ARTIK O iŞLER BiTTi

Ziyarette ilk konuşmayı gerçekleştiren İnegöl Trabzonlular Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Eyüp Şahin, ”16 Nisan referandumu ile ilgili İnegöl Belediye Başkanımız sayın Alinur Aktaş ve Ak Parti ilçe Başkanı Adem Demirel ile yönetim kurulu üyeleri derneğimize önümüzde ki günlerde yapılacak olan referandum ile ilgili sunum yapmaya geldiler. Gösterdiğiniz ilgiye ben çok teşekkür ediyorum” dedi.

Ak Parti İnegöl İlçe Başkanı Adem Demirel ise, “Size hemşerilerim diyorum,çünkü İnegöl malumunuz çok çeşitli renkleri olan bir şehir,adeta bir çiçek bahçesi. Doğduğu yer Trabzon olan çok çeşitli hemşerilerimiz var ancak doyduğumuz yer İnegöl olduğu için ortak değerleri paylaştığımız için size ben özellikle hemşerilerim diye hitap etmek istiyorum. Malumunuz bundan 20 gün sonra bir referandum var. Bu referandum Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. Bundan önce ki seçimlerde seçimin hep öneminden bahsettik ama bu referandum bugüne kadar yapılan seçimlerin tamamından daha önemli. Neden evet dememiz gerekiyor sorusunun cevaplarını biraz sonra Belediye Başkanımız anlatacak. Biz Ak Parti ilçe teşkilatı olarak sizlerden destek almak için buraya geldik. Eminim ki bugüne kadar bizlere destek verdiniz, inşallah 16 Nisan’da da sandığın başında evet diyerek ülkemiz için güzelliklere sebebiyet verecek, daha güncel,daha aydınlık ve güneşli günlere uyanacağız. Bu güne kadar verdiğiniz desteklerden dolayı teşekkür ediyorum.16 Nisan’da vereceğiniz destek içinde şimdiden teşekkür ediyorum” İfadelerini kullandı.

Daha sonra konuşan İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “ 2014’te bir tane yerel seçim, bir tane cumhurbaşkanlığı, 2015’te 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri olmak üzere iki seçim gördük. 2016’da rahatladık dediğimizde 15 Temmuz darbe kalkışması ile karşılaştık. Birileri tiyatro dediler. Onunda etkileri 5-6 ay süreçte yoğun bir gündem ile geçti. Tüm ilçe halkımız 1 ay süre boyunca, Cumhurbaşkanımızın talimatı ile İnegöl’de de başka şehirlerde de ayakta kaldı. 2017’ye geldik Cumhurbaşkanı tamam, Başbakan tamam nereden çıktı bu, bu seçim hastalık mı oldu sizde, bu ne referandumu diyorlar. Zaten sanki Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan çok memnunlarmış gibi, hayır diyen gurup aynı şeyleri söylüyor. 80 ihtilalını ağabeylerimiz çok net hatırlıyor. Sağ sol davaları vardı ama 12 eylül sabahı ne sağ kaldı ne sol.  1983-1991 arası rahmetli Turgut Özal ile beraber ülkemizde bir meltem rüzgarları esti. Turizm, ticaret farklı alanlarda yatırımlar yapıldı. Belediyelerde, yerel yönetimlerde bir hareketlenme vardı ama 95 senesinde Türkiye adeta bir uçak gibi türbülansa girdi, hem de 11 sene boyunca. Hiç çıkmadık türbülanstan desek yeri var. Güneş otel pazarlıkları, 13 milletvekiline 13 bakanlık verildiği dönemler ve daha neler, neler. Nihayetinde 95’de erken seçim kararı alındı ama yine sonuç çıkmadı. Refah partisi başkanlığında, rahmetli Erbakan hocanın başbakanlığında, Doğru Yol Partisi ve Tansu Çiller ile beraber bir koalisyon kuruldu. Yaklaşık 1 yıl sürdü, yine işler rayına girmeye başladı, belediyeler hareketlendi, bazı kararlar alındı, bazılarının musluklarının önü kesildi ve 28 Şubat akşamı bir gecede alınan kararlar ile tüm kilometre adeta sıfırlandı. Bir gece hükümet alaşağı edildi. 26 adet banka arkasından batırıldı, milyar dolarlar kaçırıldı ama kimsenin umurunda değildi çünkü o zaman herkes Ali Kalkancı filmini seyrediyordu.Arkadan bir siyaset cinayeti daha işlendi. Cumhurbaşkanı o dönem Süleyman Demirel, biliyorsun Doğru Yol Partisi’nden geldi Süleyman Demirel’de. Kural diyor ki koalisyonun diğer ortağına hükümet kurma görevi verilir peki kim bu diğer ortak, Tansu Çiller oda Doğru Yol Partisi Genel Başkanı. Ama hükümet kurma görevi verilmedi, gitti tek başına bağımsız milletvekili olan Yağız Erez’e hükümet kurma görevi verdi. Yine ayar tutmadı, yine dikiş tutmadı nihayetinde birileri keseleri doldurdu. 1999’da yine seçim kararı alındı bu sefer daha büyük problem. Sonuçtan ANASOL-M hükümeti çıktı. Bu hükümet yaklaşık 3.5 yıl sürdü. O dönem çok sevdiğim 2 ağabeyimiz milletvekilliği yaptı. 2000 yılında da bir Cumhurbaşkanı seçildi tamamen kendi istekleri ile ve o gün ki anayasa mahkemesi başkanı Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı oldu. Bir süre sonra anayasa kitapçığını fırlattı sonrada ortalık perişan oldu. Ticaret durma noktasına geldi, kendi yakanlar,kasaları atanlar oldu.” Dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin her süreçte Türkiye’nin önün açtığını ve kilidi çözdü diyerek konuşan Aktaş, “Yiğidi öldür hakkını ver.  Nihayetinde 2002’de Devlet Bahçeli’nin Keles- Kocayayla’da bu hükümet artık bitmiştir demesi ile erken seçim istedi ve Devlet Bahçeli bakanları olan hükümet ortaklarındandı. O gün Devlet Bahçeliyi acayiplik ile suçlamayanlar, bu gün MHP’li olduğu halde farklı sözler ile itham ediyor. aynı Devlet Bahçeli 2007’de Cumhurbaşkanlığı kilidinin açılmasında da önemli rol oynadı. Yine o gün devlet bahçeliyi suçlamayanlar, bu gün MHP’li olduğu halde Devlet Bahçeliyi, Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında durmak ile hitam ediyor. Ben yorumu sizlere bırakıyorum. Kusura bakmayın muhalefet olmak, iktidar ne derse tam tersini söylemek değildir. 2002’de Türkiye büyük bir açmazın içindeyken bile, seçimde barajın altında kalacağını bile bile erken seçim kararı alındı. Seçim yapıldı çıkan netice, 2 parti barajı geçmişti. Ak Parti %34 ile 367 Milletvekili çıkardı. Ondan sonra her alanda bir değişim oldu.  Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir karmaşıklık oluşturdular. O dönem erken seçime gittik Ak Parti %34 ile iktidara getirdiği Ak Parti’yi %49 ile yeniden iktidara getirdi. MHP’nin de desteği ile Cumhurbaşkanı da Abdullah Gül oldu. Türkiye ayaklarının üstünde durmaya başlayınca birilerinin uykuları kaçmaya başladı. Gezi Parkı olayları, 17-25 aralık operasyonu ve Allah bir daha göstermesin 15 Temmuz hain darbe kalkışması. Ağabeylerim bu dediklerim Türkiye’de çok yazıldı ve oynandı. Gezi Parkı olaylarında, gençler ile Bülent Arınç’ı görüştürmüşlerdi.  Ne demişti o gençler, ‘3. Köprüyü yapmayacaksınız, 3. Havaalanı da yapmayacaksınız, kanal İstanbul’dan da vazgeçeceksiniz’ demişlerdi. Bunları yapılırsa ne olur, Angela Merkel bile devreye girdi.  Nedenleri de ağaçlar kesiliyormuş,doğa katlediliyormuş. Cumhurbaşkanımızın kendisi ve oğlu ile alakalı MİT ve Emniyet düzeyi ile algı operasyonları yaptılar. Bu öfkenin dışarı vuruşu da 15 Temmuz’da kendini çok net gösterdi. İnegöl’den bu bir tiyatro dediler. Biz İnegöl’de bir şey hissetmedik, Allah razı olsun milletimiz sabahlara kadar nöbet tuttu.

