İNGİLOY HAVVA İLE AHISKALI AHMET TÜRKİYE’DE HAYAT BULDU

İngiloy baba ve Avarlı annenin ilk çocukları olan Havva ile Ahıska Türkü Ahmet Cafer’in zorlu yaşam hikayeleri, Bursa’nın İnegöl ilçesinde son buldu. Cafer ailesi, zorlu sürecin ardından İnegöl’de hayata tutundu.

Yayınlama: 25.06.2019
929
A+
A-

İngiloy baba ve Avarlı annenin ilk çocukları olarak dünyaya gelen Havva ile Ahıska Türkü olan Ahmet Cafer’in gönül hikayesi, Bursa’nın İnegöl ilçesinde hayat buldu. Zorlu bir dönemin ardından Türkiye’ye gelen Cafer ailesi, hayata ülkemizde tutundu.

 

AZERBAYCAN’DAN TÜRKİYE’YE GELME NEDENİMİZ; VATAN






Eşini çocukluk yıllarından beri sevdiğini ama ailesi istemediği için eşini kaçırmak zorunda kaldığını belirten Ahmet Cafer (28), “Ben eşimin ailesine zaten gidip geliyordum, Zaqatala ilinde medrese okuduğum zamanlarda. Eşim o zamanlarda çocuktu. Ben lisedeydim, o orta okuldaydı. Karşılaşmıştık ama o Bakü’de okuduğu için fazla görüşemedik. Sonra lise bitti ben Kobustan’a döndüm, Türkiye sınavlarında üniversiteye kabul da oldum ama maddi imkanlardan dolayı okuyamadık. Askerliği yaptım geldim. Sonra okuduğum yerleri gezeyim göreyim dedim. Bir zaman çocuk gördüğümüz çocuk büyümüş. Beğendim, sevdim, birbirimizi sevdik. Zaman gelip geçti. İstemeye gitmem lazım, bizim Ahıskalılar da bir şey vardır; kendinden alacaksın, Ahıskalı olacak, yabancıdan olmaz diye bir anlayış vardı. Baba ile anneyi ikna edemedik. Karşı tarafta gelecekse gelsin anlamında bir beklentisi vardı. Sonra kaçırdım. Kaçırdım derken zaten birbirimizi seviyorduk. Gelir misin, gelirim dedi. Babam da sağolsun 15 günlük attı bizi dışarıya. Kızgınlığından dolayı. Bizde Bakü’de kaldık bir süre. 15 Günümüzü orada geçirdik. Yine annem çağırdı, dayanamadı oğlum gel dedi. Annem babamı da ikna etmiş, affedildik. 1.5 sene oldu sonra biz Türkiye’ye geldik. Sıfırdan geldik, eskiden yorgan döşek derlerdi, anlatılan gibi. Kiradan başladık, evin eşyası olsun, 2. evladımız oldu. Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelme nedenimiz; vatan. Vatan diye diye kısmet olmamış dedeme. Dedem rahmetli oldu. Onun için biz gelip burada devam ettik” dedi.

 

BABA İNGİLOY, ANNE AVAR

Konuşmasına ailesi ile ilgili bilgiler vererek Havva Cafer (23) ise, “Annem Dağıstan Avarlarından. Azerbaycan’ın Zaqatala ilinin Yuxari Cardaxlar diye bir ilçe var oralı. Babam İngiloy, oda yine Zaqatala’nın Eliabad diye bir ilçesi var oralı. İlk çocuk benim” dedi.

 

EŞİ İLE BİRLİKTE EVDEN ATILDI

Eşinin ailesinin kendisini istemeye gelmediği için kaçmak zorunda kaldıklarını ve kaçtıktan sonra da eşinin ailesinin kendilerini evden attıklarını belirten Cafer, “Ben seviyordum, o da seviyordu. Ailesi gelmediği için böyle böyle dedik bende razı oldum. O kaçırdı değil de ben kendim razı oldum. Sonra beraber kaçtık. Onun ailesi razı olmadı, evden attılar. Sonra benim annem razı oldu ama babam hala küs bize konuşmuyoruz. Bir kaç defa denedim konuşmayı, razı olmadı. Herkesle görüşüyorum, bütün yakınlarımla ama babam razı olmadı” dedi.

 

ZORLU SÜRECİN ARDINDAN TÜRKİYE’YE GELDİLER

Zorlu bir sürecin ardından Türkiye’ye geldiklerini belirten Havva Cafer, “Sonra eşim dedi ki Türkiye’ye gidelim. Bende razı oldum, destek oldum, çıktık geldik. Buraya geldik, çok güzel yer, çok sevdik, alıştık. Geldiğimizde biraz zorluk çektik. Birbirimize destek olarak bugünlere gelebildik çok şükür” şeklinde konuştu.

 

TÜRKİYE’DE AKRABASI YOK

Türkiye’de akrabası olmadığını ama eşinin akrabalarının olduğunu ifade eden Havva Cafer, “Benim akrabam yok burada, eşimin akrabaları var. Sağolsunlar destek oldular, komşularımız yardımcı oldular, bazı şeylerde” dedi.

 

Soylarının dedesinin dedesi ile Müslümanlıkla tanıştığını belirten Havva Cafer, “Benim dedemin dedesi İngiloy. Bunlar Azerbaycan’a geliyorlar. Azerbaycan’ın Zaqatala iline geliyorlar. Burada Müslümanlığı kabul ediyorlar. O deden sonra gelenler hepimiz Müslümanız elhamdulillah. Bazı şeyler vardı; Şafi, Hanefi. Ben aslında Şafiydim. Evlendikten sonra Hanefiliği kabul ettim” dedi.

 

Babasının, annesinin, Azerbaycan’ın ve eşinin dili farklı olmasına rağmen zorlanarak bu dilleri öğrendiğini ve Türkiye’ye gelmesi ile beraber Türkçeyi de öğrendiğini belirten Havva Cafer, konuşmalarını şu ifadelerle tamamladı:

 

“Eşimin ailesi dedi ki Ahıskalılar gibi konuşacaksın. Öyle şart koydular, bende kabul ettim. Zorluk çektim tabiki, dil değiştiriyorsun sonuçta. Zaten kafam allak bullak. Çünkü babamın dili var, annemin dili var, Azerbaycan dili var, üstüne eşimin dili, zaten bunu zor öğrendim. Sonra Türkiye’ye geldik. Türkçeyi öğrenmem gerekiyordu. Bu sefer bunu öğrenmeye başladım. Çok karışık söylüyorum, Türkçeyi hala iyi konuşamıyorum. Çok dil olunca kafam karışıyor. Türkçeyi öğreniyoruz. Çocuklarla daha çok konuşmaya çalışıyorum; buraya alışsınlar diye. Onun için Türkçeyi daha iyi öğrenmeye çalışıyorum”



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş