Çocuğu anneye kodlamak, babayı ise sadece otorite ve evin geçim kaynağı rolünde görmek ülkemizin bir tabusu. Bu tabu, kadınların da çalışmaya başlamasıyla yavaş yavaş yıkılıyor gibi gözükse de, ülkemizde çocuktan bahsedilince sorumluluk sahibi genel olarak sadece anne görülür. Bunu şuradan da anlayabiliriz. Çocuğuyla ilgilenip zaman geçiren babalar, eşlerine YARDIM EDİYOR, DESTEK OLUYOR diye görülür ve yüceltilir. Halbuki baba, baba olmanın sorumluluklarını yapıyordur. Bilinç altımızda bu sorumluluklar sadece annenin olduğu için babayı yapması gerekeni yapıyor diye değil de yardım ediyor, destek oluyor diye yorumluyoruz.
Halbuki, çocuk gelişiminde anne kadar babanın da ilgisi, sevgisi ve desteği oldukça önemli. Baba, çocuğuna onu koşulsuz sevdiğini hissettirdiğinde, baba olmanın rolünü ve önemini bilerek çocuğuyla kaliteli zaman geçirdiğinde, deyim yerindeyse çocuğunun ruhsal hesabına en güzel yatırımları yapıyor demektir.
Yapılan araştırma, gözlem ve deneylere göre bu ruhsal yatırımların ilerleyen vadelerde çocuğunuza olan kazançlarını şöyle sıralayabiliriz:
Sosyal becerileri gelişir.
ABD’de yapılan bir araştırmada çocuklarda bağlanma hormonu olan oksitosinin anneleriyle en çok kucaklaştıklarında artarken, babayla en çok oynadıklarında arttığı görülmüş. Bağlanma için anneler çocuklarına bol bol sarılmalı, babalar ise bol bol oynamalıdır. Bağlanmanın sadece anneyle olmadığı, babayla da bağlanmanın kurulduğu çocuklar ileride arkadaş ilişkilerinde daha başarılı oluyor. Baba ile de bağ kuran çocuklar, başkalarının varlığını kabul etmeyi öğrendiği için toplumsallaşmada daha başarılı oluyor. Babanın varlığı çocuğun anne ile fazla yapışık olmasını engelleyerek, çocuğun daha bireysel olmasına fayda sağlıyor.
Yapılan bir araştırmada, babaların çocuklarıyla oynadığı boğuşmalı oyunlar( güreş gibi ) sayesinde, çocukların saldırganlık dürtülerini kontrol etmeyi öğrendiği görülmüş. Sosyal duyuşsal gelişimlerine bu oyunların oldukça fayda sağladığı saptanmıştır.
Kendini daha güçlü hisseder. Özgüvenleri yüksek olur.
Babanın sevgisini ve desteğini hisseden çocuklar ’Ben başarabilirim’ inancıyla daha özgüvenli ve kendini daha rahat ifade edebilen yapıda oluyorlar. Arkalarında birilerinin olduğunu bilmek girişimciliklerini arttırıyor. Babanın sevgisi ve çocuğa verdiği güven psikolojik olarak çocuğun daha güçlü hissetmesini sağlıyor. Daha özgüvenli, psikolojik olarak kendini daha güçlü hisseden, ‘Ben yapabilirim’ diyen bireyler, karşılaştığı zorluklarla başa çıkmada elbette daha dayanıklı ve becerikli oluyor.
Otorite ve sınır kavramları gelişir.
Baba çocuğunu yüreklendiren, öz güvenini destekleyen olduğu gibi çocuğuna sınır ve kural koyucudur. Babayla kurulan sağlıklı ilişki, çocuğun otorite figürlerine olan bakışında, kendi sınırlarını koruması ve başkalarının sınırlarına saygı duymasında etkili olur.
Zeka gelişimi ve problem çözme, analitik düşünme becerileri gelişir.
Araştırmalar bize söylüyor ki, çocukların zeka yüksekliği ve baba ilgisi arasında önemli bir ilişki var. Babanın varlığı çocuğa uyaran yönünden daha zengin bir çevre sağlıyor. Bu durum, zeka gelişimine katkı sağlarken, problem çözme ve analitik düşünme becerisini de geliştiriyor.
Cinsel kimlik ve rolleri öğrenir. Karşı cinsle olan ilişkilerde nasıl davranacağını bilir.
Erkek çocuklar için model teşkil eder baba. Cinsel kimlik ve rollerini babadan öğrenir. Babasıyla problem yaşayan erkek çocuklarda kimlik bunalımı görülebilir, kimlik gelişiminde gecikmeler yaşanabilir. Kız çocuklar içinse baba, ileride karşı cinsle olacak ilişkinin kalitesini belirler. Babadan yeterince ilgi ve sevgi göremeyen kız çocukları, ileride bu ilgi ve sevgi eksikliğini tamamlamaya çalışırken bocalayabilir. Azıcık ilgi ve sevgi gösteren kişilere mantık aramadan bağlanabilir ve bu sevgi, ilgi uğruna kendisinden fazlaca fedakarlık verebilir. Kendinden daha yaşlı daha olgun erkekleri de babadan görmediği sevgi, ilgi nedeniyle tercih edebilir.
Çocuklar, anne babalarının ilişkisini gözlemleyerek, ebeveynin davranışlarını modelleyip, buna göre kendi tutumlarını belirlerler. Babanın anneye, sevgi, anlayış, saygıyla yaklaştığı ebeveyn ilişkisini gözlemleyen çocuk ileride eşine bu tutumla yaklaşır ve de eşinden bu tutumları bekler.
AYŞE SÜTOĞLU (01.02.2024)
Kalemine sağlık Ayşecim .