Ak Partiye ilgi ve alakanın attığını belirten Aktaş, “Sıkıntı ve problemler var, ama her şeye rağmen Dünya genelinde bu millet bu Ak Parti’ye destekte veriyor,duada ediyor yeri geliyor sabırda ediyor. Bu Ak Parti ve Türk Milleti mazlumların umudu olmuş. Birileri diyor ki bu yapılan yatırımları siz mi yapıyorsunuz iş adamları yapıyor. İş adamı istikrar ve güven olmayan hükümet ile iş yapmaz. Allaha şükürler olsun devletimiz ve hükümetimiz güçlü.  Şimdi o ayara sebep olan, yamalı bohçaya dönen demokrasiyi, sistemi gerçek manada rayına koyacağımızın adıdır bu referandum. Bakın maddeler ile ilgili ciddi bilgi kirliliği var. Recep Tayyip Erdoğan bunların derdi. Şimdi hükümeti kuracak olan Cumhurbaşkanı,  milletvekilleri yasama ve denetim faaliyetini yerine getirecek. Birde bölgesel siteme geçince iyice bölgelerinde çalışacaklar. Artık biliyorsunuz ben milletvekiliyim, bakan olayım diyemez milletvekilliğinde istifa etmesi gerekiyor. Düne kadar sorgulanamayan Cumhurbaşkanı bu anayasa ile 2 dönem kısassı getirdi. Recep Tayyip Erdoğan 63-64 yaşında, çok güzel işler yapmış benim desteklemem o için çok neden var. 63-64 yaşında bir adamdan bahsediyoruz, Allah hayırlı uzun ömürler versin lakin bir gün hak baki olacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yine bir Cumhurbaşkanı olacak yine bir adam olacak. Bunda da fitne çıkarıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan iyi ama ya şizofrenin biri gelirse diyorlar. Böyle bir şey mümkün değil, bu milleti enayimi zannediyorsunuz. 99’da Ecevit’i 1. Parti yapanda, 2002’de barajın altında bırakanda bu milletti. Bu millet kül yutmaz. Siz bu milletin gönlünden imanı alabilir misiniz? Siz açık oy gizli tasnif yaptınız bu millet yine kül yutmadı” dedi.

Aktaş, “Bundan sonra milletvekilleri bölgeleri ile yatacak, bölgeleri ile kalkacak. Artık bakan olmak yok. Pırıl pırıl milletvekillerimiz var ama çok vekilinde bakanlık sevdası ile yanıp tutuştuğunu hepimiz çok iyi biliyoruz değil mi.  Ama artık o işler bitti. Bursa milletvekili isen Bursa’da yatıp kalkacaksın, Trabzon milletvekili isen Trabzon’da yatıp kalkacaksın. Beraberinde Cumhurbaşkanının yaptığı icrayı meclis hep kanunlarla destekleyen bir organizasyon haline dönecek” dedi.

HABER: SERHAT ÇİÇEK