15 TEMMUZ’UN İDAM GERÇEĞİ 6 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI

Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının 6. Yıl dönümünde 15 Temmuz’a ilişkin açıklamalarda bulundu. Yazıcı, 6 yıl sonra ortaya çıkan bir gerçeğe dikkat çekti. Turgay Yazıcı, ıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

“15 Temmuz… Ölümü Öldüren, karanlık geceyi aydınlatan, YÜREKLERİNDEKİ İMAN DOLU GÖĞÜSLERİYLE YEDİ DÜVELE karşı TEK YÜREK olan milletimizin varoluş mücadelesi….

15 Temmuz Milli Birlik Günümüz. Demokrasiye sahip çıktığımız gün. 15 Temmuz şanlı bayrağımıza, değerlerimize ve ülkemize HEP BİRLİKTE sahip çıktığımız GÜN.

15 Temmuz Gecesi 7’den 77’ye bu aziz millet KORKU bilmeden kurşunları göğsüne siper etti. Tankların üzerine yürüdü, uçakların attığı bombalara aldırış etmeden DİM DİK ayakta durarak, kelime-i şehadet getirerek ÖLÜME yürüdü VAKARLI DURUŞUYLA.

Darbeci hainlere karşı bir karış vatan toprağını vermemek için, ülkesini, bayrağını ve devletini korumak için her şeyini veren İSİMSİZ KAHRAMANLARA SELAM OLSUN.

Tam Bağımsız Türkiye’ye kumpas kuran bu hainlerin ülkemiz üzerinde emelleri, niyetleri bitti mi? , Hayır tabi ki…

Eğer 15 Temmuz gecesi bu hainler emellerine ulaşsaydı ilk yapacakları iş Fener Rum Patrikhanesinde 1821 yılından beri kapalı tutulan kin kapısı önünde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı asmak olacaktı.

Şimdi bu nereden çıktı diyebilirsiniz. Tarihsel sürece baktığımızda Mora yarımadasında, büyük bir Rum isyanı patlak verir. (1820-1821 yılları). İsyancılar binlerce Türk’ü katlederler. Bebekler ana karnında süngülenir.

O tarihte tahtta oturan Sultan II. Mahmud, Sadrazam Benderli Ali Paşa’yı isyanı bastırmakla görevlendirir. İsyana adı karışanlar bir bir yakalanıp yargılanır.

Ele geçen belgeler arasında Fener Rum Patriği V. Gregorius’un Rus Çarı II. Alexandr’a yazdığı “ihanet mektubu” da vardır.

Sadrazam’ın emriyle bir gece yarısı sonrası patrikhane basılır. Belgelere el konur. Patrikhane’nin o tarihte bir “Gerilla Merkezi” olarak çalıştığı ortaya çıkar.

Patrik başta olmak üzere sorumlu bulunanlar yargılanır ve suçları sabit görülenler çeşitli cezalara çarptırılır: Bu arada Patrik V. Gregorius idam cezası almıştır: Patrikhane’nin orta kapısının önünde infaz edilir (1821).

Derler ki, orta kapı o gün bugün kapalıdır ve işte bu yüzden “Kin Kapısı” denmektedir. Türk büyüklerinden biri oracıkta asıldığında yahut İstanbul tekrar Rumların eline geçtiğinde kapı açılacaktır.

Şimdi Patrikhaneye soruyoruz hala bu kapıyı neden kapalı tutuyorsunuz?“