Eski Yugoslavya döneminde Üsküp’te yemeni ve çarık üreten ailenin torunları, İnegöl’de dedelerinin izinden gidiyor

Eski Yugoslavya döneminde Üsküp’te yemeni ve çarık üreten ailenin torunları, İnegöl’de dedelerinin izinden gidiyor

Yayınlama: 26.11.2021
1.400
A+
A-

Yugoslavya dağılmadan önce Üsküp şehrinde yemeni, çarık ve mes üreten Arnavut asıllı aile, Yugoslavya’nın dağılma sürecinin ardından Bursa’nın İnegöl ilçesine yerleşti.

 

Arnavut asıllı ailenin torunları olan Recai (43), Sezai (38) ve Hakan İleri (36) kardeşler, dedelerinin mesleğini güncelleyerek ayakkabı üretiyor.






 

İnegöl’deki atölyelerinde dedelerinin mesleğini güncelleyerek sürdüren 3 kardeş, Bursa, Eskişehir, Kütahya, Bilecik ve Afyonkarahisar gibi illere toptan ayakkabı satışı gerçekleştiriyor.

 

‘Makedonya’nın Üsküp şehrinden 8 kardeşle İnegöl’e göç etmişler’

Üsküp şehrinden İnegöl’e uzanan ayakkabı hikâyesini anlatan Hakan İleri, şu ifadeleri kullandı:

 

“3 Kardeş ile bir çalışma ortamımız var burada. Aile firmamız. Babam geçen sene vefat etti. Babamın yaklaşık 58 yıllık bir ayakkabı geçmişi var. Dedem 1955 yılında, eski ismi ile Yugoslavya, yeni ismi ile Makedonya’nın Üsküp şehrinden 8 kardeşle İnegöl’e göç etmişler. Dedemler 3 erkek kardeş. 2’si Türkiye’ye geldiğinde 26-27 yaşlarındayken, dedem ve kardeşi fidan işine girmişler. En küçük kardeşleri Makedonya’da devam ettikleri yemeni ve çarık imalatı ile devam etmişler. Dedem ve kardeşi vefat etti, diğer kardeşleri ise şuan 79 yaşında İnegöl’de kendine ait bir atölyesi var ve ısmarlama ayakkabılar yapıyor. Babam o zaman dedemlerin fidancılık işini beğenmediği için okula başlamadan ayakkabı imalathanesine girip, askere gideceği güne kadar amcasının yanında çalışmış. Askerden sonra da kendi imalathanesini kurdu ve Recai abim, Sezai abim ile ben bu işi devam ettiriyoruz”

 

Yemeni ve çarık modernleşerek ayakkabıya dönüştü

“Biz tamamen deri, tamamen el işçiliği ile orijinal bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Ama maalesef 20-30 sene önce kullandığımız malzemeleri şuanda bulamıyoruz. Bizim yaptığımız ürünler tamamen doğal, tamamen hakiki deri, tamamen el işçiliği, birinci sınıf, hiçbir malzemeden kaçınmaksızın üretmeye devam ediyoruz. Ama bizden sonra gelecek olan nesil, yani ben kimsenin bu işe gireceğini düşünmüyorum. Çünkü her geçen gün farklı sıkıntılar çekmeye başlıyoruz. Mesela ‘Sayacı’ dediğimiz meslek grubu, yani ayakkabının terzisi, İnegöl’de sadece bir tane ustamız var, bir tane de Bursa’da var. O abilerin de yaşları 50-55 yaşlarında. Onlarda da yetişmiyor. Çırak, kalfa sıkıntısı onlarda da var. Aynı şekilde bizde de var. Bizden sonra gelecek nesil olmayacağını düşünüyorum. Biz şuanda hakiki deri, alt tabanları mevsime göre kışın kauçuk termo, yazın kösele, neolit, microlight, bu şekilde büyük firmaların kullandığı malzemeleri kullanarak işimize devam ediyoruz. Bundan 70-80 sene önce dedelerimiz Makedonya’nın Üsküp şehrinde çarık ve yemeni, yani Osmanlı zamanında giyilen ayakkabı üretiyordu. Şimdi modernleşme anlamında ayakkabıya döndük”

 

Babasının bu mesleği yapması nedeni ile ilkokul 1. sınıftan beri bu mesleği yaptığını belirten Sezai İleri ise;

 

“İlkokul 1. sınıftan beri babamızın yanında Recai ağabeyim, Hakan ile beraber çalışıyoruz. Babamız yaklaşık 58 yıl ayakkabı imalatı ile uğraşmış. Dedemiz yaklaşık 1927-1928 doğumlu, dedemin kardeşi 1930, en küçük kardeşleri de 1940 doğumlu. Onlar da Makedonya’nın Üsküp şehrinde yemenicilik, mescilik, çarık yapmışlar. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bir dağılma olmuş Yugoslavya’da. Göç başlamış ve 1955-1956 yıllarında da göç etmişler, İnegöl’e gelmişler. Burada da çarık, yemeni işi çok fazlaymış İnegöl’de. Onlar bu işe girmemiş, orada gördükleri fidancılık kurslarını burada yapmışlar. Dedem ve ortanca kardeşi fidancılık yapmışlar. Dedemin en küçük kardeşi ise ayakkabıcılığa devam etmiş. Babam da onun yanında çalışmış. Babam da okula gitmeden ayakkabıcılığı öğrenmiş. Bize de ayakkabıcılığı öğretti. Öğrettiği için de Allah razı olsun bize bir meslek kazandırdı. Bu mesleği biz de devam ettirmeye çalışıyoruz. Zor mücadelelere rağmen yapmaya uğraşıyoruz” diye konuştu

 

Sadece yurt içine değil dönem dönem yurt dışına da ayakkabı ihraç ettiklerini belirten Sezai Çelik, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

 

“Çıraklıktan beri geldiğimiz için sadece kalfalık yapmıyoruz. Tek bilmediğimiz bir şer kaldı; sayacılık. O da dikiş demek. Onu da öğrendikten sonra tam ayakkabıcı olarak çıkarız inşallah. Benim hedefimde o var; sayacılığı da öğrenip tamamen ayakkabıyı sıfırdan yapmak. Öncelikle bizim bölgemiz burası. Bursa, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Afyon gibi yerlere veriyoruz. İstanbul’a da verdiğimiz oldu. Yurt dışına İsrail, Filistin, Irak gibi ülkelere gönderdiğimiz oldu. Bu sene ihracat yapmadık. İnşallah önümüzdeki sene bu işler için de çalışıyoruz. Potansiyel olarak azız. İnegöl biraz daha bu kısır döngüde. Yani burada üçümüzden başka yine var ama az. Çırak yok, yetişmiyor. İsteriz ki çıraklar yetişsin, gelsin esnaflığı öğrensin”

 

Kardeşlerin büyüğü Recai İleri, yaptıkları işte çırak yetişmemişinin kendilerini zorladığını söyleyerek;

 

“Bursa’da bu işi yapan en genç nesil biziz. Ben 43 yaşındayım. Mesleğimize alttan gelen insanlar yok. Alttan gelen insan olmadığı için bu bizim için çok sıkıntılı. Sayacı dediğimiz grupta şuan İstanbul’da bile yok denecek kadar” diye konuştu.

 

HABER: SERHAT ÇİÇEK

 

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş