınması bu yolla tutulan enerjiyle olmaktadır.
Güneş’ten doğrudan gelen enerjinin ne kadar büyük bir kısmı yeryüzüne kadar ulaşarak orada emilirse, yer o kadar ısınacak ve atmosfere o kadar çok enerji verilecek, dolayısıyla atmosfer de o kadar çok ısınacaktır. Ancak atmosferdeki doğal sera gazlarının miktarında bir artış olursa, yerden verilen enerjinin (uzun dalgalı yer radyasyonunun) daha büyük bir kısmı atmosfer tarafından tutulacak dolayısıyla atmosferin alt katlan daha çok ısınacaktır. Yer Küre’nin normalden daha fazla ısınmasını sağlayan bu olay da atmosferin sera etkisi olarak adlandınlmaktadır.
İnsan Etkinliklerinden Kaynaklanan Sera Gazı Birikimlerindeki Değişmeler
Atmosferdeki insan kaynaklı sera gazı birikimlerinde sanayi devriminden beri bir artış gözlenmektedir. Sera gazları içinde ayrı bir özellik taşıyan karbondioksit (C02), o günden bu güne %30 oranında artmıştır. Bunun yanında, metan (CH4) %145 ve Azotoksit (N20) %15 oranında artış göstermiştir. Önümüzdeki yıllarda da bu artışın devam edeceği, örneğin atmosferdeki C02 miktarının 21. yüzyılın sonuna kadar şimdiki miktannın 1.5 katı kadar daha fazla olacağı hesap edilmektedir (IPCC, 1996). Bunun sonucunda sera etkisinden kaynaklanabilecek küresel ısınmanın büyüklüğünü düşünmek bile ürkütücüdür.
Atmosfere Salınan Partiküllerin Etkileri
İnsanların çeşitli etkinlikleri (tanm,sanayi v.b) sonucu atmosfere verilen partiküller (aerosoller uçucu küçük parçacıklar) ve özellikle de fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan kükürtdioksit (S02) kaynaklı sülfat parçacıkları troposfer içinde dağılır. Bunlar güneş ışınlarını yeryüzüne ulaşamadan tuttuklarından yeryüzü dolayısıyla atmosfer fazla ısınamaz ve atmosferde genel bir soğuma görülebilir.
Bilindiği gibi doğal etmenler arasında sayılan volkanik etkinlikler sonucu atmosfere verilen kül, toz ve bazı uçucu maddeler de aynı nedenle küresel sıcaklığı azaltan atmosfer kirleticileridir.
Yanlış Arazi Kullanımı ve Doğal Çevrenin Bozulması
Doğal olaylar yanında insanlar da çeşitli amaçlarla doğal çevreyi hızlı bir biçimde tahrip etmekte ormanlar başta olmak üzere, tükenmez kabul ettikleri bütün doğal kaynaklan hızlı ve bilinçsiz olarak tüketmektedir. Ayrıca hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilmek için, başka amaçlar için daha uygun olabilecek yerler, çarpık yerleşme ve kentleşmeyle tahrip edilmektedir.
Bu durumda iklimi oluşturan unsurlar doğal özelliklerini kaybetmekte, aralarındaki karşılıklı ilişkiye bağlı olan dengeler de hızla bozulmaktadır. Bunun sonucu, bu unsurların bir bileşkesi olan iklimde bozulmalar hattâ değişmeler kaçınılmaz olmaktadır.
Ozon Tabakasındaki İncelme
Atmosferde çok az bulunan ve üç oksijen atomundan oluşan Ozon (03)’nun %90’ı stratosferin 19 ile 45.kilometreleri arasında, ozonosfer denilen bölümde toplanmıştır. Ozon, yeryüzündeki yaşam için çok tehlikeli olan çok kısa dalgalı güneş ışınlan (morötesi=ultraviyole) için doğal bir süzgeç görevi yapmakta ve büyük bir kısmını da tutmaktadır. Aynca tutulan bu enerji nedeniyle de atmosferin daha fazla ısınması önlenmektedir. Yani Ozon tabakası, atmosferdeki doğal dengenin çok önemli bir Öğesidir.
Ancak doğal mekanizmalar sonucu oluşan ve atmosferde belirli bir miktarda bulunması gereken ozon’un son zamanlarda hızla azaldığı görülmüştür. İnsanların çeşitli etkinlikleri sonucu atmosfere verilen bazı gazlar (karbondioksit, metan, kloroflorokarbon, azot oksitler v.b.) bu azalmanın temel nedenlerindendir.
Ozondaki azalma ozon tabakasının incelmesi olarak adlandırılır. Son yıllarda küresel boyutta bir incelme gözlenmekle beraber, Antarktika (Güney Kutbu) üzerindeki incelme, tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu incelme sonucunda atmosferde yeterli derecede tutulamayan kısa dalgalı güneş radyasyonu, canlılar üzerinde kanserojen etki gösterirken, yere daha fazla ulaşması nedeniyle de, küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır. İklim Değişikliklerinin Nedenleri
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde İklim değişikliği; Karşılaştınlabilir bir zaman peryodunda gözlenen doğal iklim değişkenlikleri ile, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin doğal yapısını bozan insan etkinlikleri sonucunda, iklimde oluşan değişikliklerin bütünü olarak tanımlanmıştır.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi, doğanın evrimi gereği iklim sistemini oluşturan unsurlar arasındaki ilişkilerin doğal yollarla bozulması kaçınılmazdır. Zaten insanların doğa üzerinde etkili olduğunu veya onu yönlendirebileceğini sandığı zamana kadar olan dönemde iklim, daha önce de açıklandığı gibi, doğrudan doğal olaylar sonucu değişmiştir. Ancak yine tanımda insan etkinliklerinden kaynaklanan olaylar sonucunda da iklimde değişmelerin olabildiği vurgulanmaktadır. Nitekim Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 1995 II. Değerlendirme Raporu’nda geçtiğimiz yüzyılda görülen iklim değişikliği üzerinde insan etkinliklerinin büyük etkisi olduğu belirtilmiş tir. Hattâ insanlann etkisiyle oluşabilecek iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanacak doğal afetlerin ve bunların yaratacağı ekolojik, ekonomik ve sosyal sorunların 21. nci yüzyılda yaşanabilecek sorunların en ağın olacağı vurgulanmıştır.
Buraya kadar olan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi iklim değişikliğinin nedenleri esas olarak doğal ve insan kaynaklı etkenler olmak üzere iki başlık altında toplanabilir.
Doğal Etkenler
Doğal etkenler, iklim sistemini oluşturan, atmosfer, hidrosfer ve yer küre ile bu kürelerin yaşam alanİanndan oluşan biyosferin doğal yapısını bozarak bunların arasındaki doğal dengeyi etkileyen bütün doğal olaylardır. Bunlar Dünya’mızı oluşturan bu katmanların kendilerinden kaynaklanan, olayları içermektedir.
Güneş’ten atmosferin üst sınırına gelen enerji miktarındaki (Güneş sabi-tesi-2 cal/cm2/dakika) değişme, volkanizma, depremler, doğal orman yangınla-n gibi daha birçok olay, hassas bir denge üzerine oturmuş olan iklim sisteminde bozulmalara neden olan doğal olaylardır (Daha önce bu konuda yeterli bilgi verilmiştir).
İnsan Kaynaklı (yapay-antropojenik) Etkenler
Bunlar, iklim sistemini oluşturan unsurlann ve özellikle de yaşam için vazgeçilmez bir ortam oluşturan atmosferin, doğal yapısının bozulmasına neden olan, insanlann değişik etkinlikleri (sosyolojik, teknolojik) ile ortaya çıkan olaylann bütünüdür. İnsanlann hemen her türlü etkinliği sonucunda iklim sisteminin bozulmasına neden olabilecek olaylar ortaya çıkmaktadır. Bunların içinde çok önemli olanlan aşağıda ana başlıklar halinde verilmiştir.
Atmosferin Doğal Sera Etkisinin Değişmesi
İklim sistemi içinde atmosferin ve yeryüzünün ısınması, atmosferin doğal sera etkisi özelliği nedeniyle olmaktadır. Güneş’ten Dünya’ya gelen enerji ile Dünya’dan uzaya geri verilen enerjinin denk olması, atmosferin doğal yapısının korunmasıyla mümkündür. Atmosferi oluşturan gazlann oranlarında olabilecek bir değişiklik bu dengeyi bozacaktır. Bu da küresel ölçekte sıcaklığın artmasına veya azalmasına neden olacaktır. Bu denge ise atmosferin doğal sera özelliğiyle korunmaktadır. Bu konunun iyi anlaşılabilmesi için önce atmosferin sera etkisinin ne olduğunun bilinmesi gerekir.
Sera Etkisi: Atmosferde bulunan ve doğal sera gazlan olarak adlandırılan su buharı (Hp), Karbondioksit (CÖ2), metan (CH4), azotoksit (N20) ve Ozon (03) gibi gazlar, Güneş’ten doğrudan gelen kısa dalgalı ışınların büyük bir kısmının yeryüzüne ulaşmasını sağlarken, yerin ısınmasından sonra atmosfere geri verilen uzun dalgalı radyasyonun (yer radyasyonu)da büyük bir kısmını tutmaktadır. Atmosferin bu özelliğine atmosferin doğal sera özelliği denir. Yeryüzü ve atmosferin ısınması bu yolla tutulan enerjiyle olmaktadır.
Güneş’ten doğrudan gelen enerjinin ne kadar büyük bir kısmı yeryüzüne kadar ulaşarak orada emilirse, yer o kadar ısınacak ve atmosfere o kadar çok enerji verilecek, dolayısıyla atmosfer de o kadar çok ısınacaktır. Ancak atmosferdeki doğal sera gazlarının miktarında bir artış olursa, yerden verilen enerjinin (uzun dalgalı yer radyasyonunun) daha büyük bir kısmı atmosfer tarafından tutulacak dolayısıyla atmosferin alt katlan daha çok ısınacaktır. Yer Küre’nin normalden daha fazla ısınmasını sağlayan bu olay da atmosferin sera etkisi olarak adlandınlmaktadır.
İnsan Etkinliklerinden Kaynaklanan Sera Gazı Birikimlerindeki Değişmeler
Atmosferdeki insan kaynaklı sera gazı birikimlerinde sanayi devriminden beri bir artış gözlenmektedir. Sera gazları içinde ayrı bir özellik taşıyan karbondioksit (C02), o günden bu güne %30 oranında artmıştır. Bunun yanında, metan (CH4) %145 ve Azotoksit (N20) %15 oranında artış göstermiştir. Önümüzdeki yıllarda da bu artışın devam edeceği, örneğin atmosferdeki C02 miktarının 21. yüzyılın sonuna kadar şimdiki miktannın 1.5 katı kadar daha fazla olacağı hesap edilmektedir (IPCC, 1996). Bunun sonucunda sera etkisinden kaynaklanabilecek küresel ısınmanın büyüklüğünü düşünmek bile ürkütücüdür.
Atmosfere Salınan Partiküllerin Etkileri
İnsanların çeşitli etkinlikleri (tanm,sanayi v.b) sonucu atmosfere verilen partiküller (aerosoller uçucu küçük parçacıklar) ve özellikle de fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan kükürtdioksit (S02) kaynaklı sülfat parçacıkları troposfer içinde dağılır. Bunlar güneş ışınlarını yeryüzüne ulaşamadan tuttuklarından yeryüzü dolayısıyla atmosfer fazla ısınamaz ve atmosferde genel bir soğuma görülebilir.
Bilindiği gibi doğal etmenler arasında sayılan volkanik etkinlikler sonucu atmosfere verilen kül, toz ve bazı uçucu maddeler de aynı nedenle küresel sıcaklığı azaltan atmosfer kirleticileridir.
Yanlış Arazi Kullanımı ve Doğal Çevrenin Bozulması
Doğal olaylar yanında insanlar da çeşitli amaçlarla doğal çevreyi hızlı bir biçimde tahrip etmekte ormanlar başta olmak üzere, tükenmez kabul ettikleri bütün doğal kaynaklan hızlı ve bilinçsiz olarak tüketmektedir. Ayrıca hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilmek için, başka amaçlar için daha uygun olabilecek yerler, çarpık yerleşme ve kentleşmeyle tahrip edilmektedir.
Bu durumda iklimi oluşturan unsurlar doğal özelliklerini kaybetmekte, aralarındaki karşılıklı ilişkiye bağlı olan dengeler de hızla bozulmaktadır. Bunun sonucu, bu unsurların bir bileşkesi olan iklimde bozulmalar hattâ değişmeler kaçınılmaz olmaktadır.
Ozon Tabakasındaki İncelme
Atmosferde çok az bulunan ve üç oksijen atomundan oluşan Ozon (03)’nun %90’ı stratosferin 19 ile 45.kilometreleri arasında, ozonosfer denilen bölümde toplanmıştır. Ozon, yeryüzündeki yaşam için çok tehlikeli olan çok kısa dalgalı güneş ışınlan (morötesi=ultraviyole) için doğal bir süzgeç görevi yapmakta ve büyük bir kısmını da tutmaktadır. Aynca tutulan bu enerji nedeniyle de atmosferin daha fazla ısınması önlenmektedir. Yani Ozon tabakası, atmosferdeki doğal dengenin çok önemli bir Öğesidir.
Ancak doğal mekanizmalar sonucu oluşan ve atmosferde belirli bir miktarda bulunması gereken ozon’un son zamanlarda hızla azaldığı görülmüştür. İnsanların çeşitli etkinlikleri sonucu atmosfere verilen bazı gazlar (karbondioksit, metan, kloroflorokarbon, azot oksitler v.b.) bu azalmanın temel nedenlerindendir.
Ozondaki azalma ozon tabakasının incelmesi olarak adlandırılır. Son yıllarda küresel boyutta bir incelme gözlenmekle beraber, Antarktika (Güney Kutbu) üzerindeki incelme, tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu incelme sonucunda atmosferde yeterli derecede tutulamayan kısa dalgalı güneş radyasyonu, canlılar üzerinde kanserojen etki gösterirken, yere daha fazla ulaşması nedeniyle de, küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır. İklim Değişikliklerinin Nedenleri
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde İklim değişikliği; Karşılaştınlabilir bir zaman peryodunda gözlenen doğal iklim değişkenlikleri ile, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin doğal yapısını bozan insan etkinlikleri sonucunda, iklimde oluşan değişikliklerin bütünü olarak tanımlanmıştır.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi, doğanın evrimi gereği iklim sistemini oluşturan unsurlar arasındaki ilişkilerin doğal yollarla bozulması kaçınılmazdır. Zaten insanların doğa üzerinde etkili olduğunu veya onu yönlendirebileceğini sandığı zamana kadar olan dönemde iklim, daha önce de açıklandığı gibi, doğrudan doğal olaylar sonucu değişmiştir. Ancak yine tanımda insan etkinliklerinden kaynaklanan olaylar sonucunda da iklimde değişmelerin olabildiği vurgulanmaktadır. Nitekim Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 1995 II. Değerlendirme Raporu’nda geçtiğimiz yüzyılda görülen iklim değişikliği üzerinde insan etkinliklerinin büyük etkisi olduğu belirtilmiş tir. Hattâ insanlann etkisiyle oluşabilecek iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanacak doğal afetlerin ve bunların yaratacağı ekolojik, ekonomik ve sosyal sorunların 21. nci yüzyılda yaşanabilecek sorunların en ağın olacağı vurgulanmıştır.
Buraya kadar olan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi iklim değişikliğinin nedenleri esas olarak doğal ve insan kaynaklı etkenler olmak üzere iki başlık altında toplanabilir.
Doğal Etkenler
Doğal etkenler, iklim sistemini oluşturan, atmosfer, hidrosfer ve yer küre ile bu kürelerin yaşam alanİanndan oluşan biyosferin doğal yapısını bozarak bunların arasındaki doğal dengeyi etkileyen bütün doğal olaylardır. Bunlar Dünya’mızı oluşturan bu katmanların kendilerinden kaynaklanan, olayları içermektedir.
Güneş’ten atmosferin üst sınırına gelen enerji miktarındaki (Güneş sabi-tesi-2 cal/cm2/dakika) değişme, volkanizma, depremler, doğal orman yangınla-n gibi daha birçok olay, hassas bir denge üzerine oturmuş olan iklim sisteminde bozulmalara neden olan doğal olaylardır (Daha önce bu konuda yeterli bilgi verilmiştir).
İnsan Kaynaklı (yapay-antropojenik) Etkenler
Bunlar, iklim sistemini oluşturan unsurlann ve özellikle de yaşam için vazgeçilmez bir ortam oluşturan atmosferin, doğal yapısının bozulmasına neden olan, insanlann değişik etkinlikleri (sosyolojik, teknolojik) ile ortaya çıkan olaylann bütünüdür. İnsanlann hemen her türlü etkinliği sonucunda iklim sisteminin bozulmasına neden olabilecek olaylar ortaya çıkmaktadır. Bunların içinde çok önemli olanlan aşağıda ana başlıklar halinde verilmiştir.
Atmosferin Doğal Sera Etkisinin Değişmesi
İklim sistemi içinde atmosferin ve yeryüzünün ısınması, atmosferin doğal sera etkisi özelliği nedeniyle olmaktadır. Güneş’ten Dünya’ya gelen enerji ile Dünya’dan uzaya geri verilen enerjinin denk olması, atmosferin doğal yapısının korunmasıyla mümkündür. Atmosferi oluşturan gazlann oranlarında olabilecek bir değişiklik bu dengeyi bozacaktır. Bu da küresel ölçekte sıcaklığın artmasına veya azalmasına neden olacaktır. Bu denge ise atmosferin doğal sera özelliğiyle korunmaktadır. Bu konunun iyi anlaşılabilmesi için önce atmosferin sera etkisinin ne olduğunun bilinmesi gerekir.
Sera Etkisi: Atmosferde bulunan ve doğal sera gazlan olarak adlandırılan su buharı (Hp), Karbondioksit (CÖ2), metan (CH4), azotoksit (N20) ve Ozon (03) gibi gazlar, Güneş’ten doğrudan gelen kısa dalgalı ışınların büyük bir kısmının yeryüzüne ulaşmasını sağlarken, yerin ısınmasından sonra atmosfere geri verilen uzun dalgalı radyasyonun (yer radyasyonu)da büyük bir kısmını tutmaktadır. Atmosferin bu özelliğine atmosferin doğal sera özelliği denir. Yeryüzü ve atmosferin ısınması bu yolla tutulan enerjiyle olmaktadır.
Güneş’ten doğrudan gelen enerjinin ne kadar büyük bir kısmı yeryüzüne kadar ulaşarak orada emilirse, yer o kadar ısınacak ve atmosfere o kadar çok enerji verilecek, dolayısıyla atmosfer de o kadar çok ısınacaktır. Ancak atmosferdeki doğal sera gazlarının miktarında bir artış olursa, yerden verilen enerjinin (uzun dalgalı yer radyasyonunun) daha büyük bir kısmı atmosfer tarafından tutulacak dolayısıyla atmosferin alt katlan daha çok ısınacaktır. Yer Küre’nin normalden daha fazla ısınmasını sağlayan bu olay da atmosferin sera etkisi olarak adlandınlmaktadır.
İnsan Etkinliklerinden Kaynaklanan Sera Gazı Birikimlerindeki Değişmeler
Atmosferdeki insan kaynaklı sera gazı birikimlerinde sanayi devriminden beri bir artış gözlenmektedir. Sera gazları içinde ayrı bir özellik taşıyan karbondioksit (C02), o günden bu güne %30 oranında artmıştır. Bunun yanında, metan (CH4) %145 ve Azotoksit (N20) %15 oranında artış göstermiştir. Önümüzdeki yıllarda da bu artışın devam edeceği, örneğin atmosferdeki C02 miktarının 21. yüzyılın sonuna kadar şimdiki miktannın 1.5 katı kadar daha fazla olacağı hesap edilmektedir (IPCC, 1996). Bunun sonucunda sera etkisinden kaynaklanabilecek küresel ısınmanın büyüklüğünü düşünmek bile ürkütücüdür.
Atmosfere Salınan Partiküllerin Etkileri
İnsanların çeşitli etkinlikleri (tanm,sanayi v.b) sonucu atmosfere verilen partiküller (aerosoller uçucu küçük parçacıklar) ve özellikle de fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan kükürtdioksit (S02) kaynaklı sülfat parçacıkları troposfer içinde dağılır. Bunlar güneş ışınlarını yeryüzüne ulaşamadan tuttuklarından yeryüzü dolayısıyla atmosfer fazla ısınamaz ve atmosferde genel bir soğuma görülebilir.
Bilindiği gibi doğal etmenler arasında sayılan volkanik etkinlikler sonucu atmosfere verilen kül, toz ve bazı uçucu maddeler de aynı nedenle küresel sıcaklığı azaltan atmosfer kirleticileridir.
Yanlış Arazi Kullanımı ve Doğal Çevrenin Bozulması
Doğal olaylar yanında insanlar da çeşitli amaçlarla doğal çevreyi hızlı bir biçimde tahrip etmekte ormanlar başta olmak üzere, tükenmez kabul ettikleri bütün doğal kaynaklan hızlı ve bilinçsiz olarak tüketmektedir. Ayrıca hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilmek için, başka amaçlar için daha uygun olabilecek yerler, çarpık yerleşme ve kentleşmeyle tahrip edilmektedir.
Bu durumda iklimi oluşturan unsurlar doğal özelliklerini kaybetmekte, aralarındaki karşılıklı ilişkiye bağlı olan dengeler de hızla bozulmaktadır. Bunun sonucu, bu unsurların bir bileşkesi olan iklimde bozulmalar hattâ değişmeler kaçınılmaz olmaktadır.
Ozon Tabakasındaki İncelme
Atmosferde çok az bulunan ve üç oksijen atomundan oluşan Ozon (03)’nun %90’ı stratosferin 19 ile 45.kilometreleri arasında, ozonosfer denilen bölümde toplanmıştır. Ozon, yeryüzündeki yaşam için çok tehlikeli olan çok kısa dalgalı güneş ışınlan (morötesi=ultraviyole) için doğal bir süzgeç görevi yapmakta ve büyük bir kısmını da tutmaktadır. Aynca tutulan bu enerji nedeniyle de atmosferin daha fazla ısınması önlenmektedir. Yani Ozon tabakası, atmosferdeki doğal dengenin çok önemli bir Öğesidir.
Ancak doğal mekanizmalar sonucu oluşan ve atmosferde belirli bir miktarda bulunması gereken ozon’un son zamanlarda hızla azaldığı görülmüştür. İnsanların çeşitli etkinlikleri sonucu atmosfere verilen bazı gazlar (karbondioksit, metan, kloroflorokarbon, azot oksitler v.b.) bu azalmanın temel nedenlerindendir.
Ozondaki azalma ozon tabakasının incelmesi olarak adlandırılır. Son yıllarda küresel boyutta bir incelme gözlenmekle beraber, Antarktika (Güney Kutbu) üzerindeki incelme, tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu incelme sonucunda atmosferde yeterli derecede tutulamayan kısa dalgalı güneş radyasyonu, canlılar üzerinde kanserojen etki gösterirken, yere daha fazla ulaşması nedeniyle de, küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır.