HASAN EROĞLU İLÇE DİVAN TOPLANTISINDA KONUŞTU; AiLE YAPISI ÇöKüYOR

Geçtiğimiz gün ilçe divan toplantısında açıklamalarda bulunan Saadet Partisi İnegöl İlçe Başkanı Hasan Eroğlu, İstanbul Sözleşmesi ile aile yapısının çöküşe geçtiğini ifade etti. Eroğlu, anlaşmadan acil olarak geri dönülmesini ifade ederek, “İstanbul Sözleşmesi bırakın kadını korumayı, hızla kadını, aileyi, ahlakı, toplum dinamiklerimizi çökertmektedir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli ve bu süreçte aile yapısında oluşan tahribatı gidermek için acilen çalışmalar yapılmalıdır” dedi.

Yayınlama: 30.08.2019
606
A+
A-

Saadet Partisi İlçe Divan Toplantısı geçtiğimiz gün gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen toplantıda konuşan Saadet Partisi İnegöl İlçe Başkanı Hasan Eroğlu, İnegöl’ün ve ülkemizin sorunlarına değindi.

 

Öncelikle ayçekirdeğinde son günlerde yaşanan sıkıntıyı dile getiren Eroğlu, “Gündemimizde birçok konu var. Ancak bunların birkaç tanesine kısaca değinmek istiyorum. Malumunuz İnegöl’ümüz bir sanayi şehri olduğu kadar aynı zamanda bereketli bir tarım şehridir. Buna bağlı olarak kendine özgü ve ‘İnegöl Alası’ ismiyle kendi adına tescillenmiş bir ayçekirdeğimiz de mevcuttur. Bugünler ayçekirdeği için hasat zamanı. Maalesef yerel basından da göreceğimiz gibi, aynı zamanda Ziraat Odası Başkanımız Zekai Çelik beyin de bahsettiği gibi ay ekirdeğimiz Çin çekirdeği karşısında her geçen gün değerini kaybederken, üretiminde ve özellikle de kurutulması safhasında da çiftçimizin sorunları devam etmektedir. En son yer bulamadığı için ay çekirdeğini çevreyolunda kurutmak isteyen çiftçilerimize de müsaade edilmemiştir” dedi.






 

Ekonomi olarak ülkemizin sıkıntılı günlerden geçtiğini ve yanlış yatırımların faaliyete geçirildiğini belirten Eroğlu, “Diğer taraftan da, az öncede belirttiğimiz gibi aynı zamanda bir sanayi şehri olan İnegöl’ümüzün lokomotif sektörü olan mobilyada da sezon diye tabir edilen dönem sona eriyor ve hayaller bir başka seneye erteleniyor. Ülkemizdeki ekonomik tablodan dolayı maalesef ki geçen yıl olduğu gibi bu sene de mobilyacı esnafımız hayallerini bir başka döneme ertelemek zorunda kalmıştır. Ama şunu da belirtelim ki, ülkemizdeki ekonomi yönetimi bu şekilde devam ettiği sürece, faiz ve israf ekonomisinde en ufak taviz verilmeden devam edildiği sürece, hep başka bahar hayaliyle kara kışlara doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz. Çünkü borçlanarak yaptırdığımız, geçiş garantisi adı vererek yaptırdığımız yollarda, köprülerde, sadece insan taşınır da, sanayi malzemesi taşınmazsa bu yollar her taraftan sırtımıza yük olmaya devam eder. Ekonomimizin bu hale gelmesinin en büyük sebeplerinden biri de iktidarın imkanlarımızı üretim dışı yatırımlarda kullanmasıdır. Şeker fabrikasını satıp yerine toplu konut, havuzlu villalar yaparak, tekel fabrikalarını satıp yerlerine AVM’ler yaparak, satılan fabrikaların paralarıyla yeni saraylar yaparak, AB’ye verilen sözler uğruna tarım nüfusunu azaltmak için içerideki tarımı bitirip, her türlü gıda maddesini dışarıdan ithal ederek ekonomi düzelmez. Şunu iyi bilelim ki, üretime katkı sağlamayacak her yatırım, her ihale, aslında bize zarar, ekonomimize zarar üstüne zarar vermektedir” şeklinde konuştu.

 

Son olarak aile yapısında ciddi tahribat meydana geldiğini belirten Eroğlu, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Son günlerin en önemli meselelerinden biriside şüphesiz ki aile yapımıza yapılan saldırılardır. Aile kurumu kasten tahrip ediliyor, boşanma rakamları katlanarak artıyor. Kadın cinayetleri ne yazık ki sadece kadınla alakalı bir mesele zannediliyor. Halbuki en temel nedenlerden birisi aile mefhumumuzun çatırdamasıdır. Aile mefhumu ve kurumu kasten tahrip edilmektedirler. Bunun en büyük sebeplerinden birisi batı menşeili çözümler aramamızdır. Sözde kadını korumak adına AB ile imzalanan ‘İstanbul Sözleşmesi’ bırakın kadını korumayı, hızla kadını, aileyi, ahlakı, toplum dinamiklerimizi çökertmektedir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli ve bu süreçte aile yapısında oluşan tahribatı gidermek için acilen çalışmalar yapılmalıdır. Bu sözleşme yürürlükte iken aileyi kurtarmak adına yapılan hiçbir çalışma karşılık bulmayacaktır. Aile yapımız parçalanmaya başladığında ise (ki bu parçalanma şu anda başladı), ne güçlenecek ekonomimiz, ne yıllardır gökyüzünde gezen uçaklarımız, ne savaş gemilerimiz, ne yerli otomobillerimiz, hiçbiri bizi kurtaramayacaktır. AB projeleriyle değil, manevi değerlerimizle, örf ve adetlerimizden gelen gücümüzle, inancımızdan aldığımız değerlerle bir an önce aile yapımızı kurtarmanın mücadelesini vermek zorundayız. Aksi takdirde, yeni yetiştirme yurtları, kadın sığınma evleri, yeni yüksek kapasiteli cezaevleri, kadına verilen yeni haklar, hiçbirisi bizi kurtarmaya yetmeyecektir. İşte bu teşkilat her türlü zorluğa rağmen düzenli olarak yaptığı toplantılarıyla, her kademedeki teşkilatıyla, nihayetinde görev verilirse ülke yönetiminde yapacağı çalışmalarla bu toplumun dinamiklerine yapılan bütün saldırıları bertaraf edecek, yeniden inancından gelen değerle kadına, aileye hak ettiği yere getirecek, huzurlu ve güçlü Türkiye’yi yeniden inşa edecektir inşallah”



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş