Siyonist İsrail’in Filistin’li Müslümanların üzerine bomba yağdırmasının ardından ülke genelinde olduğu gibi İnegöl’de de yüzlerce İnegöllü sokağa çıkarak siyonist İsrail’i protesto etti.
İnegöl Belediyesi önünde başlayan yürüyüş, Heykel mevkiinde sona erdi.
Burada toplanan vatandaşlara hitap eden Diyanet Sen Görevlisi Sedat Kaya, şu ifadeleri kullandı:
“Bir haftadır hepimiz çok üzgünüz. Yüreğimiz kan ağlıyor.. Canımız çok yanıyor.
Son 75 yıldır toprakları çalınmış, hakları gasp edilmiş, malları ellerinden alınmış, canlarına kastedilmiş, topraklarından sürülmek zorunda kalmış, garip ve mazlum bir millet için burada toplanmış bulunmaktayız.
Büyük bir savaş kokusu geliyor. Amerika, Avrupa, emperyal güçler bölgeye geldi ve geliyor.
Hiç kimse sormuyor.
Bu olaylar neden başladı?
75 yıldır toprakları işgal edilmiş, çocukları öldürülen, kadınları öldürülen
evlerinden sürgün edilen Gazze halkı açık bir hapishanede gibidir. Geldikleri bu nokta da artık nefes alamıyorlardı. Her gün saldırıya uğruyorlardı. Ama basına pek yansımıyordu.
Son bir ayda 250 civarında Filistinlinin şehid edildiğini kaç kişi biliyor?
En son başörtülü Filistin’li bir kadının meydanda elbiselerinin çıkartıldığını, çıplak halde bırakıldığını kaç kişi biliyor?
Şimdi sizlere soruyorum… Biraz empati yapalım.
Birileri gelip sizin topraklarınızı alsa, sizleri evlerinizden çıkartsa, her şeyinize el koysa, ailenizin yarısını öldürse ne yapardınız?
Ey erkekler! Açık alanda annenizin, eşinizin, bacınızın birileri tarafından zorla elbiseleri çıkartılırsa ne yaparsınız?
Her gün saldırıya uğruyorlardı. Ama basına pek yansımıyordu. Basına yansımayan son zulümler son baskılardan sonra, artık bıçak kemiğe dayandı.
Batının gayrı meşru çocuğu olan terörist İsrail, çok büyük bir katliama hazırlık yapıyordu.
Hepimiz biliyoruz ki Siyonist İsrail büyük bir saldırıya hazırlanıyordu.
Ve yine büyük bir katliam yapacaktı.
Çünkü 20 yıldır terörist İsrail Gazze’yi boşaltma planı yapıyor. Gazze halkını Sina çölüne göndermek istiyor ve Gazze’yi boşaltarak kendi hakimiyetini genişletmek istiyordu.
Hepimiz şunu gördük ki bu sefer, Filistinli mücahid kardeşlerimiz bu sinsi planı gördüler ve erken davranarak bozdular.
İsrail hiçbir Savaş hukukuna dikkat etmiyor. Ve her tarafı hedef gözetmeksizin bombalıyor.
Maalesef tüm dünya sessiz. Dünyanın birçok ülkesinde alakalı alakasız insanlar uçaklara binip çocukları ve kadınları öldürmek için gönüllü olarak İsrail’e gidiyorlar. İsrail’liler 5 yaşındaki çocuklarına silah eğitimi yaptırıyor. İlkokullarındaki tüm çocuklara bile savaş eğitimi veriyorlar. Hani çocuk savaşçıları yetiştirmek suçtu?
Genç kızları ise evleninceye kadar askerlik yapıyorlar. Çocukları nasıl canavarca hislerle yetiştiriyorsunuz böyle?
Biri bize bunu açıklasın. Başka miletler bunu yapsa kıyamet kopar. Ama terörist İsrail bunu yapınca suç olmuyor.
Peki İslam ülkelerine ne oluyor? İslam ülkeleri açıklamalarını netleştirmek ve tarafını belli etmek zorundadırlar. Yoksa açıklamalarını netleştirmeyenler ve tarafını belli etmeyenler yarın öbür gün bertaraf olacaklardır.
Bugüne kadar yaşadığımız onlarca tecrübelerle gördük ki;
İsrail, laftan-sözden anlamıyor,
İsrail, Cuma günleri camilerden okunan hutbelerden anlamıyor!
İsrail, kınanmaktan, basın toplantısından, salon toplantılarından, mitinglerden anlamıyor.
Tarih şahittir ki İsrail, ancak ve ancak güçten anlar!
Ve bu gücü harekete geçirmenin zamanı çoktan gelmiştir!
Gün, topyekün İslam alemi olarak, İsrail’in tepesine balyoz gibi inme günüdür.
Gün, İsrail’le anlayacağı dilde ve en yüksek perdeden konuşma günüdür.
Ve diyoruz ki;
Ey İslam İşbirliği Teşkilatı neredesin?
Sen niye harekete geçmiyorsun?
Biliyorsunuz, 1969’da Mescid-i Aksa yakıldığı için İslam iş birliği teşkilatı kuruldu. Kurulduğu dava için bile hala sus pus durumda.
Unutulmamalıdır ki hiçbir anlaşma, hiçbir ticaret Filistinli bebeğin bir damla kanından değerli değildir.
İslam işbirliği teşkilatı çok acilen toplanmalı ve bölgeye derhal asker göndermelidir.
Gazze, üstü açık bir hapishane gibidir. Dört tarafı kapalıdır. Gazze halkı en temel insani haklarından ancak dörtte birine ulaşabiliyor.
Evlerinden sürülen toprakları ellerinden alınan bu insanlar artık adalet istiyorlar.
Ev sahibi evine geri dönmek istiyor.
İsrail, nüfusu İstanbul kadar olmayan 14 milyonluk bir Yahudi topluluğudur. Etrafında ise
yarım milyar Müslüman var. Allah tarafından lanetlenmiş olan bu topluluğun Gazze halkına 75 yıldır yaşattığı tek şey; açlık, sefalet, barut, kan, gözyaşı ve her gün kalkan cenazeler oldu.
Filistin’de ölenlerin % 60’ı çocuk ve yaşlılardan oluşmaktadır. İsrail hiçbir hedefi ayrım gözetmeden vuruyor. Sivil yerleşim yerleri, okul, hastane sağlık ocakları ambulanslar vuruluyor.
İlaç yok, gıda yok, su yok, elektrik yok, barınma yok, güvenlik yok. Böyle bir ortama ne kadar dayanılır?
Müslümanlar olarak adalet istiyoruz. Bunu sadece Filistin için değil tüm mazlum coğrafyalarda ezilen halklar için istiyoruz.
Çok kısa bir süre önce Filistin halkının Karabağ’a yardım toplayıp gönderdiğini, yine 6 martta ülkemizde 10 ilimizde meydana gelen depremde de o fakir hallerinde bile Türkiyemiz’e yardım toplayıp gönderdiklerini bilmenizi istiyorum.
Mısır üzerinden insani koridorun çok hızlı bir şekilde açılması ve bir an önce Gazze’ye insani müdahalenin
başlaması gerekmektedir. Onun için buradan tüm halkımıza tüm kardeşlerimize sesleniyoruz.
Gazze’nin her zamankinden daha fazla İnsani Yardıma ihtiyacı olduğunu belirtmek istiyorum. Ve lütfen buna göre hazırlık yapalım”
HABER: SERHAT ÇİÇEK